Gençleri Bekleyen Büyük Tehlike; Deizm -1-

Gündem Analiz – Nedim Bal / 2020 Ocak / 86. Sayı

İnsanlık tarihi boyunca çeşitli dönemlerde tevhit inancı dışında bir takım uydurma dinler ve dini inanışlar ortaya çıkmıştır. Tevhit inancının olmadığı toplumlarda putlara, ateşe, ineğe, ay ve güneşe tapma gibi Allah azze ve celle’ye ortak koşma/şirk fiilleri sıklıkla görülmektedir. 

Bu günlerde duyarlı Müslümanlar tarafından da dile getirilen ve özellikle gençler arasında hızla yayılmaya başlayan batıl inançlardan biri de Deizm inancıdır. Deizm inancının diğer batıl/şirk inançlarından en büyük farkı gayet masum bir inançmış gibi gözükmesidir. Tabiri caizse “şeytanın insana sağdan yaklaşma” halidir.  

Deizm Nedir?

Deizm Latince’de “Allah” anlamına gelen “Déus” kelimesinden türetilmiştir. “Yaradancılık” veya “İlahcılık” da denilen Deizmi tek bir tarif içine sığdırmak pek mümkün değildir. 

Deizm; Allah’ı sadece ilk sebep olarak kabul eden, O’na hiçbir nitelik ve güç tanımayan “akılcı din öğretisi”dir. Bütün dinleri reddeden, sadece sınırlı bir Allah anlayışına dayanan felsefi bir sistemdir. 

Deizm inancına göre âlemi yaratan güç Allah’tır. Fakat âlemi yaratan Allah, bu yaratmadan sonra insanı tamamen başıboş bırakmıştır. Âlemin işleyiş düzenine karışmamış, insan hayatına müdahale etmemiş, insanların uymaları için birtakım emir ve yasaklar koymamıştır. 

Deizm, temel olarak iki anlayıştan yola çıkmaktadır. “Âleme müdahale etmeyen bir ulûhiyet anlayışı” ve “akla ve bilime gösterilen büyük güven ya da bir başka deyişle tapınma”. 

Deizm inancına göre din; beşeri kavrayışa tabi olmalı, ahlaki değerler ve cezai durumlar ise rasyonel/akli temeller üzerine kurulmalıdır. 

Dolayısıyla Deizm inancı mutlak bilgiye sadece akıl yoluyla ulaşılabileceği ilkesini esas alır. Bu sebeple vahye dayalı tüm inanış biçimlerini reddeder. Bu inanca mensup olanlar insan aklı yeterli olduğu için vahiy ve kutsal kitaplara da gerek olmadığını, Yaratıcının dünyayı ve evreni bir kez yaratmış olduğunu sonra kendi yasalarına göre işlemesi için insanları ve evreni bir başına bırakmış olduğunu savunurlar. 

Deist Kime Denir? 

Âlemi yaratan gücün Allah olduğuna fakat Allah’ın bu yaratmadan sonra âlemin işleyişine karışmadığına, insanların uymaları için bir takım emir ve yasaklar koymadığına, insanı tamamen başıboş bıraktığına inanan, toplum içindeki ahlaki ve cezai kuralların tamamen insan aklı ve bilimsel temeller üzerine bina edilmesi gerektiğini savunan kişilere Deist denir.

Deizm İnancının Ortaya Çıkışı

Deizm kelimesinin ilk olarak   Viret (1564) ve Burton(1621) tarafından kullanıldığı kanaati yaygındır. İngiliz filozof Edward Herbert “De Veritate” (Hakikat Üzerine) isimli kitabı ile Deizm kurucuları arasında sayılmaktadır. 

Deizmin fikir babası ise 17. yüzyılda yaşayan İrlandalı John Toland’dır. Katolik bir ailede doğmuş olup “Pentheistikon” isimli kitabında akla dayalı maddeci bir dinin gerektiğini savunmuştur. Toland’ın bu düşüncesi birçok düşünür tarafından kabul görmüş ve deizm olarak dünyaya yayılmıştır. Voltaire ve Rousseau gibi filozoflar da Deizmin savunucusu olmuştur. 

Deizmin Bazı Özellikleri

Deizm inancına göre; Allah ile insan arasına hiçbir şey giremez. Allah vahiy göndermez. Deizm’in kendine has hiçbir kutsal kitabı veya peygamberi de yoktur. İyi birey olabilmek için peygamber ve kitaplara gerek duymazlar. İyi ve kötüyü, güzel ve çirkini, yasak ve meşruyu belirleyen tek ölçü insan aklı ve bilimdir. 

