İdeolojiler Ve Teoriler – Nedim Bal / 2021 Ekim / 107. Sayı
Değerli Müslümanlar! Bir önceki yazımızda oryantalizmin tanımı gelişimi ve dini hedefleri üzerinde durmaya çalışmıştık. İnşallah bu yazımızda Oryantalizmin diğer hedef ve çalışmalarından bahsederek konuyu sonlandırmaya çalışacağız.
Oryantalizmin Ticari Hedefleri
Kralların, büyük şirket ve kuruluşların güçlerine güç katmak ve dünya ticaretine hâkim olabilmek için Doğu toplumlarını tanımaları gerekmekteydi. Bunun için Doğu’da ve özellikle İslam coğrafyasında yaşayan insanların inanç ve yaşam kültürlerinin yanı sıra zirai ve askeri ihtiyaçlarının da bilinmesi gerekiyordu. Dolayısıyla Oryantalistlerin çalışma alanlarından biri de Doğu toplumlarının inanç, kültür ve beşerî ihtiyaçlarını araştırmaktı.
Oryantalizmin Siyasi Hedefleri
Oryantalizmin en önemli hedeflerinden biri de hiç şüphesiz siyasi hedeflerdi. Çünkü Batı, güç ve hakimiyetini ancak siyasi hedeflerine ulaşmakla gerçekleştirebilirdi. Bu sebeple oryantalistler şu siyasi hedefler üzerinde yoğunlaşmışlardır;
1. Müslümanlar arasındaki kardeşlik ruhunu zayıflatacak ve aralarına ayrılıklar sokacak hususları araştırmak.
2. Müslüman toplumların dil birliğini dağıtmak için yerel lehçe ve ağızları araştırmak ve bunları öne çıkarmak.
3. İşgal ettikleri sömürgelerdeki görevlilerini- o ülkeleri nasıl idare edip yöneteceklerini bilmeleri için- bulundukları ülkelerin dinini, dilini, ahlak ve kültürlerini öğrenmeye yönlendirmek.
4. Müslümanlar hakkında Batının istihbarat örgütlerine bilgi akışı sağlamak. Bu durum oryantalistlerin doğal görevleri arasındadır. Oryantalistler Müslüman toplumlar üzerine araştırma yaptıkları yahut bizzat Müslüman toplumların içinde yaşayıp onların maddi-manevi her türlü durumlarına şahit olup gözlemledikleri için danışılacak uzman kişiler konumundadırlar.
Oryantalistler ilgilendikleri toplum içinde var olan tüm hareket ve oluşumları ayrı ayrı incelerler. Bunlar hakkında raporlar hazırlarlar. Dolayısıyla işgalci emperyalist Batı için tehlikeli olabilecek İslami veya gayri İslami toplumsal hareketler hakkında bilgi alınabilecek ve daha da önemlisi bu hareketlerin başarısının engellenmesi için neler yapılması gerektiği hususunda görüş alınabilecek yegâne uzmanlar oryantalistlerdir.
Oryantalizmin Hizmetinde Olmayan Oryantalistler!
Sayıları çok az da olsa oryantalistlerin bazıları ön yargısız olarak sadece gerçekleri bilmek amacıyla Doğu toplumlarını ve özellikle İslam toplumlarını araştırma ve incelemeye yönelmiştir. Bunların oryantalist olarak isimlendirilmesinin sebebi yaptıkları iş bakımındandır. Yani Doğu toplumlarının dil, din ve kültürleri üzerinde araştırmacı olduklarından dolayı bu şekilde isimlendirilmişlerdir. Bunların bir kısmı da İslam’la tanışmış ve Müslüman olmuştur.
Oryantalistlerin En Önemli Telifleri
“Arap Edebiyatı Tarihi” … Karl Brockelman (1956)
“İslam Ansiklopedisi” … İlk baskısı İngilizce, Fransızca ve Almanca olarak 1913- 1938yılları arasında yayınlandı. En son baskısı ise 1945- 1977 yılları arasında yalnızca İngilizce ve Fransızca olarak yayınlandı.
