İslam Coğrafyası – İsmail Eren / 2017 Aralık / 61. Sayı
Müslüman coğrafyaları yazı dizisinin bu sayıdaki durağı Orta Asya’nın garip Müslümanlarının beldesi Tacikistan. Tacikler, farsça konuşmaları sebebiyle kültürel olarak Farslarla, halkın yüzde 95’inin de sünni olması ve bölgesel konumu sebebiyle de Türklerle yakın ilişkileri bulunan kadim bir topluluktur. Ancak özellikle son yüz yıldır bölgede gün geçtikçe artan Rus ve Çin etkisi ve Müslüman halka yönelik kıyım ve ihlaller bu kadim topluluğu derinden etkilemektedir. Özellikle dinlerine bağlılığıyla bilinen Tacik halkı ülkedeki İslam karşıtı acımasız politikaların hedefi haline gelmiştir.
Özellikle Tacikistan İç Savaşı olarak adlandırılan uzun dönem bölge Müslümanları için tam bir işkenceye dönüşmüştür. Bu sebeple yazının başlığından da anlaşılacağı üzere ülke Müslümanları, Allah Rasûlü’nün “İslam garip olarak başladı ve tekrar başladığı gibi garip haline dönecektir. Gariplere müjdeler olsun!”(2) şeklinde aktardığı hadiste vurgulanan garipleri hatırlatır. Çünkü Tacikistan Müslümanları İslam düşmanlarına karşı şanlı direnişlerinde çoğu zaman yalnız kalmıştır. Ezilmiş, işkence görmüş, sürülmüş ancak İslam’dan başka bir din aramamıştır. Yüce Allah’ın “Ey İman Edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak ölün” (Âl-i İmran, 102) ayeti kerimesi gereği şeref ve izzetle Müslüman olarak can vermişlerdir. İşte bu sesleri duyulmayan yüce Müslüman topluluk bu sebeple hadislerde müjdelenen garipleri hatırlatmaktadır. Ülkedeki hak ihlalleri ve bölge Müslümanlarının derin problemlerine geçmeden önce gelin Tacikistan’ı biraz daha yakından tanıyalım.
Ülkenin Genel Özellikleri
Tacikistan Orta Asya’nın tam göbeğinde denize kıyısı olmayan bir Müslüman beldesidir. Batı ve kuzeyde Özbekistan, kuzeyinde Kırgızistan, doğuda Çin ve güneyde Pakistan ve Afganistan ile komşudur. Başkenti Duşanbe olan ülkenin en önemli şehirleri Hucand, Kulub ve Novabad’dır. Ülke komşuları Çin ve Pakistan ile birlikte dünyanın çatısı olarak anılmaktadır. Bu nitelemeyi haklı çıkarır ölçüde ülkenin yüzde 93’ü dağlık arazilerden oluşmaktadır. Ülkenin denizden yüksekliği 3000 m ile 7,495 m arasında değişmektedir. Dağlık arazinin ortalama yüksekliği 3000 metrenin üstündedir. Tacikistan’ın merkezi ve kuzeyindeki Alay, Hisor, Zarafşon ve Pamir sıra dağları ile Amu Derya, Sir Derya ve Zarafşon nehirleri yalnız Tacikistan coğrafyasına değil, Orta Asya coğrafyasına da damgasını vurur.(3) Ülke nüfusu yaklaşık 9 milyon civarındadır. Tacikler ülke nüfusu içerisinde en büyük oranı oluşturur ve bunu Özbekler takip eder. Halkın yüzde 95’i Müslümandır ve bu oranın büyük bir çoğunluğu Sünni Müslümanlardan oluşur.
Tarihsel Süreçte Tacikistan
Bölge tarihini İslam öncesi, İslami dönem, modern dönem ve yakın dönem olarak ele almak mümkündür.(4) İslam öncesi dönem ele alındığında, bu günkü Tacikistan topraklarının yerleşim tarihi Eskiçağlara kadar uzanır. Ülkenin Kayrakkum, Carkutan ve Karabura bölgelerinde taş devrinin ilk zamanlarına ait kaya resimleri ve aletler bulunmuştur. Bölge daha sonra Aryani kavimlerinin göçlerine sahne olmuştur. Bîrûnî, Soğdlar ve Hârizmliler’in bir Türk hükümdarının izniyle milâttan önce 1291 yılında bölgeye geldiklerini kaydetmektedir.(5) Sonraki dönemlerde ise bölgede doğu İranlı topluluklarla birlikte Yunan, Kuşan ve Göktürk gibi toplulukların etkisi görülür.
İslâmiyet’in Tacikistan’a ulaşması ise Muâviye b. Ebû Süfyân devrindedir. Müslümanlar 31’de (652) Herat’ı ve 32’de (653) Baktria’yı (Belh) alıp Ceyhun nehrine kadar ulaşmışlardır. 86 (705) yılında Horasan’a vali tayin edilen Kuteybe b. Müslim döneminde ise fetih hareketleri hızlanmıştır. Daha sonra Müslim b. Saîd el-Kilâbî komutasındaki Müslümanların Türkistan’daki sınırları Çin’e kadar genişlemiştir. Abbasîler döneminde de bölge halkının İslamlaşması daha da hızlanmış, halife Me’mûn devrinde buranın valileri genelde İranlılardan seçildiği için İran nüfusu Mâverâünnehir’de etkili olmuştur.(6)
Bölge modern süreçlerle birlikte önemli ölçüde Rusların etkisi altına girmiştir. Rusya, bölgeyi hem siyasi hem de ekonomik olarak yönlendirme gücünü eline almış ve diğer Türki Cumhuriyetler gibi Tacikistan da uzun bir süre Rus hegemonyasında yaşamıştır.(7) Bu sebeple bölgenin yakın tarihini en çok etkileyen ülke Rusya olmuştur. Gerek zorla Hristiyanlaştırma politikaları, gerek ülkenin tüm maddi kaynaklarından faydalanma girişimleri gerekse de her türlü kontrol girişimleriyle Rusya günümüze kadar bölgeyi en çok etkileyen ülkeler arasında yer almaktadır.
