Etkili Konuşma Sanatı – Erkan Perver / 2024 Ocak / 134. Sayı
Kıymetli dostlar!
Bizler Müslüman olmamız hasebiyle iyiliği emretme ve kötülükten alıkoyma ameliyle mükellefiz. İster hoca olalım isterse talebe ya da sıradan bir Müslüman fark etmez… Anlattığımız konuların karşımızdaki kişi ya da kişiler tarafından doğru anlaşılması gerekmektedir. Bunun içinde nasıl konuşacağımızı bilmemiz elzem bir meseledir.
Kıymetli dostlar!
Bize ayrılan köşemizin kapsamından biraz bahsedelim. Köşemizin başlığı “Etkili Konuşma Sanatı”. Bu konuları ayda bir, bize ayrılan bu köşede sizlere anlatmaya çalışacağız. Zaman zaman yazılı metinlere bakacağız, tekerlemeler çalışacağız, bunlar kelimelerin doğru telaffuzu için diksiyon eğitiminde çok önemlidir.
Hitabet, etkili konuşma, belagat ve beden dili konularında ise örnek alacağımız en iyi hatip de tabi ki Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’dir. Çünkü o, her şeyde örneğimiz ve önderimizdir.
Lafı fazla uzatmadan konu başlıklarımıza kısaca bir bakalım;
1. İşitilebilirlik
2. Açıklık
3. Akıcılık
4. Vurgu ve tonlama
5. Üslup
6. Pratik uygulamalar
En alttaki pratik uygulamalar başlığı, diğerleri gibi bir madde gibi görünse de aslında diğerlerinden daha fazla zamanımızı alacak bir süreç olacak. Birileri karşısında konuşuyormuş gibi metinler okuyacağız ve bunu yaparken verdiğimiz metinleri defalarca, kendinizi kayda alıp okuyacaksınız ve kayıtlarınızı karşılaştıracaksınız. Etrafınızda fikrine güvendiğiniz birileri varsa onlarla beraber değerlendireceksiniz ve çalıştıkça her defasında kendi hitabetinizdeki ilerlemeyi fark edeceksiniz inşallah. Dolayısıyla, topluluk karşısında konuşma yönündeki tecrübelerimizi arttıracağız. Şimdi şu başlıklara kısaca değinelim:
1. İşitilebilirlik
İnsan olarak muhataplarımıza sesimizi ulaştırmak marifetiyle mesajımızı iletiyoruz. Bunu yaparken de sesimizin şiddeti muhatabımızın kulağına makul bir seviyede gidebilmeli. İşte buna “işitilebilirlik” denir. Yani ne bağıracağız ne de kısık sesle konuşacağız. Bunun içinde ne gerekiyor? Enstrümanımızı yani sesimizi doğru bir şekilde kullanabilmemiz gerekiyor. Bu da nefesimizi doğru kullanmak ile alakalıdır. Bu başlıkta nefes konusunu işleyip diyafram kasımızı nasıl kullanmamız gerektiğini öğreneceğiz.
2. Açıklık (artikülasyon)
Açıklık bizim ağzımızdan çıkan seslerin, heceler ve kelimelerin doğru bir şekilde artiküle edilmesi, yani doğru telaffuz edilmesi anlamına geliyor. Yani kullandığımız kelimeleri konuştuğumuz dili kurallarına uygun bir şekilde ve ses özelliklerine uygun bir şekilde çıkarmak konusunda bilgilerimizi tazelememiz gerekiyor. İşte bunu açıklık başlığında işleyeceğiz.
