Gençlik ve özgüven

Nebevi Aile – Halime Yılmaz

Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’ a mahsustur. Salat ve selam Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’ e, onun ailesine ve ashabına olsun. Allah’ ın selamı, rahmeti, bereketi ve inayeti tüm Müslüman kardeşlerimin üzerine olsun.

Özgüven, kişinin kendisine güvenmesi demektir. Bireyin, kendisine yönelik olumlu duygular beslemesi sonucu kendisi ve çevresiyle iyi geçinmesi demektir. Özgüven sahibi kişiler kendilerini beğenmezler ama severler, kendilerini tanırlar, geleceğe dair hedefleri vardır ve genellikle olumlu düşünürler.

Özellikle doğumla bir yaş arasındaki bebeğe, kendisine bakıcılık yapan anne veya başka kimse o kişinin vereceği tutarlı, devamlı sevgi ve ilgi, özgüvenin temelleri açısından oldukça önemlidir. İlk üç yaş döneminde çocuğun ihtiyaçlarının uygun bir şekilde karşılanması, çocuğun kendisini değerli hissetmesi açısından oldukça önemlidir. İki yaş sonrası çocuk çevredekileri keşfetmeye ilgi duyar. Bu dönemde çevrenin vereceği tepkilere göre de özgüvenin temeli atılacaktır. Özgüven oluşumunu etkileyen birçok faktör vardır. Bazıları şunlardır: anne-baba tutumları, boşanma, ebeveyn yoksunluğu, gereksiz cezalar, çocuğa sorumluluk vermeme, zekâ düzeyi, okul başarısı, öğretmenin yaklaşımı, çevre, akran yaklaşımları, stres, hastalıklar ve daha nice sebepler özgüveni etkileyebilir.

Bu durumu değiştiren bir şeyler olmadığı sürece çocuk genç olduğunda da durum devam eder. Özgüven eksikliği genci, çekimser yapar. Risk almasına engel olabilir. Sorumluluk almak istemez. Kaygı, stres, kendini ifade edememe, gerginlik, toplum karşısında konuşamama, ikna kabiliyetinin azlığı gibi sorunlara yol açabilir.

Özgüveni yüksek olan gencin ise içinde daima güçlü bir motivasyonu vardır. Yaptığı işten zevk alır. Hayatından ve sahip olduklarından memnundur. Özgüven, gencin kendisine, en az diğer gençler kadar başarılı olabileceğine inanmasıdır. Özgüven sahibi genç hatalarını görür. Ama derin bir suçluluğa kapılmadan onu düzeltmek adına işe koyulur.

Özgüven eksikliği, gencin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Özgüven eksikliği sebebiyle genç, bir işe motive olmakta zorlanır. Toplum içine çıkmak istemediği için mecbur kaldığı zamanlarda gereksiz strese girer. Kendini de çevresini de yorabilir. Hayata olumlu bakmakta zorlanır. Özellikle kalabalıktan, grup çalışmalarından uzak durmaya çalışır. Bazen herkes kendisinin aleyhindeymiş gibi hissedebilir.

İslam’ın gençten istediği ise dozunda bir özgüvendir. Zira çağımız gençlerinin çoğunun sorunu, özgüven eksikliğinden ziyade özgüven patlamasıdır. Özgüven fazlalığı, kişilik gelişimi açısından doğru olmayan bir özelliktir. Böyle bir kişi kendisini olmadığı bir kişiymiş gibi gösterir. Objektif davranamaz. Eleştirileri dikkate almaz. Hatalarından ders çıkarmaz. Genelde başkalarını suçlamayı tercih ederler. Kendilerini herkesten üstün görme eğilimleri vardır.

Her şeyin aşırısı zarar olduğu gibi özgüvenin de aşırısı zararlıdır. Aşırı özgüven, en çok sahibine zarar verir. Ama onun gereksiz özgüven sahibi olduğunu gören çevreyi de rahatsız edebilir.

Aşırı özgüvenin bazı zararları:

-Aşırı özgüven, gencin kendisini, olmadığı bir kişiymiş gibi görmesinden dolayı özsaygısını yıpratabilir. Altından kalkamayacağı sorumluluklar alarak, kendisine de çevresine de zulmetmesine sebep olabilir.