Tacikistan’da İslam ve Müslümanlar
Müslüman Tacik halkı, yaklaşık bir asırdır Çarlık Rusya’sı ve ardından Bolşeviklerin baskı ve saldırıları altında büyük zorluklar çekmiştir. Âlimleri öldürülmüş, dini ve kültürel mirasları ise yok edilmiştir. Birçok yazılı eser imha edilmiştir. Yetmişli yılların başında İslami düzen ve hareket fikirleri ortaya çıkmış, ardından 1973 yılında Seyyid Abdullah Nuri’nin de aralarında bulunduğu Tacikistanlı Müslüman gençlerin eliyle “İslami Gençlik Örgütü” kurulmuştur. Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Tacikistan’ın bağımsızlığına kavuşması sonrasında Tacikistan halkı kültürüne ve dinine dönmek için çalışmalara başlamış ancak Sovyet etkisiyle ülkedeki sorunlar artarak devam etmiştir. Müslümanlara karşı silahlı milisler oluşturularak saldırılara başlanmış, insanlar öldürülüp, malları gasp edilmiş, evleri yakılmış, hapsedilmiş ve işkencelere tabi tutulmuşlardır. Bu saldırılar nedeniyle bir milyondan fazla Müslüman, komşu ülkelere göç etmek zorunda kalmış veya sürgün edilmiştir.(8) 1992-1997 yılları arasında devam eden ve “Tacikistan İç Savaşı” olarak adlandırılan bu kanlı süreç bölge Müslümanlarını Orta Asya’nın en garip halkı haline getirmiştir. İç savaş süreci ölüm, işkenceler, sürgün, açlık ve daha pek çok problemle bölge Müslümanlarının dramı haline gelmiştir. Ancak çok uzun yıllar yoğun bir şiddetle devam eden bu problemler bölge halkının İslam’a teveccühünü gün geçtikçe arttırmıştır.
Tacikistan Müslümanlarının uzun yıllardan beri yaşadığı zulümlere her geçen gün yenileri eklenmektedir. Bu gün dahi ülke tüm dünyada Müslümanlara yönelik en ciddi hak ihlallerinin yaşandığı ülkelerin başında gelmektedir. 2016 yılında bölgeye dair bazı çalışmalar gerçekleştiren Müslüman avukatlar tarafından yayınlanan Tacikistan İnsan Hakları İhlalleri Raporu’na göre bölge Müslümanlarının günümüzde karşılaştığı en ciddi problemler ise şunlardır;
Camilerin ve İslami merkezlerin kapatılması yıkılması,
İlim talebelerinin teröristlik ve aşırılıkla suçlanması,
Müslüman kızların başörtüsü takmasının engellenmesi,
Yüzlerce öğrencinin dini okullardan çıkarılması ve okulların kapatılması,
Çocukların ve gençlerin camilere girmesinin yasaklanması.
Din ve inanç ile alakalı her şeyin her türlü zulümle, azgınlıkla zihinlerde yok edilmesi.
Sakal kesmenin mecbur tutulması ve başörtüsüne karşı şiddetli bir kampanya başlatılması.
Kadınlar için İslami kıyafetler ithal etmenin yasaklanması.
Hac ve Umre için Mekke’ye gitmenin sınırlandırılması.
Kimlik gizleme girişimleri.
Bahailik, Hıristiyanlık, Zerdüştlük, Krishna öğretilerinin önünün açılarak Müslüman çocukların ve gençlerin buralara gitmeye zorlanması.
Arapça veya İslami niteliği bulunan isimlerin yasaklanması.
Tüm bu yasak, ihlal ve zulümler göstermektedir ki bölgede İslam’a, Müslüman kimliğine ve bu kimliği ortaya koyacak her türden şeye en ufak bir tahammül dahi gösterilmemektedir. Tüm bu zorluklar içerisinde Tacikistan halkı ise izzetin, şerefin ve yalnızca bir Allah’a kul olmanın en güzel örnekliğini sergilemektedir. Ne mutlu o gariplere…
————————-
1. (Müslim, İmân 232; Tirmizî, İmân 13)
2. (Müslim, İmân 232; Tirmizî, İmân 13)
3. Süer Eker, Orta Asya’nın İrani Halkı Tacikler ve Bağımsızlığının 20. Yılında Tacikistan, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2011 Güz (15), 349-398
4. Abdulhakim Alperen Sarı, Tacikistan Raporu, İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Gençlik Kurulu, İstanbul, 2015.
5. İsmail Türkoğlu, Tacikistan, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt: 39; sayfa: 347. Url: http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=390347
6. Türkoğlu, a.g.m.
7. Sarı, a.g.m.
8. Tacikistan İnsan Hakları İhlalleri Raporu, 2016. Url: https://www.ihh.org.tr/public/publish/0/3/tacikistanraporu.pdf