Canlıların Yaşam Kaynağı: SU

Yeryüzü Ayetleri – Cihan Malay

Dünyamızın ¾’ü (yaklaşık %71’i) sularla kaplı olmasına rağmen içilebilir su oranı çok azdır. Bu sular yüksek oranda tuz içerdiği için canlıların kullanabileceği özellikte değildir. Araştırmalar bu oranın %2,5 olduğunu ancak bu orandaki suyun %70’in de buz ve kar kütlelerinde saklı olduğunu belirtmektedir.

Su, hayatın temeli olması için özel olarak tasarlanmış, her türlü fiziksel ve kimyasal özelliği ile hayat için yaratılmış bir maddedir. Yeryüzündeki milyonlarca çeşit canlı su sayesinde hayatlarını sürdürür, yaşam için gerekli olan dengeler de suyun varlığı sayesinde devamlılığını korur… İnsan yaşamı için özel olarak yaratılmış olan Dünya, yine özel olarak yaratılmış olan suyla canlandırılmıştır.  [1]

Kullarının neye ihtiyacı olduğunu en iyi bilen ve yarattığında ve yaptığında kusursuz olan Rabbimiz, canlılar ve toprağın ihtiyacı olan içilebilir ve bitkilere fayda sağlayacak suyu yeryüzünün çeşitli taraflarına her gün gökten su indirerek karşılamış ve bu suyu ölçü ile yeryüzüne indirmiştir.

O Allah ki gökten bir ölçü ile su indirir. (Zuhruf, 11)

Yağmur damlaları, dengelenmemiş bir yerçekimi kuvvetinin etkisinde kalsalardı; yere düşene kadar hızları devamlı artarak çok büyük değerlere ulaşırdı. Bu da dolayısıyla muazzam hareket enerjisi kazanmış damlaların yeryüzüne taş gibi düşen felâketi olurdu. Bunun hiç de böyle olmadığını, ilmi sonsuz bir yaratıcının tecellisiyle başlangıçta hareketsiz olan her bir damlanın, yerçekiminin ters yönünde artan bir hava direncinin etkisinde hareket ettiğini görüyoruz. Yağmurun taş parçası dolular gibi yağması gerekirken nasıl okşayıcı bir büyüklüğe göre ayarlandığı da ölçülü bir takdirdir.[2]

Hızla ve sert bir şekilde inmesi canlılara ve bitkilere fayda yerine zarar verecek, evlerde ve eşyada da tahribata neden olacaktı. Nitekim bazı zamanlarda bu duruma şahit olmaktayız.

Yeryüzüne metrelerce yükseklikten inen yağmur suyu tuzlu olarak inseydi ne olurdu? Aynı şekilde tuzlu olması da gerekli ihtiyacı karşılamayacaktı.

“Şimdi siz, içmekte olduğunuz suyu gördünüz mü? Onu sizler mi buluttan indiriyorsunuz, yoksa indiren biz miyiz? Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi?” (Vakıa, 68-70)

Bir de yağmurun sıcak olarak yağması durumunda ne olacaktı? Sıcak olarak inen su, yere indiğinde bitkileri yakabilecekti ve yine insan kullanımına uygun olmayacaktı.

Sizin için gökten su indiren O’dur. İçecek su ondandır; hayvanlarınızı otlattığınız bitkiler de o su ile yetişir.” (Nahl, 10)

Yeryüzünde bir saniyede 16 milyon ton suyun buharlaştığı hesaplanmıştır. Tuzlu olan okyanuslardan su buharlaşarak atmosfere, oradan da bulutlar haline sokulup rüzgarlar vasıtasıyla tatlı, içilebilir olarak karalara taşınır. “…Hem size tatlı bir su içirmedik mi?” (Mürselat, 27) İnsan ve canlıların yaşamı, ancak bu dev su döngüsü sayesinde sürebilmektedir. Kur’an’ın beyanı ile “ölçü ile indirilen” sular için geçerli olan bu döngü ile Rabbimiz, yeryüzündeki canlılar ve bitkilerin ihtiyaçlarını karşılamaktadır.

“Allah, bulut(lar)ı hemen harekete geçiren, rüzgârları gönderen; sonra onu (o bulutları) gökte dilediği gibi yayan ve onu parça parça edendir. Derken aralarından yağmurun çıktığını görürsün! Nihâyet onu kullarından dilediğine isabet ettirince, onlar hemen sevinirler.” (Rum, 48)

Hiç Yağmuru Düşündük Mü?