“el-Mu’cemu’l- Müfehres li Elfâzi’l- Hadis’ş- Şerif (Concordance)” … Bu eser meşhur 6 hadis kitabı ile birlikte Darimi’nin Müsned’i, İmam Malik’in Muvatta’sı, Ahmed bin Hanbel’in Müsned’ini de kapsayan bir eserdir.
Bu eser çok ilginçtir. Örneğin; siz bir hadisin sadece çok az bir kısmını hatırlıyorsunuz. Fakat hadisin devamını veya hangi kaynakta geçtiğini hatırlamıyorsunuz. Şayet hatırladığınız o küçük bir kısım veya anahtar bir kelime yukarıda saydığımız dokuz hadis kitabının içinde ise o hadisin hangi kaynakta geçtiği bilgisine rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
1916 yılında on beşi aşkın akademinin ilmi ve mali desteği ve beşi Müslüman diğerleri oryantalist altmış dört kişinin katkısıyla başlayan bu çalışmanın ilk cildi 1936 yılında yayınlanmıştır. Toplam 7 ciltten oluşmaktadır. Son cildi ise 1988 de yayınlanmıştır. Yani bu eserin 72 yıllık bir hazırlanış süreci vardır.
Maalesef oryantalistlerin İslam kültürümüzün birçok eserinin ortaya çıkarılması, bunların fihristlerinin yapılması, başlıklarının konulması ve tahkikli bir şekilde yayınlanmasında büyük üstünlükleri vardır. Aynı şekilde bazı oryantalistlerin tahkik, tetkik ve meseleleri inceleme noktasında kesintisiz bir sabır ve gayretleri olduğunu görmekteyiz.
Oryantalistlerin 19. asrın başlarından 20. asrın ortalarına kadar geçen bir buçuk asırlık bir süre içerisinde Doğu hakkında telif ettikleri kitapların sayısı 60 bine ulaşmıştır.
Kongreler ve Cemiyetler
Oryantalistlerin devletlerarası ilk kongresi 1873 yılında Paris’te toplandı. Bu tarihten sonra kongreler arka arkaya toplandı ve uluslararası kongrelerin sayısı otuzu aştı. Bunların dışında pek çok kongre toplandı ve her bir devlette özel bölge buluşmaları gerçekleştirildi. Almanya’daki Dresten şehrinde 1849 yılında toplanan Alman Oryantalistler kongresi bunlardandır. Şu ana kadar bu tür kongreler sürekli olarak yapılmaya devam etmiştir. Bu kongrelere yüzlerce oryantalist ve ilim adamı katılmaktadır. Mesela Oxford kongresine 25 devletten 80 üniversiteden ve 69 ilmi cemiyetten 900 kişi katılmıştır.
1822 yılında Paris’te kurulan Asya Cemiyeti, 1823 yılında İngiltere ve İrlanda’da kurulan Asya Krallık Cemiyeti, 1842 yılında kurulan Amerika Doğu Cemiyeti, 1845 yılında kurulan Almanya Doğu Cemiyeti gibi pek çok oryantalist cemiyetler bulunmaktadır.
Oryantalist Çalışmaları Yayınlayan Dergiler
Günümüzde oryantalistlerin, sayıları 300’ü bulan çeşitli dillerde dergi ve yayınları bulunmaktadır. Bunlardan meşhur olanlarından bazıları şunlardır;
İslam Dünyası Dergisi: Bu dergiyi Samuel Zwemer İngiltere’de 1911 yılında kurdu. Ortadoğuda sözü geçen misyonerlerin başında gelmekteydi.
Doğunun Kaynakları Dergisi: Bu dergiyi Hammer Provenctal Viyana’da 1809’dan 1818’e kadar çıkardı.
İslam Dergisi: Paris’te 1895 yılında çıktı. Sonra onun yerini 1906 yılında Fas’taki Fransız İlmi Heyeti tarafından yayınlanan İslam Dünyası Dergisi aldı. Daha sonra bu dergi İslami İncelemeler Dergisi adıyla yayınına devam etti.
Der İslam Dergisi: 1910 yılında çıktı.
İslam Dünyası Dergisi: Petersburg’da 1912 yılında yayınlandı fakat yayını uzun süre devam etmedi.
