“Medya Gücü”Mü, “Gücün Medyası”Mı?

Haber Analiz – Emrah Seven / 2017 Mart / 52. Sayı

Küreselleşen dünya ile birlikte medyanın gücünü ve etkisini her geçen gün daha iyi görüyoruz. Gerçekten medyanın gücü mü var? Yoksa medya ile kurulmuş sistemin arkasında başka bir güç mü var? Her ne kadar okullarda öğretilen derslerde, gazete manşetlerinde, siyasilerin dillerinde medyanın etkisinden bahsedilsede böyle bir gücün dünya siyasetine egemen olanlar tarafından yönetildiğini bilmemiz gerekir.

Dünya siyasetini, ekonomisini, askeri gücünü, diplomasisini, uluslararası ilişkilerini yönetenler elbette ki medyaya hâkim güç olmaktan vazgeçmeyeceklerdir.

Medya dediğimiz olgu şöyle tanımlanır: Günümüzde televizyon, radyo, gazete, internet ve dergi gibi sayılabilecek pek çok kitle iletişim araçlarının toplamını oluşturan tek bir terim olarak ortaya çıkan “medya“, bu kitle iletişim araçları vasıtasıyla bireylere sunulan hizmeti ifade etmektedir. (1)

Bu tanımdan yola çıkarak medyayı güçlülerin yönettiğini çıkarabiliriz. Türkiye’de kitle iletişim araçlarının sahiplerine baktığımızda Türkiye’nin önemli iş adamlarını görürüz. Bu iş adamları kendi hayat görüşlerine, siyasi çıkarlarına, iktidar ile olan ilişkilerine ve ya diğer devletlerle olan ilişkilerine ters düşen bir haberi hemen kaldırmakta, kendilerine muhalif insanları ekranlara çıkarmaktan kaçınmaktadır. Kendi çıkarları doğrultusunda kitleleri yönlendirmektedir.

Medya – Güç ilişkisi batılı devletlerde de aynı şekilde işleniyor. Hatta batıyı taklit eden toplumlar batılı devletlerde her şeyin güllük gülistanlık bir şekilde olduğunu zanneder. Fakat gerçekte batı, insani özelliklerini kaybetmiştir. Tamamıyla maddeci bir çizgide toplumları yönetmektedir. Bu yönlendirmeyi yaparken medyayı da aracı olarak kullanmaktan çekinmemektedir.

Batı, medya gücü ile maddi olarak gelişmekte olan veya gelişmemiş toplumlarda fuhuş, zina, hırsızlık, yolsuzluk gibi ahlaksız şeyleri yaymaktan çekinmemektedir. Fakat söz konusu kendisi olduğunda medya gücü ile sansür uygulamaktadır.

Pizza Gate Skandalı

1995 senesinde Belçika’nın bir kasabasında kaybolan kız çocuklarıyla ilgili olarak başlayan olaylar zincirinde Amerika’nın önemli sermaye sahiplerinin adı geçiyor. Pizza Gate skandalındaki söz konusu iddialar çocuk pornosunun da ötesinde akıl almaz ahlaksızlıkları içeriyor.

Çocuklara Tecavüz Ve İşkence

Olay ortaya çıkıp, dillendirilmeye başladıktan sonra ortaya atılan iddialara da başka boyutlar eklenmeye başlanmış. Sadece pedofili değil, bu çocuklara işkence ettikten sonra zorla tecavüz gibi olaylar olduğu da konuşuluyor. Hatta bu mevki sahibi kişilerin bu çocuklara işkence ve tecavüz edilirken izlemekten zevk aldıkları iddialar arasında.

Pizza Gate Nedir Ve Neden Böyle Deniliyor?

Söz konusu skandala “Pizza Gate” adının verilmesinin sebebi ise iğrenç skandalı organize eden kişinin meşhur bir pizzacı olması. Ünlülerin tüm yazışmalarda da pizza kodları kullanılmış. İddiaya göre peynir=kız çocuğu, makarna=oğlan çocuğu anlamına geliyor. Ünlüler sapkın partiler verirken yüksek meblağlar ödeyip bu terimlerle pizzacıdan mail ile sipariş veriyor ve bu çocuklar adrese teslim ediliyor. (2)

Sonuç olarak medyanın arkasındaki güçler medyayı istedikleri gibi yönlendirmekteler. Sermaye – iktidar ilişkisi dünya siyasetine egemen durumda bundan dolayı toplumları ahlaki çöküntüye sebebiyet vermek ve onları yozlaştırmak için tüm güçlerini kullanmaktalar. Müslümanlar olarak bizim Hucurat suresi 6.ayetini kendimize rehber edinirsek bu gücü bertaraf ederiz.

“Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu ‘etraflıca araştırın’. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.”  

————————

1. http://www.mailce.com/medya-nedir.html

2. http://www.aksam.com.tr/dunya/pizza-gate-skandali-nedir-soros-ve-clintonli-tecavuz-soku/haber-567684