Davet Okulu – Cihan Malay / 2022 Kasım / 120. Sayı
Sosyal Medya ve Hayatımızdaki Yeri
Yaşadığımız şu çağımızda, internet ve sosyal medya hayatımızın bir parçası haline gelmiş durumda. Şu da bir hakikat ki günden güne hayatımızdaki yeri sürekli artmakta. Hayatımızdaki yerini inkâr edemeyeceğimiz internet ve sosyal medyaya topyekûn savaş açmak, tümüyle karşı çıkmak zor olmasının yanında günden güne de imkânsızlaşmaktadır. Bu yüzden kullanmamak, karşı çıkmak pek de doğru bir çözüm değildir. Yapılması gereken onu müspet ve faydalı şekilde kullanmak için azami gayret göstermek, hayatımıza olumlu katkı sağlayacak bilinç düzeyine ulaşılmasıdır.
İnsanlar sosyal medyada günlük düşüncelerini yazmakta, beğenilerini veya eleştirilerini başkalarıyla paylaşmakta, bu düşünceler üzerine tartışabilmekte ve yeni fikirler ortaya koyabilmektedirler. Ayrıca kişiler bilgilerinin yanında çeşitli fotoğraflar, videolar paylaşabilmekte, iş arayabilmekte, alış-veriş yapabilmekte ve sıkılmadan gerçek dünyayı sanal ortamda yaşayabilmektedirler. Bu durum gün geçtikçe tüm dikkatlerin bu alana yönelmesine sebep olmaktadır.
Sosyal medyanın müspet/olumlu yönleri olduğu gibi olumsuz yönleri de bulunmaktadır. Bunların en başında, insan için çok değerli olan ve geri dönüşü imkânsız olan zamanı yiyip bitirmesidir. İnsana pişmanlık duyacağı bir sonuç doğuracak bu durumdan sakınmak gerekir. Diğer bir olumsuz sonucu da çokça vakit geçirilmesi nedeniyle aile ve sevdikleriyle gerekli ilgi ve alakanın yok denecek kadar azalmasıdır. Bu nedenle ailelerde çözülmelere neden olabilmektedir.
Bir diğer olumsuz yanı, çokça aldatmanın bulunduğu bir mecradır da aynı zamanda. Biliyoruz ki insanlar farklı kimlikler, farklı isimler, farklı fotoğraflarla kendilerini tanıtıyor ve sahte hesaplar açabiliyor. Bu da aldatma öncesi bir ipucu olarak değerlendirilebilir.
Bir diğer olumsuz yönü de şudur: “Sosyal medya, özenti hareketler sebebi ile insanların hem kimliklerini kaybetmelerine hem de “Onda var ben de niye yok?” düşüncesi ile kendilerini ekonomik sıkıntılara sokmalarına sebep oluyor. Tatil yerlerinde, lüks bir restoranda, pahalı bir alışveriş merkezinde çekilen resimlerin görgüsüzce paylaşılması, insanlar arasında saçma bir rekabet duygusuna sebep olabiliyor. Bu durum evde gereksiz huzursuzluklara neden olabilmektedir. Eldeki imkânlarla mutlu olmayı bilmek gerekiyor. Bu bağlamda eşler, birbirlerini gereksiz harcamalara ve sıkıntılara sokarak, kendilerine ve ailelerine yazık etmemelidirler.”
Bilinçli medya kullanımının gerekliliği tartışılmaz bir gerçekliktir. “İstediğin kadar değil ihtiyacın kadar medya.” sözü bize bu konuda çok şey ifade eder. Şu soruları da kendimize sormalıyız: “Sahip olduğum bir günlük zaman içinde zorunlu ya da zorunlu olmayan işlerimin hangilerini medya aracılığıyla sağlayabilirim?”, “Belirlemiş olduğum ihtiyacımı karşılamak için ne kadar zaman ayırabilirim? En az zamanı harcayarak en fazla faydayı nasıl elde edebilirim?” “Bu yorumu/videoyu/durum güncellemesini neden paylaşıyorum?”, “Sosyal medyaya, anne-babamdan/ailemden/manevi amellerimden daha mı çok zaman ayırıyorum?”, “Başkalarına iyilik yapmaktan daha çok sosyal medyayı mı kullanıyorum?”, “Ne kadar izlenme, yorum ve beğenme aldığım benim için önemli mi?”
