Serbest Köşe – Özkan Öz / 2022 Ağustos / 117. Sayı
Rabbimiz olan Allah, bize rasul aracılığıyla kitabını göndermiş ve bu dünyada yalnız olmadığımızı bildirmiştir. Evet, insanlar dünyada yalnız değildir. Kur’an’ın birçok ayetinde ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hadislerinde cinlerin varlığı bize bildirilmiştir. Peki cinler nasıl varlıklardır? Ehli sünnete göre cinlere bakışımız nasıl olmalı? Cinlerin varlığını inkâr etmenin imana ne gibi etkisi olur şeklindeki sorulara cevap vermeye çalışacağız Allah muvaffak etsin.
Cinin Tarifi
Cinler akıllı, temyiz gücüne sahip, kulluk eden, mükafatlandırılan, cezalandırılan, üreyen ve ölen bir ümmettir.
Cinlerin Varlığını Beyan Eden Kur’an ve Sünnetten Deliller
Ayetler
Kur’an’da 32 yerde cinlerden bahsedilmiş ve bir sure de özel olarak cin ismini almıştır. Uzun olacağı için iki tane ayet yazmakla yetineceğiz.
(Rasûlüm!) De ki: “Cinlerden bir topluluğun (Kur’an’ı) dinledikleri ve şöyle söyledikleri bana vahyolundu: ‘Doğrusu biz, doğru yola çağıran, hayranlık veren bir Kur’an dinledik ve ona iman ettik. Artık Rabbimize hiçbir şeyi asla ortak koşmayacağız.” (Cin, 1-2),
“Cinleri ise halis ateşten yarattı.” (Rahman, 15)
Hadisler
Hz. Aişe’den nakledildiğine göre, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Melekler nurdan, cinler alevli ateşten, Âdem ise size (Kur’an’da) tarif edildiği üzere (balçıktan) yaratılmıştır.”
Abdullah İbni Abdurrahman İbni Ebu Sa’saa’dan riyavet edildiğine göre, Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh ona şöyle dedi:
“Ben senin koyunu ve kır hayatını sevdiğini görüyorum. Koyunlar arasında veya kırda iken, namaz için ezan okuduğunda sesini iyice yükselt. Çünkü müezzinin sesinin ulaştığı yere kadar ki alanda olup da onu işiten cin, insan ve her varlık, kıyamet gününde ezan okuyanın lehine şahitlik yaparlar.” Ebû Saîd: “Ben bunu Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işittim” dedi.
İslam hak ve batıl mezheplerinin tümü cinlerin gerçek manada var oldukları konusunda ittifak etmiştir. Ancak cehmiyye ve mutezile mezhebi fasit ve zoraki tevillerle cinlerin varlığını inkâr etmişlerdir. -Günümüzde akıllarını ilah edinenler bu mezheplerin evlatları olsa gerek. Bunlar gibi garip tevillerle cinleri inkâr etmişlerdir.- İslam’ın dışındaki ehli kitap ve diğer batıl dinler de cinlerin varlığını kabul etmişlerdir.
Ehli Sünnetin Cin İnancı ve Cinlerin Özellikleri
1. Cinler Ateşten Yaratılmıştır
“Cinleri ise halis ateşten yarattı” (Rahman, 15)
Hz. Aişe’den nakledildiğine göre, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Melekler nurdan, cinler alevli ateşten, Âdem ise size (Kur’an’da) tarif edildiği üzere (balçıktan) yaratılmıştır.”
2. Cinler Akıl Sahibidirler
Kur’an’da Allah cinlere hitap etmiştir, bu da akıllı olduklarını göstermektedir. “O gün Allah, onların hepsini huzurunda toplayacak: “Ey cinler topluluğu! İnsanlarla çok uğraştınız.” diyecek. İnsanlardan onların dostları da: “Ey Rabbimiz! Biz birbirimizden faydalandık ve bize tayin ettiğin ecelimize eriştik.” diyecek. O’da buyuracak ki: “Öyleyse Allah’ın dilediği dışında yeriniz, içinde sürekli kalmak üzere ateştir. Şüphesiz ki Rabbin, tam hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.” (Enam, 128)
3. Cinlerin Cinsiyeti Vardır
“Şu da bir gerçektir ki insanlardan birtakım erkekler (korkulu durum ve yerlerde) birtakım erkek cinlere sığınırlardı da onların azgınlık ve şımarıklıklarını artırırlardı.” (Cin, 6)
4. Cinler Yer İçerler
“Ben cinleri ve insanları ancak bana (ibadet ve itaatle) kulluk etsinler diye yarattım. Ben onlardan bir rızık istemiyorum ve bana yedirmelerini de istemiyorum. Şüphesiz (bilsinler) ki O Allah, bizzat rızkı veren kuvvet ve kudret sahibidir.” (Zariyat, 56-58)
5. Cinler Kılık Değiştirebilirler
Cinler insan, hayvan ve korkutucu şekillere girebilirler bu konu hakkında iki farklı mesele vardır birincisi cinler genel olarak insanlara rüya aleminde kılık değiştirerek gözükür korkutur ya da bedene girmeye çalışır
Karabasan diye adlandırılan şey ise cinin insanın üzerine oturarak vücuda girmeye çalışması ve eziyet etmesidir.