Oryantalizm Emperyalizmin Hizmetinde
Karl Heinrich Beekar (1933), Alman İslam Dergisi’nin kurucusudur. Afrika’da emperyalist hedeflere hizmet edecek incelemelerde bulundu.
Rusça ‘İslam Dünyası Dergisi’nin kurucusu Barthold (1930) Orta Asya’da Rusya’nın menfaatlerine hizmet edecek araştırmalarda bulundu.
Hollandalı Snouck Hurgonje (1857- 1936): 1884 yılında Abdulgaffar adıyla Mekke’ye gitti ve orada bir buçuk yıl kaldı. Geri döndüğünde ise, İslam dünyasının Doğusunda emperyalizme hizmet edecek raporlar yazdı. Daha öncesinde ise 17 yıl gibi bir süre Java’da kalmıştı. Mekke ve kutsal yerlere dair çektiği resimler 100. yılında yayınlandı.
1885 yılında kurulan Paris Doğu Dilleri Enstitüsü’nün asıl görevi Doğu ülkelerinde ve Uzakdoğu’da emperyalistlerin faaliyetlerini kolaylaştırmaya zemin teşkil edecek bilgiler toplamaktır.
Görüldüğü gibi oryantalizm her dönem haçlı emperyalizminin hedefleri doğrultusunda ve tamamlayıcı bir unsur olarak varlığını devam ettirmiştir.
Oryantalizmin en büyük gayesi; İslam dini hakkında şüpheler ortaya atmak ve bu şüphelere inanan nesiller oluşturmaktır. Bunu net olarak anlamalıyız. Bu doğrultuda özel olarak yetiştirilen nesiller getirildikleri yüksek makam ve mevkilerin gücünü de kullanarak haçlı emperyalizminin çıkarlarına hizmet etmektedirler.
Oryantalistlerin İslam Düşmanlığı
Oryantalistler, tahrif edilmiş Hristiyanlığın sapkın ve hurafe dolu görüşlerinin İslam dini karşısında ne denli zayıf olduğunun farkındadırlar. Bu sebeple hem Hristiyan halkların İslam’a doğru yönelişini durdurmak hem de İslam dinine mensup Müslümanların zihinlerini bulandırıp İslam’dan soğutarak zamanla Hristiyanlaştırmak maksadıyla İslam dini hakkında ilme, mantığa, akla hayale sığmayacak türlü türlü iftiralar ortaya atmışlardır.
Onların ilme, mantığa ve ahlaka sığmayan iftiralarını burada tekrar etmeyeceğiz. Çünkü bu iftiraları zikrettikten sonra onların bu yalanlarını tek tek çürüterek yüzlerine çarpan ehli sünnet alimlerimizin karşı cevaplarını nakletmezsek o zaman sadece atılan iftiralar akıllarda kalır. Birkaç sayfa ile sınırlı olan yazımızda ise bu konunun derinliğine nüfuz etmek mümkün değildir. Bu sebeple oryantalistlerin İslam dinine yönelik attıkları iftiralar ile ehli sünnet alimlerimizin onlara karşı verdiği cevapları beraber cem eden eserlerin okunması daha faydalı olacaktır inşallah.
Günümüzde ise çağdaş oryantalist düşünce, Batı dünyası ile İslam dünyası arasındaki dostluk ve yardımlaşmayı koruyup Mesihlik ve İslam arasındaki diyaloğu ortaya çıkarmak ve Batı’nın Müslümanlara, Müslümanların da Batı’ya karşı yüzeysel bakışlarını değiştirmek amacıyla üslup ve tutumunu değiştirmeye başlamıştır.
Günümüz oryantalist düşüncenin İslam dünyasına karşı üslup ve tutum değişikliği göstermesinin gerçek sebebi; artık ön yargılardan uzaklaştıkları, meselelere ilmi pencereden tarafsız olarak baktıklarından dolayı mı yoksa yine her zamanki gibi fesat planlarından dolayı mı olduğu konusu şüphelidir. Bunu zaman gösterecek.
Lakin bizim bu husustaki kanaatimiz; çağdaş oryantalist düşüncenin üslup ve tutum değiştirmesinin sebebi gelecekte kurulması ve geliştirilmesi planlanan ilişkilere zemin oluşturmak içindir.