Günümüzde insanlar, sosyal medyanın olmadığı hayatı yaşanmıyor gibi algılamaktadır. Bu algı beraberinde sosyal medyanın olmamasını düşünememe problemini meydana getirmektedir. Böyle bağımlılık derecesindeki sosyal medya kullanımı, İslam’ın tasvip etmediği bir durumdur. Şu söz bu gerçeği ifade etmektedir: “Bağlan ama bağımlı olma!”
Sosyal Medyayı Davete Araç Olarak Kullanmak
Davet ve tebliğ konusunda sosyal medya, güncel bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Şu bir hakikat ki Müslüman tüm imkanları seferber ederek, İslam’a davette bulunmalıdır. Araç meşru olduğu sürece, o aracı İslam’a hizmet edecek şekilde kullanmak gereklidir.
Dini bir tebliğ metodu olarak da kullanılan sosyal medya birçok kanaat önderinin, hocanın da kitlelerine seslendiği platformdur. Hocalar normalde ulaşamayacakları kadar takipçi sayısına burada ulaşarak sanal cemaatlerini oluştururlar. Hiçbir filtreye takılmadıkları için marjinal açıklamalarıyla gündem oluşturup, etkileşim oranlarıyla cemaatlerini büyütürler. Artık kürsü yerine bir YouTube kanalı, âlim-talebe ilişkisi yerine fenomen-takipçi ilişkisi vardır.
Sosyal medyanın fenomen hocalarının takipçileri her şeyi olduğu gibi dini de internetten öğrenmeye çalışan genç kuşaktır. Fakat bu dijital ortam insanı sadece somut ve görsel algıya yönelttiği için kısa süreli ve etkisiz sanal bir bilgi yığınının oluşmasına sebep olur. Böylece dini bilginin uygulamaya dönüştürülmesi noktasında büyük bir zafiyet oluşur.
Davetçi için davette bulunma dille ve fiili olarak yapılabileceği gibi sosyal medya yoluyla da yapılabilir. Sosyal medya, İslam’a davette uygun bir araç olarak kullanılmalıdır.
Fertleri İslam’a davette, fiili davette bulunmak esası unutulmamalıdır. “Sosyal medyada davet yapıyorum ve ona gerekli zamanımı harcıyorum” diyerek, fiili davete zaman ayırmamak büyük bir hatadır.
Yapılan davet çalışmalarının sosyal medya üzerinden daha fazla kitlelere ulaşılmasına olanak sağlayan sosyal medya, gidilemeyen yerlere İslam davetinin duyurulmasını ve bu sayede davetçilerin bulunmadığı ya da bulunduğu halde davetçilerden haberdar olamayan kimselerin İslam davetini duymalarına, İslam’ı öğrenmelerine olanak sağlayacaktır.
“Dünyanın küçük bir köy” haline geldiği bir zamanda, bir tuşla uzağı yakınlaştıran sosyal medyayı, her ne kadar yüz yüze yapılan davet kadar etkili bir araç olmasa da İslam’a davet konusunda kullanmak mühimdir. Bir anlamda sosyal medya daveti, İslam’a davetin duyurulması vazifesi görür ve davetçinin duyulmasını sağlar. Ardından bunu takip eden süreçte davetçi ve davetçinin bulunduğu yer ile ya da çeşitli iletişim araçlarıyla yüz yüze görüşülmesine zemin hazırlanmış olur. Uzak olup görüşme imkânı bulunmadığında, uzaktan yönlendirme ve İslam hakkında bilgilendirmeye olanak sağlanır.