İkinci mesele cinler çıplak gözle görülebilecek şekilde kılık değiştirmesidir.
Kureyş müşrikleri peygambere plan kurmak için toplandıklarında şeytan onlara Necidli yaşlı adam suretinde öğüt vermiş ve katılmıştır.
Bedir savaşında yine şeytan insan kılığında müşrikleri savaşa teşvik etmiştir bu konu hakkında ayet nazil olmuştur.
“O zaman (Bedir’de) şeytan onlara yaptıklarını süsleyip güzel göstermiş ve (müşriklere): ‘Bugün insanlardan sizi yenecek kimse yok, ben de kesinlikle sizin yanınızdayım.’ demişti. (Fakat) iki topluluk birbirini görecek hale gelip karşılaşınca (şeytan), gerisin geriye dönüp: ‘Artık ben, kesinlikle sizden uzağım, üstelik ben sizin göremeyeceğiniz melekleri görüyorum ve ben Allah’tan korkuyorum, çünkü Allah cezası çok şiddetli olandır.’ dedi.” (Enfal, 48)
6. Cinler İnsanları Görürler, İnsanlar Onları Göremezler
İnsanlar çıplak gözle cinleri asıl suretleriyle göremezler bu konu hakkında ehli sünnette ittifak vardır.
7. Cinler Gaybı Bilemezler
Günümüzde bazı falcı ve kahinler, yıldızlara, fal kartlarına ve kahve telvesine bakarak cinlerin gelecek hakkında onlara bilgi verdiklerini ve cinlerin gaybı yani gelecekte olacak olayları bildiklerini iddia etmiştir. Allah muhafaza bu insanı şirke düşürür gaybı yalnızca Allah bilir. Günümüzde özel kafeler, özel TV programları, burç yorumları vb. fal adı altında gayb hakkında konuşulmakta ve insanların aklını karıştırmaktadır. Bu meselede bir ayet yeterli olacaktır.
“Sonra Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, (dayandığı) asasını yemekte olan ağaç kurdundan başkası onun ölümünü göstermedi. Bu suretle (kurdun yediği asa kırılıp da uzun müddet ona dayalı duran Süleyman’ın cesedi) yere yıkılınca anlaşıldı ki cinler gaybı bilmiş olsalardı, o zilletli azabın (o meşakkatli çalışmanın) içinde kalmazlardı.” (Sebe, 14)
Yani cinler gaybı bilmiş olsalardı, kendilerine ağır iş yaptıran Hz. Süleyman’ın öldüğünü bilmiş olurlar ve işi bırakırlardı. Fakat onlar Hz. Süleyman’ı diri sanıyorlardı.
Cinlerin Varlığını İnkâr Edenler
Geçmişte ve günümüzde bazı gruplar bazı fasit tevillerle cinlerin varlığını inkâr etmiş ve kasıtlı ya da bilgisiz olan bazı kişiler bunların peşine takılarak akidelerini bu bidatlerle bozmuşlardır. Cinleri inkâr edenler, geçmişte yaşamış bazı filozoflar ve bazı bidat mezheplerdir. Günümüzde ise kâfirlere şirin gözükmek isteyen aklı kıt olanlar ve oryantalistlerdir. Bunlar akıllarına yatmayan nassları, muhkem olmasına rağmen fasit tevillerle cinleri inkâr etmişlerdir. Bunlar cinleri şöyle tevil etmişlerdir:
1. “Melekler iyi nefis; şeytan ve cinler ise kötü nefis” demişler ve herhangi bir açıklama yapmamışlardır.
2. “Cinler, çöllerde ve dağlarda yaşayan ilkel ve vahşi insanlardır” demişlerdir. Bu görüşün öncüsü Mirza Gulam Ahmed (Kadiyânî mezhebinin kurucusu daha doğrusu mezhep değil de Kadiyânî dini desek daha isabetli olacaktır). Bu zat kendini Mesih ilan etmiş daha sonra peygamber olduğunu ilan etmiştir. Yakın tarihin hadis inkârcısıdır.
3. “Cinler, gözle görülmeyen mikrop ve virüslerdir” demişlerdir. Cin kelimesinin görülmeyen anlamına gelmesine dayanarak böyle tevil etmişlerdir.
Cinleri İnkâr Etmenin Hükmü
Ehli sünnete göre cinleri inkâr etmek açık bir şekilde küfürdür. Kur’an’ı ve mütevatir hadisleri inkâr etmiş demektir, bu nassları inkâr ise küfrü gerektirir. Fasit tevillerle tevil edenleri ise fasık ve bidatçidir. Bazı âlimler tevil edenleri tekfir etmiştir.
Cinler Hakkında Hurafe ve Batıl İnançlar
Bu meseleye kısaca değineceğiz.