Dolayısıyla deistler, Kutsal Kitapları Allah’ın sözü olarak kabul etmezler ve peygamberlere de inanmazlar. Vahye dayalı tüm inanışları reddettikleri için; sevap, günah, ibadet, dua, vahiy, melek, cin, şeytan, cennet, cehennem, ahiret ve kader gibi kavramların Deizm inancında yeri yoktur.

Deizmin Kategorileri

Her inançta olduğu gibi Deizm de zaman geçtikçe kendi içinde farklılıklara uğramıştır. Deizm sonrası ortaya çıkan akımlar ya da inançlar anlam karmaşasının oluşmaması adına başlarına isim veya ek alırlar. Günümüzde etkili olan 3 farklı deizm bulunmaktadır; Pan Deizm, Panen Deizm ve Spiritüel Deizm.

İnsanların Deizm İnancına Sapmalarının Sebepleri 

Türkiye’de, özellikle gençler arasında Deizm inancının yayılmasının altında yatan sebeplerin neler olduğu hususunda konuyla ilgili araştırma yapan kurum ve kuruluşların yapmış olduğu bazı tespitler şunlardır:  

Sosyal Medya Üzerinden Seviyesizce Yapılan ‘Din Konulu’ Tartışmalar

İnsanların algı seviyeleri gözetilmeksizin özellikle televizyon ve sosyal medya üzerinden fütursuzca yapılan dini konulu tartışmalar, bu tartışmalarda tarafların birbirlerine karşı muhalefet tarzları, sunulan dini bilgilerdeki tutarsızlıklar ve zıtlıklar gençlerde din düşüncesinin saygınlığına zarar vermekte ve zamanla inanç problemlerinin oluşmasına neden olmaktadır.

Okullarda Verilen Dini Bilgilerin Yetersiz Olması

MEB’in ders materyallerinin çocuklara ve gençlere yönelik olmaması veya yetersiz olması en büyük sorunlardan bir tanesidir.  Buna ilaveten gençlerin sorduğu dini soruların öğretmenler tarafından geçiştirilmesi, gerekli doyurucu cevapların verilememesi ya da soru soran gençlere hakaret edilerek kişilerin bastırılması gibi durumlar gençlerin iç dünyalarında farklı fırtınaların kopmasına sebep olmaktadır. Zamanla bu gençler İslam’ı yetersiz bulmakta ve farklı inanç arayışlarına yönelmektedir.

Müslümanların Rol Model Olamaması 

Topluma ve özellikle gençlere İslam dinini anlatan gerek din dersi öğretmenlerinin gerek cami imamlarının gerekse kendilerine İslam davetçisi diyen Müslümanların İslam adına anlattıklarıyla kendi öz yaşamlarındaki çelişkiler, tutarsızlıklar, ahlaki ve insani zaaflar toplumu ve özellikle gençleri dolaylı olarak İslam dininden soğutmaktır. 

İtikadi Hususlarda Yeterli Bilincin Oluşturulamaması 

Özellikle kader ve sebepler, irade, imtihanın hikmetleri, Allah azze ve celle’nin zatı ve tasavvuru, sabır, tevekkül gibi konularda maalesef gençler doğru ve ikna edici şekilde aydınlatılamadığı için zamanla kişilerde bir inanç problemi ortaya çıkmaktadır. Örneğin; öğrencilerin “Kötülükler/Zulümler” meselesi çerçevesinde “Allah’ın yeryüzündeki kötülüklere, zulümlere neden müdahale etmediği veya müsaade ettiği” gibi soruların cevapsız kalışı veya bu hususlarda kişilerin bilgi seviyelerinin yetersiz oluşu Deizm inancını ön plana çıkarmaktadır

Çünkü Deizm inancına göre “Allah; yeryüzünü yarattıktan sonra insanları başıboş bırakmıştır. Dolayısıyla ilah, insanların hiçbir fiil ve eylemine müdahil ol(a)mayan bir varlıktır. Bu sebeple Allah’ın yeryüzünde yapılan zulümleri engellemek gibi bir mükellefiyeti de sorumluluğu da yoktur. 

İlk bakışta çok masummuş (!) gibi gözüken bu inanç, maalesef zihin ve kalp dünyasında aradığı pek çok sorunun cevabını bulamayan gençler için bir çıkış kapısı olarak görülmektedir. 

Deizm İnancı, Ateizm ’den Daha Sinsi ve Daha Ürkütücü Bir Tehlikedir 

Burada şunun altını önemle çizmekte fayda var. Evrenin ve içindeki mükemmel nizamın kendi kendine var olabileceği saçmalığına bir türlü vicdanı basmayan dolayısıyla Allah’ın varlığını tamamen inkâr edemeyen fakat öte yandan zihnindeki inançla ilgili soruların cevabını da tam olarak bulamayan kişilerin en kolayca sapacağı inanç veya çıkış yolu Deizm’dir. 

