Gazze Kuzeyinde Neler Oluyor?

Gündem Analiz – Muhammed Eyüp / 2024 Aralık / 145. Sayı

“Mü’minler düşman birliklerini gördüklerinde İşte Allah ve Rasulünün bize vadettiği! Allah ve Rasulü doğru söylemiştir, dediler. Bu onların ancak imanlarını ve Allah’a teslimiyetlerini artırmıştır. Mü’minlerden öyle erler vardır ki Allah’a verdikleri söze sadık kalmışlardır. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehid olmuştur). Bir kısmı da (şehid olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir. Bunun böyle olması Allah’ın sadıkları sadakatleri sebebiyle mükâfatlandırması, dilerse münafıklara azap etmesi yahut onların tövbesini kabul etmesi içindir. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Allah, o kafirleri hiçbir başarıya erememiş bir halde, öfkeleriyle geri çevirmiştir. Allah savaşta mü’minlere kâfi gelmiştir. Allah güçlüdür, mutlak galiptir.”

(Ahzab, 22-25)

Küresel küfür düzeni tarafından desteklenen Yahudi orduları, Gazze’deki ehlimize yönelik soykırım savaşını bütün azgınlıklarıyla sürdürmektedir. 420 günü aşkın süredir devam eden saldırılara karşı Gazze’deki mücahidler yalnızca Allah azze ve celle’ye güvenip dayanarak cihadlarını büyük bir kararlılıkla sürdürmektedir. Mücahidler dünya tarihinin en muazzam sayfalarından birini canları, kanları ve kemikleriyle yazmaya devam etmektedir. Canlarını avuçlarında taşıyan mücahid gençler Gazze’nin enkaza dönmüş sokaklarında, yıkılmış evlerin altında, karanlık tünellerde mücadeleyi sürdürmektedir. Dünyadaki Müslümanlar tarafından yalnız bırakılmalarına rağmen cihad farizasını bir başlarına, yokluklara meydan okuyarak devam ettirmektedir.

Bilhassa halihazırda Gazze Şeridi kuzeyinde devam eden mücadele insan idrakinin ötesine geçen bir mücadeledir. Şüphesiz bu mücadele insanlar arasından iman ve vicdan sahiplerinin ömrü oldukça dilden dile, nesilden nesile aktarılacak bir destandan farksızdır.

İsrail ordusu Ekim ayı başında Gazze Şeridi’nde yeni bir planı uygulamaya koymuş durumda. ”General Planı“ ve ”Generallerin Planı“ olarak da anılan bu plan, Gazze Şeridi’nin kuzeyini tamamen yok etmeyi hedefliyor. Bu kapsamda İsrail ordusu Gazze Şeridi kuzeyindeki Cebaliye, Beyt Hanun ve Beyt Lahiye yerleşimlerinde bir katliam stratejisi izliyor.

Bu plan birkaç adımdan oluşuyor:

Gazze kuzeyinin tamamen muhasara altına alınması ve bölgeye insani yardım girişine izin verilmemesi.

Kuşatılan bölgenin havadan ve karadan yoğun olarak bombalanması. Sivillerin yaşayacağı hiçbir alan bırakılmaması.

Saldırılar sebebiyle evlerini terk eden sivillerin sığındığı okullara baskınlar düzenlenmesi ve sivillerin bu okulları terke zorlanması.

Gidecek hiçbir yeri kalmayan sivillerin silah zoruyla bir araya toplanarak gözaltına alınması. Bunlar arasında 16 yaşından büyük erkeklerin tutuklanarak İsrail içerisinde bilinmeyen yerlere götürülmesi.

Geri kalan sivillerin ise Gazze’nin güneyine zorla tehcir edilmesi. Tehcire direnenlerin ise öldürülmesi. Bu şekilde bölgenin insansızlaştırılması.

Bu planın Gazze Şeridi’nin kuzeyinde kalan tüm bölgeler için uygulanması düşünülüyor. Yani Cebaliye, Beyt Hanun ve Beyt Lahiye’nin yanı sıra Gazze kent merkezine de aynı şekilde saldırı düzenleneceği ifade ediliyor. Böylece savaş öncesindeki Gazze Şeridi’nin yarısı tamamen yok edilecek ve halkı da sürülecek. Yerleşim yerleri de tamamen yıkılacak ve ilerleyen süreçte buraya Yahudi işgalciler yerleştirilecek.