Yağmur damlaları 6 mm. çapındadır. Bundan daha fazla büyümezler. Yağarken ise asla birbirlerine değmezler. Milyonlarca damla aynı anda yere doğru inerken, rüzgarların da etkisine rağmen birbirlerine değmiyorlar.

Yukarıdan aşağıya doğru bırakılan bir cisim, yerçekimi tesiri altında hızı artarak yere düşer, minicik damlamız ise adeta yerçekimine meydan okuyarak, sabit bir hızla yere doğru düşer. Yağmur damlalarının kurşun gibi inmesine müsaade etmeyen merhamet sahibi kim?[3]

“De ki: “Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?” (Mülk, 30)

Suyun belirli bir tat ve ölçüde yeryüzüne indirilmesinde ilâhî kudretin rolü ve susuz bırakılması halinde insanın çaresizlik içine düşeceği vurgulanarak bu nimete şükredilmesi ve üzerinde ibretle düşünülmesi istenmektedir.[4]

Gökten suyun azalması ya da suyun yeterli olmaması durumunda da Rabbimiz kullarına merhametli olduğundan adeta toprağın altını su deposu gibi yaratmış, sular toprağında altında adeta yedek su kaynağı gibi depolanmıştır. Yerin altında depolanan bu sulardan (yer altı kaynağı sularından) insanlar tarım alanında istifade ederek, çeşit çeşit ürünleri elde ederler.

“Görmedin mi? Allah gökten bir su indirdi, onu yerdeki kaynaklara yerleştirdi, sonra onunla türlü türlü renklerde ekinler yetiştiriyor. Sonra onlar kurur da sapsarı olduklarını görürsün. Sonra da onu kuru bir kırıntı yapar. Şüphesiz bunlarda akıl sahipleri için bir öğüt vardır.” (Zümer, 21)

İnsanın en muhtaç olduğu şeylerin başında su gelir. Su ile birçok ürün meydana gelir, bu ürünler ile insanlar gıda ihtiyaçları giderebilir. Suyun azalması ile ürünlerde de azalma doğru orantılı olarak gerçekleşir. Dünya Bankası verilerine göre, dünyanın birçok bölgesinde tatlı suyun %70’den fazlası tarım için kullanılmaktadır.

İnsan Vücudunda Suyun Etkisi

İnsan vücudunun da suyu muhtaç olduğu muhakkaktır. Zira vücudumuzdaki su oranı yaşa göre %50 ila %70 arasındadır. Bu yüzdendir ki insan vücudunun suya ihtiyacı çok fazladır. Gıda almadan yaşamını sürdürmekte zorlanmayan insan için su için aynı şeyi yapamaz. Birkaç gün susuz kalması, onarılamaz zararlara neden olmaktadır.

Beynin %75’i su olduğundan uzun süre susuz kalan kimselerde baş ağrısı ve dönmesine neden olur.

Kanın %92’si, kemiklerin %22’si, kasların ise %75’i sudur.

Vücuda alınan su, sindirim sisteminde emildikten sonra kana karışır. Kan ile birlikte organların su ihtiyacı giderildikten sonra böbreklere gelen suyunbüyük bir çoğunluğu (%60) idrar olarak vücut dışına atılır.

Su; vücutta,

Besinlerin sindirimini, organizmanın ihtiyacı olan maddeleri eriterek doku ve hücrelere taşınmasını,

Ter yoluyla toksin (atık madde)lerin dışarıya atılmasını,

Derinin nemlenmesini,

Vitamin ve minerallerin taşınmasını ve katı maddelerin çözünmesini,

Vücut ısısının denetimini,

Eklemler için bir yağlayıcı gibi kayganlığını sağlanmaktadır.

Ayrıca akciğerdeki havayı nemlendirerek solunuma destek olmaktadır.


[1]. https://www.cekud.org.tr/tr/su-nedir-suyun-onemi/ Erişim Tarihi:21.03.2023.

[2]. Halûk Nurbaki, Kur’an Mucizeleri, Damla Yay, İstanbul, 2005, s.84.

[3]. https://feyyaz.tv/yagmur-damlalarindaki-mucize.html Erişim Tarihi: 21.03.2023.

[4]. H. Mehmet Günay, “Su”, TDV İslam Ansiklopedisi, c.33, s.442-443.