Nihayetinde günümüzde papalığın, dinler arası diyalog çağrıları ve faaliyetleri artmıştır. Bu strateji değişikliğinin amacı ise; İslam dünyasındaki yapıları kendi yanlarına çekmek ve kendi kutsal hedeflerine hizmet etmeye yönlendirmektir.
Bu hususta Hristiyan âleminin birinci ağızlarının yaptığı açıklamalar aslında bu amaçlarını net olarak ortaya koymakladır.
Papa 2. Paul, 1991 yılında ilan ettiği “Kurtarıcı Misyon” isimli genelgesinde aynen şöyle diyordu: “Dinler arası diyalog, Kilise’nin bütün insanları Kilise’ye döndürmek amaçlı misyonunun bir parçasıdır. Bu misyon aslında Mesih ve İncil’i bilmeyenlere ve diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir”
Aynı şekilde; 1964 yılında 2. Vatikan Konsili’nde kurulan Hristiyan Olmayanlar Sekretaryası’nın 1973 yılında sekreterlik görevine getirilen Pietro Rossano, sekretaryanın yayın organı Bulletin’deki bir yazısında şunlara değiniyordu: “Diyalogdan söz ettiğimizde açıktır ki bu faaliyeti misyoner ve İncil’i öğreten bir cemaat olarak yapıyoruz. Kilisenin bütün faaliyetleri, Mesih’in sevgisini ve Mesih’in sözlerini nakletmeye yöneliktir. Bu sebeple diyalog, kilisenin İncil’i yayma amaçlı misyonunun çerçevesi içinde yer alır.”
“Kilisenin henüz bulunmadığı yerlerde kiliseyi tesis etmek için yapılacak faaliyetler diyalog olmadan başarıya ulaşamaz.”
Kurt Postuna Bürünmüş Kuzulara Aldanmayalım!
Oryantalist hareket sömürgeciliğin ve Hristiyanlaştırma faaliyetlerinin hizmetinde çalışmıştır. Temel amaçları İslam dünyasını zayıf düşürmek, doğrudan ya da dolaylı bir şekilde onun üzerindeki hegemonyalarını daha da sağlamlaştırmaktır.
Bu hedefler doğrultusunda Müslümanlar arasında Batı’ya karşı aşağılık kompleksini yaygınlaştırmaya çalışmış, ortaya attıkları yalan ve iftiralar ile İslam inanç ve değerlerini bozmak için büyük çabalar harcamışlardır.
Aynı zamanda Oryantalistler ilmi mahfillere de sızmışlardır. Onlardan pek çok sayıda kimse Suriye ve Mısır’daki ilmi kurum ve heyetlere üye olmuştur. Ayrıca yetiştirdikleri öğrencileri ve te’lif ettikleri eserleri ile İslam dünyasındaki İslam’a dair incelemelere ciddi anlamda etki etmişlerdir.
Dolayısıyla Batının, yani kilisenin Müslüman alemine yönelik yumuşamış görünen tavırlarına ve dinler arası diyalog, İbrahimi dinler, kardeşlik gibi aldatıcı söylemlerine karşı her daim uyanık olmalı, kuzu postuna bürünmüş kurtlara asla aldanmamalıyız.
Şanı yüce Mevla’mız bizi düşmanlarımızın şerrinden korusun. Onların hile ve tuzaklarına karşı bizlere feraset ve basiret versin. Birlik ve beraberliğimizi daim eylesin. Bizleri sıratı müstakimden ayırmasın!
————————
İstifade Edilen Eserler
Hammad el-Cüheni, Çağdaş İnançlar ve Düşünceler, Beka Yayınları
İslam Ansiklopedisi/ Şamil Yayınları
Mehmet Oruç, Dinler Arası Diyalog Tuzağı, Arı Yayınları
TDV İslam Ansiklopedisi
Oryantalistlerin Gözüyle İslam/ Rağbet Yayınları
Mustafa Tatlı, Oryantalizm, Modernizm ve Hadis İnkârı, Nebevi Hayat Dergisi