Mükemmel Ebeveyn Olmak 

Nebevi Aile – Halime Yılmaz / 2020 Eylül / 93. Sayı

Değerli okurlarımız! 

Okumanın, kendini geliştirmenin, bakış açısını genişletmenin, şuurlu ve okuyan bir çevre edinmenin önemi ve gerekliliği tartışılmaz. Bu konudan sık sık bahsediyor ve bilgi ve teknoloji çağında, bu çağın gerisinde kalmanın Müslümanlara verdiği zarar ve açtığı gedikler üzerinde mülahazalarda bulunuyoruz. Çocuklar ve gençlerin pamuk ipliği ile İslami yaşam tarzına bağlı oldukları maalesef acı da olsa gün gibi ortadadır.

Onları batılın kirli kucağından İslam’ın pak dünyasına çekmek için uğraş verirken kendilerini, en az onlar kadar gelişen teknoloji ve donanıma hâkim olarak ikna edebileceğimizin de farkındayız. Öyle görünüyor ki çocuğunu kendi elleriyle şerrin merkezine koymaya and içenler bulunduğu gibi İslam’ın “irtica” olarak göründüğü bu zamanda evladını tertemiz yetiştirmek için her şeyini feda edenler de az değil. Müslüman bir anne-babanın en önemli görevi, çocuğuna İslami terbiye ve eğitimi vermektir. Bu konuda ihmalkâr davranan ebeveynler, bu ihmalin hesabını ahirette ödeyemeyeceklerdir.

Burada “Anne-baba çocuğuna olması gerektiği gibi bir eğitim verse de çocuk yetişkin olduğunda o eğitimi hiç almamış gibi bir hayatı yaşamayı tercih edebiliyor. Burada suçlu kim?” diye bir itiraz gelebilir.

Burada bir suçlu yok. Anne-baba çocuğuna gereken tüm eğitimi verdikten sonra hidayet Allah’ tandır. Nuh aleyhisselam bir peygamber olmasına rağmen oğlu ona iman etmedi. Haşa o kötü bir baba mıydı?

Sebep-sonuç ilişkisi her zaman aynı olmayabilir. İstisnai durumları da göz ardı etmemek gerekir. Siz çocuğunuza ve onun eğitimine gereken ihtimamı gösterin. Ölene kadar da bu konuda asla pes etmeyin. İyi ebeveynler olmaya çalışın. Rabbimiz bizden bunları bekliyor. 

Her güzelliğin içinde bir aşırılığa yönelme meylimiz en büyük sıkıntılarımızdan biri maalesef. Faaliyet çılgınlığı, her gün her dakika çocukları ile vakit geçirmeye çalışma mübalağası hastalığı yayılmaya başladı. Bir de bununla övünen ve başkalarına da bunu tavsiye edenler de işin cabası. Altın günlerinde en fazla çeşidi yapan birinci maharetli kadın olma yarışının yerini, çocuklarına en çok faaliyet yapan anne olma yarışı aldı. Ne garip değil mi? Biz böyle mi olmalıydık? Bu hale nasıl geldik? Neden hemencecik niyetlerimiz kayıveriyor?

İyi bir ebeveyn olmak için okuyalım, kendimizi geliştirelim, seminerlere gidelim. Bunlar olması gereken şeyler. Ama işin dozunu bir kesim biraz kaçırdı. İş, iyi bir anne baba olmaya çalışmaktan çıktı. Mükemmel bir ebeveyn olma ve bu konuda tuhaf bir yarışa girme ihtirası peyda oldu. Öğrendiklerini İslami ölçü ve süzgeçlerden geçirme hassasiyeti kaybolmaya ve “kim daha çok bilgiye sahip” münakaşası yayılmaya başladı.

Diğer yandan öğrendikçe kendini yetersiz ve kötü bir ebeveyn görmeye başlayanlar, başladıkça depresyon krizlerine girenler, kendini kötü hisseden ve dolayısıyla çocuğuna eskisinden daha az fayda vermeye başlayanlar; öbür tarafta bunların hiçbirine gerek olmadığını savunarak çocuk eğitiminde aşırı gidenlerin yanlış tutumlarını kendi hatalarına kılıf sayanlar ortaya çıkmaya başladı. Yapmayalım Allah aşkına!

İslam nizamı aşırılık ile hâkim olmaz. Çocuğuna İslam’ı aşılamaya çalışırken nefsani heveslerini tatmin etmeye çalışmak da neyin nesi? Bu şekilde bir yere varamayız. Nihai hedefimize hiç varamayız. Rıza-i ilahi arzumuzun, bu gidişatımız ile taban tabana zıt olduğunu unutmayalım. Biz Allah’ın razı olduğu iyi bir anne-baba olmaya çalışalım. Mükemmel ve herkesin övdüğü bir ebeveyn olmaya çalışmak yoktu gayemizde. Şeytanın hedefimizi saptırması an meselesi. Zorlasak da zaten mükemmel ebeveyn olamayız. Böyle bir düşünce de Müslüman bir beyne sığmaz, sığmamalı. Zira mutlak kemal Allah’ın sıfatıdır. Mükemmel olan bir tek O’ dur. Biz ise aciz, eksik, hataya meyilli ve kusurluyuz. Kusursuz görünmeye çalışmak boşa kürek sallamak olur. Biz iyi bir Müslüman, iyi bir kul, iyi bir eş, iyi bir ebeveyn, iyi bir insan, iyi bir davetçi, iyi bir kişi olmaya çalışmak ile mükellefiz. Bunun için gerekli çabayı vermekle sorumluyuz. Çaba bizden başarı ve hidayet Allah’tandır.

Nasıl olsa Allah’ın dediği olacak diyerek gayreti büsbütün bırakanlar, sorumluluktan kaçan kolay lokmacılardır. Olması gereken bu da değil. Başta da bahsettiğimiz gibi her işte itidalli olmak için çalışanlar her yönden, her daim, her iki cihanda kazanacaklardır. Rabbimizden dileğimiz bu minvalde, aklı başında, iradesi güçlü ve her hevesten bir pay aramayan nadide ebeveynlerden olmayı bize nasip etmesi ve sayılarını artırmasıdır. Sözün başında ve sonunda hamd Allah’a aittir.