Sosyal medyada yapılan davet sırasında, gerekli-gereksiz bazı eleştiri ve yorumlar yapılabilmektedir. Olumlu ve gerekli olarak düşünülen eleştirileri göz önünde bulundurmalı, gereksiz eleştiriler görmemezlikten gelinmelidir.
Sosyal medyada yapılacak davet sırasında birtakım hususlara da dikkat etmek gerekir. Bunlardan bazıları şunlardır:
– Sosyal medya, davet için araçtır. Bir anlamda davet için basamaktır. Sosyal medya yoluyla yapılan davetten etkilenenlere, İslam’ın cemaat dini olup bir arada yaşamayı öncelediği bildirilmeli, diğer Müslüman kardeşleriyle bir arada bulunması gerektiği söylenilmeli, sadece uzaktan bazı videolar izlenilerek sürdürülmemesi gerektiği söylenmelidir.
– “İnsanlara akılları nispetinde konuşun.” hadisi gereğince, daveti ilgilendiren konularda anlaşılır, az ve öz mesaj verilmeli, ihtilaflı bir meselede tek bir görüş varmış gibi paylaşımda bulunulmamalıdır.
– Bir davetçinin sıkça övülmesi ve başka davetçilerin bu davetçinin yanında değersizleştirilmesi hatasına düşülmemelidir.
– Örnek İslam davetçilerine çokça yer verilmelidir. Bu davetçilerin İslam yolunda ve davet uğrunda yaşadıkları zorlukları ve tecrübeleri kısa ve öz şekilde anlatılmalıdır.
– Ne acıdır ki günden güne okumak hele de uzun yazıları okumak, insanımızın pek de tercih etmediği bir durum. Muhakkak ki ilmî ve uzun yazılara yer verilmeli ancak bunun yanında kısa ve öz, söz ve yazılara yer vermek de ihmal edilmemelidir.
– Sosyal medya paylaşımlarını sıklaştırmak, belli bir süre sonra insanlarda gördükleri karşısında monotonlaşmaya sebep olabilmektedir. Bu durum karşısında orta yol tercih edilmelidir.
– Sosyal medyada yine üzülerek belirtmek gerekir ki uzun videolar pek de izlenmemekte/dinlenmemekte ya da hızlı izlenilmekte/dinlenilmektedir. Elbette uzun ders videoları gerektiği aşikâr bir durumdur. Ancak videolardan kısa kısa kesitlerle yapılan çalışmaların faydası gözden kaçırılmamalıdır.
– Sosyal medyada yapılan davette daha çok izlenme ve beğenilme, hedef olarak belirlenmemelidir. Zira böyle bir hedef, daha işin başında güzel bir niyet olmayıp, düzeltilmesi gerekli bir niyettir.
– İslam dininin insanlara öğretilmesi, ancak ve ancak sahih kaynaklar üzerinden gerçekleştirilmelidir. Bu yüzden sosyal medya üzerinden yapılacak davet sırasında, paylaşımlarda kaynağın açık şekilde belirtilmesi ve bu kaynağın uydurma birtakım sözler olmaması gerekir. Özellikle hadis paylaşımlarda sıkça karşılaştığımız söz doğru ancak kaynak sahih değilse ya da söz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e ait olmayıp başka bir kimseye ait bir söz ise kesinlikle hadis olarak paylaşılmamalıdır. Alıntı yapılan sözün sahibi kimse, bu kişinin belirtilmesine özen gösterilmelidir.
– Davette resim ve grafik gibi görsellik, yazıya göre daha fazla etkili olabilmektedir. Uzun bir yazıyı özetleyen bir grafik resimlemesi, daha öğretici olabilmektedir.
– Yüz yüze davette uyulması gerekli İslam ahlak kurallarına, sosyal medyada yapılan davette de uyulmalıdır. Kötü, argo ve aşağılayıcı sözlerden kaçınılmalıdır. Yüz yüze davette günah olan, sosyal medyada da günahtır.