1. Şeytan Da Melekti Ama Cennetten Kovuldu
Bu inancın ya da söylemin nerden geldiğini bilmek oldukça güçtür maalesef günümüzde bir çoğumuz internette, TV’de, toplum içinde ve tartışma ortamlarında bu tür söylemleri duyuyor ya da müşahede ediyoruz. Bu inanç tamamen batıl ve İslam inancına terstir. Söyleyen kişiyi imani olarak zafiyete sokar. Bu söyleme tek bir ayet yeterli olacaktır: “Hani meleklere: “Âdem’e secde edin.” demiştik de İblis hariç hemen secdeye kapanmışlardı. O cinlerdendi, Rabbinin emrinden çıktı/âsî oldu…” (Kehf, 50)
Bu delille beraber birçok ayette şeytan, secde etmeme sebebini de kendinin ateşten yaratıldığına bağlamaktadır. Bu da melek değil cin olduğunun kanıtıdır.
2. “Cin” Demeyin “Üç Harfli” Deyin
Bu trajikomik söylem tamamen iman zayıflığından ve gözle görülmeyen cinin isminin anılmasıyla yanına gelip çarpacağına inanılmasından kaynaklıdır. Halk arasında abartılı olarak anlatılan cin hikayelerinin payını unutmamak gerek. Şeyh Mukbil el-Vâdi şöyle demiştir: “Akiden kuvvetli olduğunda cin ve şeytan senden korkar, akiden zayıfsa belki gölgenden bile korkarsın.”
Allah’ın sınırlarını açık bir şekilde çiğnerken, insanların Allah’tan korkmak yerine bizim gibi yaratılmış olan bir varlıktan korkması gerçekten acayip bir durumdur. İnsanlar cinlerden korktukları kadar Allah azze ve celle’den korksalardı salih kişilere dönüşürlerdi, biz de hepsinin kerametine şahit olurduk. Allah bizi kendinden korkan kullarından eylesin.
Yastığın Altına İğne Katmak Ya Da Yanında Bulundurmak Cinleri Uzaklaştırır
Bu inanç doğuda halk arasında meşhur bir inançtır. Yeni doğum yapan kadınların yastığının altına iğne katma ve duygusallığın zirve olduğu lohusa dönemindeki kadınların psikolojilerin bozulmasına vesile olmaktadır. Kadınlar arasında, yeni doğum yapan kadınların bu dönemde her kadının başına cinlenme olur zannına sebep olmuştur. Doğum yapan kadınlara psikolojik destek ve Allah’ı tespih etme telkin edilmelidir yastık altına iğne katmanın hiçbir faydası yoktur. İğne bulundurma tamamen Hristiyanlıktan geçmedir papazların cin çıkarma seansı yaparken metal bulundurması ve kullanması halk arasında böyle inanca sebep olmuştur. Bazı cahil gençler cinlerden korunmak için haç takmaya ya da papaz kıyafeti giymeye yönelmiştir, bunlarda açıkça küfürdür.
Cinlerden korunmak ancak sahih akide ve Allah sığınma ile mümkündür.
Cinlerden Nasıl Korunuruz
1. Allaha Sığınmak ve Ayetü’l Kürsî Okumak
Cinlerden korunmanın ilk yolu her şeye gücü yeten, kullarının her halini bilen Allah’a sığınmaktır. Sığınmanın bir yolu onun kelamına yani ayetü’l kürsî okumakla mümkündür. Allah Rasûlü bize ayetü’l kürsînin insanı koruyacağını bildirmiştir
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’dan rivayete göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Evlerinizi, içerisinde namaz kılınmayan kabirler haline çevirmeyiniz. Bir ev ki içerisinde Bakara suresi okunursa o eve şeytan girmez.”
2. Namaz Kılmak
Namazı kılan kişi daima her şeye gücü yeten ve kullarını muhafaza eden Allah ile devamlı irtibat halinde olur ve akidesi sağlam olur ki akidesi sağlam olan kişiye cinin, şeytanın zarar veremeyeceği muhakkaktır. Namaz kılan kişi Allah’ın korumasındadır. Bu konuyla alakalı Cündüb bin Abdullah radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sabah namazını kılan kimse Allah’ın himayesindedir…”
Allah’ın himayesinden korumasından çıkan kişiyi kim koruyabilir?
3. Peygamberin Bizi Bildirdiği Günlük Zikir ve Duaları Yapmak
Bu konuda hemen hemen bir çoğumuz bilgi sahibiyiz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem günlük olarak İhlas-Felak-Nas surelerini ve ayetü’l kürsîyi okuduğunu, sabah ve akşam zikirlerini yaptığını, eline ihlas, felak, nas surelerini okuyup üfleyerek vücuduna mest etmesi gibi dile hafif, yormayan fakat devamlılık esas olan zikirlerini biliyoruz. Korunmak kolaydır, peygamberin yaptığı dualara girmeye çalışsak konu uzar. Size pratik ve kişiye bıkkınlık vermeyen zadul müslim ve hisnul müslim (sabah-akşam) zikirlerini tavsiye ediyoruz.
Allah sizleri ve bizleri her türlü kötülükten korusun, Allah’a emanet olun.