-Aşırı özgüven sahibi bir genç, çevresindekileri rahatsız etmeye başlayabilir. Mesela, insanlar onu samimiyetsiz bulup kendisinden uzaklaşabilirler. Ya da bu aşırılık onu, Allah’ın sınırlarını aşmaya sevk edebilir. Hele ki sınırları zorladığında çevresi tarafından tepki görmeyip, nasihat alabileceği bir ortamı da yoksa bu onu, harama dahi sürükleyebilir. Bazen de kendisini her şeyde yeterli görmesinden dolayı büyüklere saygıda kusur gösterip ukala ve bencil bir hava estirebilir. Bu da en çok kendisine zarar verecektir. Gençlere güvenmek önemli ama kendilerine aşırı özgüven duymalarına sebep olacak kadar onları salmak, nasihat etmemek ve oldukları hâl üzere bırakmak doğru değildir.

Gerçekten yeterli olmadığı bir konuda gencin aşırı özgüveni, başarısızlık getirecektir.

-Aşırı özgüven, kişisel farkındalığı azaltır. Genç, kendi hatalarını görmemeye başlar. Hatayı genelde başkasında bulmaya meyleder. Bu da onu İslam ahlakından uzaklaştırıp kibre ve kendini beğenmeye sevk edebilir. Bireyselliği tetikler.

-Aşırı özgüven, popüler kültürün olumsuz sonuçlarından biridir. Gençlerin, narsistik kültüre ayak uydurmalarına sebep olmaktadır. Oldukça tehlikeli bir akım olan bu kültür, şeytani bir kültürdür. Şeytan da Âdem aleyhisselam’a, kendisinin ondan daha üstün olduğunu düşündüğü için Allah’ a isyan edip cennetten kovulmuştu. Dikkat edin! Gençlere, ilk şeytani bakış açısının güzellemeleri yapılarak bu durum normalleştiriliyor.

-Aşırı özgüven, gençlere mutluluk getirmiyor. Aksine onları, mutsuzluğun dibine çekiyor. Günümüz gençlerinin özgüvenden çok, özdenetime ihtiyaçları var. Genç; önce dürtülerini kontrol etmeyi öğrenmeli, kendisine belirlediği hedef için karşısına çıkan zorluklar sebebiyle yılmaması gerektiği öğretilmelidir. Bundan sonra özgüven kendiliğinden gelecektir. Özdenetimi güçlendirmek adına İslam’ın eskimez kurallarından nasihat, burada önemini göstermektedir. Gençlerin dilinde, İslam’dan taviz vermeden, tutarlı, dengeli ve istikrarlı nasihatler, hangi genci yola getirmez ki?

-Aşırı özgüven, özgüvensizliğin bir göstergesidir. Zira aşırıdır. Aşırılık olan yerde normallikten söz edilemez. Normalin olmadığı yerde de fıtrata uygun bir durum yoktur. Aşırı özgüven, temelinde gencin kendisinden kaçışı, kendisini bir şeylerden dolayı suçlayışı, hatalarını örtbas ederek kendisini korumaya almaya çalışması, yani aynaya bakamaması yatabilir. O yüzden aşırı özgüven, aldatıcıdır. En çok sahibini aldatır ve yanıltır. Nihayetinde bu durum devam ederse en çok üzülen aşırı özgüven sahibi genç olacaktır. Sonra çevreyi yanıltır. Aşırı özgüvenli gencin, aşırı abartılı yönergeleriyle aşırıya gidilen yol, herkes için aşırı üzüntüye çıkar. Başı, ortası ve sonu vahim olan bu tabloda, kazanan yoktur.

Bu ve benzeri zararlarından dolayı gençlere aşırı özgüven vermek yerine özdenetimlerini sağlayacak, altından kalkabilecekleri sorumluluklar vermek, o sorumlulukların sonuçlarıyla yüzleşmesini sağlamak, gerek nasihatle gerek güzel örneklikle büyüklere saygıyı öğretmek, haddini aştığında uygun bir dille haddini öğretmek, belli periyotlarla takvalı, akıllı, ilim ehli büyüklerinden nasihat almasını sağlamak ve buna teşvik etmek gibi önlemler faydalı olacaktır. Geçmişine lanet eden aşırı özgüvenli bir gençlik, ümmetin sonunu getirir. Gençlik, gelecektir. Ahir zaman ümmeti olarak az ve garip de olsa kaliteli ve özdenetim sahibi bir gençlik, Müslümanların olmazsa olmaz hedeflerinden biri olmalıdır.

Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.