Bu saldırılar kapsamında Gazze Şeridi kuzeyinde Ekim ayından bu yana 2 binin üzerinde Filistinli şehid edildi. Enkaz altında kalan ve naaşlarına ulaşılamayan kişilerle birlikte, şehid sayısının çok daha yüksek olduğu düşünülüyor.

Şimdiye kadar on binlerce kişi de saldırıların sürdüğü bölgeden tehcir edildi. Cebaliye, Beyt Lahiye ve Beyt Hanun’da yalnızca birkaç bin kişinin kaldığı tahmin ediliyor.

Söz konusu Siyonist planın uygulanması, İsrail’in Gazze’deki soykırım ve Yahudileştirme projesinin hayata geçmesi açısından büyük bir adım niteliğinde. Maalesef dünya genelindeki Müslümanlar olarak bizler ise küresel küfür düzeninin, Haçlıların ve destekledikleri Yahudilerin bu planlarına gerçek bir karşılık vermekten aciz durumdayız.

Halihazırda bu korkunç projeye karşı çıkanlar, ellerinde hiçbir maddi imkân bulunmayan ve canlarını avuçlarında taşıyan küçük bir grup mücahid. Onlar, geride kalan ve geride kalmakla, canını kurtarmakla sevinenler aleyhinde büyük bir hüccet bırakacak şekilde cihad etmeye devam ediyorlar. Şehadete ulaştıklarında haklarında şöyle denecek: “Onlar savaştılar, ileri atıldılar ve kaçmadılar.”

Peki cihaddan geri kalanların, Allah azze ve celle’nin yolunda canıyla ve malıyla cihad etmeyi aklından bile geçirmeyenlerin durumu ne olacak? Bizler, halimizin Allah azze ve celle’nin şu ayetlerle hallerini tasvir ettiği münafıkların haline benzemesinden korkmuyor muyuz?

“Allah Rasulü’ne muhalefet ederek geri kalanlar, geri kalıp oturmalarıyla sevindiler. Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşmayı çirkin gördüler de ‘Sıcakta sefere çıkmayın.’ dediler. De ki ‘Cehennem ateşi sıcaklık bakımından daha şiddetlidir.’ Keşke iyice bilmiş olsalardı! Artık kazandıkları (günahları)nın cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar.

Allah, seni onlardan bir topluluğun yanına döndürür de (onlar başka bir savaşa) çıkmak için senden izin isterlerse de ki ‘Artık benimle hiçbir zaman (savaşa) çıkmayacaksınız ve benimle beraber hiçbir düşmanla asla savaşmayacaksınız. Çünkü siz ilk defada oturmaya razı oldunuz. Artık geri kalanlarla beraber oturun.’

Onların ölenlerinin hiçbirinin cenazesinde namaz kılma, kabrinin başında durma! Çünkü onlar Allah’a ve Rasulü’ne karşı küfre saptılar, fasık olarak öldüler. Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin. Çünkü Allah, bunlarla onlara dünyada azap etmeyi ve canlarının da kafir olarak çıkmasını ister.

‘Allah’a iman edin ve Rasûlü ile beraber cihad edin’ diye bir sure indirildiği zaman onlardan servet sahipleri, senden izin istediler ve ‘Bırak bizi oturanlarla beraber olalım.’ dediler. Onlar, geride kalanlarla beraber olmaya razı oldular. Bu sebeple, onların kalplerine mühür vuruldu. Artık onlar anlamazlar.

Fakat o Peygamber ve onunla beraber olan mü’minler mallarıyla ve canlarıyla savaştılar. İşte bunlar var ya, bütün hayırlar onlarındır. Onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. Allah, onlar için alt tarafından ırmaklar akan ve orada ebedi kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu, en büyük kurtuluştur.” (Tevbe, 81-89)

Allah azze ve celle bizi ibret alanlardan eylesin. Gazze başta olmak üzere Mali’den Pakistan’a, Somali’den Çeçenistan’a kendi yolunda canlarıyla ve mallarıyla cihad eden mücahidlere sebat ve zafer nimetini ihsan etsin.