3. Akıcılık
Ağır aksak konuşmak diye bir şey vardır. Bazıları, insanlar konuşurken “şey, eee, efendime söyleyeyim” gibi anlamsız sesler, heceler, kelimelerle anlatımlarını boğarlar ya da bir kelime telaffuz ettikten sonra bir yarım saat düşünürler. Sonra bir tane daha söylerler. Halbuki böyle olmamalı. Hayatta her şeyin bir ritmi vardır. Yürürken bir ritme sahibiz, arabamızı kullanırken arabamızın tekeri aslında bir ritimle yere basar, araya bir taş sıkıştığında bunu duyarsınız, arabanızın hızına göre o taşın asfalta vurma sesini işitirsiniz. Bozuk bir musluk bile bir ritimle damlasını bırakır “pıt pıt” diye… İşte konuşmanın da bir ritmi vardır. Peki biz konuşmamızın ritmini ne şekilde ayarlamalıyız ve hangi anlatımda hangi ritme daha uygun hareket etmeliyiz işte bunu akıcılık mevzuunda işleyeceğiz. Ulama özelliğini çok kullanacağız ve arı duru bir lisanla Türkçeyle takılmadan ve hazırlıklı bir şekilde konuşma konusunu işleyeceğiz akıcılık başlığı içerisinde.
4. Vurgu ve tonlama
Konuştuğumuz dili vurgu ve tonlama olmaksızın kullandığımızda inanın konuştuğumuzu çoğu kişi anlamayacak ya da anlasa bile yanlış anlayacaktır ve muhatabımız bizim konuşmamızdan sıkılacaktır. Bir konuşmada kanaatimizce en önemli şeylerin başında vurgu ve tonlama gelir. Konuşurken vurgusunu yapmak istediğimiz hece ya da kelimeleri seçip diğer hece ve kelimelerden ari bir şekilde onlardan ayırarak asıl vermek istediğimiz mesajı biraz öne koyarak konuşmayı öğreneceğiz. Bu da vurgu mevzusu kapsamına giriyor. Birde tonlama meselesi var. Nasıl ki bir ezgide, ilahide, müzikte notalar varsa aynı şekilde bizim konuşmamızın da notaları vardır. İşte o notaları tonlama başlığı altında işleyeceğiz ve doğru notaları basarak yani vurguyla beraber tonlamayı da doğru yaparak, anlamına en uygun bir şekilde kelimeleri, cümleleri nasıl muhatabımıza ulaştırabiliriz bunu öğrenmeye çalışacağız.
5. Üslup
En çok sıkıntısını yaşadığımız konudur. Çoğu zaman iletişim kazalarını biz üslubu tutturamadığımız için yapıyoruz. Hâlbuki insan, yaşadığı dünya içerisinde hep farklı rollere bürünüyor. Evde anneyiz, babayız, evladız, belki öğretmeniz ya da bir başka yerde bir başka kimliğe sahibiz, işte tüm bu rollerimize ilişkin içerisinde bulunduğumuz ortama ilişkin üslubu doğru oturtma mevzunu başaramadığımız vakitlerde maalesef ciddi iletişim kazaları yaşayabiliyoruz. Herkesle ve her ortamda aynı üslupla konuşamayız. Mesela, evlatlarımızla farklı, babamızla farklı bir üslupla konuşuruz. Bir kişiyi aceleyle çağırmak istiyorsak üslubumuz da o aceleyi hissettirebilmeliyiz, beden dilimiz dahil tüm enstrümanları kullanarak bunu yapmalıyız. İletişim kazaları yaşayamamak ve anlatmak istediğiniz şeyin ruhuna uygun bir söyleyişle söylemek istiyorsak doğru üslubu tutturmamız lazım.
6. Pratik uygulamaları
Burada bütün bu bahsettiğimiz konuları işlerken, tekerlemeler ve okuma metinlerimiz ile pratik yapacağız. Unutmayalım iyi bir hitabet için kelimelerin ve cümlelerin doğru telaffuzu gereklidir. Bunun için ağız ve çene kaslarımızın kuvvetlendirilmesi gerekir. Nasıl hafızamız var ise bu kaslarımızın da hafızaları vardır. İşte bu kasların kuvvetlendirilmesi ve kelime, harf ve cümlelerin hafızalarına yerleşmesi için pratik yapmamız gerekir. Bu da tekerlemeler ve bol bol okuma metinlerini seslendirerek mümkün olur.
Önümüzdeki ay ki yazımızda etkili konuşmak için neler yapmamız gerek bu konu ile eğitimimize başlayacağız inşallah.
Allah’a emanet olun.