Bu sebeple Müslüman aileler in, çocuklarının ilk aşamada Ateist olmalarından daha çok Deist olma ihtimallerinden korkmaları ve bu hususta çocuklarını doğru, sahih bir dini eğitimden geçirmeleri gerekmektedir. Çünkü Deizm sapıklığının bir sonraki adımı Ateizm’dir. 

Müslüman ailelerin içinde yetişen gençlerin durumuyla ilgili bilgiler gün yüzüne çıktıkça bu tehlikenin boyutu daha iyi anlaşılacaktır.

İBRETLİK HADİSELER 

Ateizm Derneğinden Açıklamalar

Türkiye’nin ilk ve tek ateizm derneği yönetim kurulu üyelerinden Şener Atik bu konuda şunları söylüyor: “Ateistler arasında imamlar ve müezzinler var. Fakat bu insanlar farklı sebeplerden dolayı açıkça ateist olduklarını söyleyemiyorlar.” (T 24)

İlahiyat Fakültesi Öğrencisi

“Önce İslam’ı mantığa dayandırmaya çalışıyorduk. Sonra…”

İlahiyat fakültesi öğrencisi olan Bekir, Deizm ile olan ilişkisi hakkında şunları beyan etti: “Önce İslamiyet’i mantığa dayandırmak istiyorduk. İttire kaktıra baktık olmuyor. Sonra mantık olarak yorumlamaktan çıkarttık. Allah’a inanmaya başladık sadece.  Yani deist olduk anlayacağınız.”

Bekir, ilahiyat fakültesine geldiğinde hala deist olduğunu, namazı, orucu bıraktığını ancak daha sonra Tanrı’nın varlığını da sorgulamaya başladığını ve ateizme yöneldiğini söylüyor. Bekir’in ailesi halen bu düşüncelerini bilmiyor: “Aileme ben ateist olduğumu söyleyemem. Babam başında takkeyle gezen bir adam. Annem günde yedi vakit namaz kılar. Beş vakit, üzerine kuşluk namazı, bir de gece namazı. Gerçekten muhafazakâr bir aile yapımız var. Söyleyemem. Söylesem aramızda soğuma olur.”

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni 

“Beni Müslüman olarak tanımlayan tek şey bu başörtüsü artık”

“Benim radikale kaçan bir Müslümanlığım vardı. Daha birkaç yıl öncesine kadar erkeklerle tokalaşmazdım bile. Kendimi Müslüman olarak tanımlıyor, hayatımı o şekilde yaşamaya çalışıyordum. Beş vakit namazımı kılıyordum. Nafileleri yerine getirmeye çalışıyordum. Orucumu tutuyor, Kur’an okuyor, ilmihal bilgileri olsun, hadis olsun o tarz şeyleri tamamlamaya çalışıyordum. Tefsir, hadis derslerine gidiyordum.”

“İlahiyat Fakültesi’nde okumak istemediğim için bari öğretmen olayım diyerek Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği üzerine eğitim almaya karar verdim. Dinle ilgili araştırmalarım ve bilinçlenmem (!) de  o döneme denk geldi.”

“Beni Müslüman olarak tanımlayan tek şey bu başörtüsü artık. Gerek ailevi gerekse yaptığım işten dolayı başörtümü çıkaramıyorum. Fakat belki birkaç yıl sonra başörtümle vedalaşabilirim.”

“Ders verirken bazen çocuklar sorular soruyorlar. Öğretmenim başörtüsü takmak gerçekten gerekir mi, ben büyüdüğümde saçım görünürse günah olur mu? Şu an ona karar vereceğiniz bir durum yok, 18 yaşına gelin ne isterseniz yaparsınız diyorum. Böyle cevap vermek beni rahatlatıyor.”

Başörtülü Ateistler

Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu 

“Odama gelen başörtülü öğrenciler”

“(Geçmişte) Okuduğum İmam Hatip okulundan bir heyet gelerek benimle fikir alışverişinde bulunmak istediklerini söylediler. Deizm yayılıyor, bu çocuklara ne anlatalım ne yapalım diye sordular. Dedim ki, konuşmayı bırakın, yapın artık. Devamlı konuşuyoruz. Terbiye temsil ister. Örnek olacaksınız. Dini temsil makamındaki insanların bu durumu sürdüğü müddetçe 10 yıl sonra neslimiz bizimle kavga edecek. Bu dinin bir faydası olsa babama anneme olurdu diyecekler. 15 Temmuz’dan bu yana benim odama 17 tane başörtülü, deist bile değil Allah tanımaz öğrenci gelip benimle bu konuları konuştular. Başörtülüler, öyle geleneksel de değil, bildiğin başörtülü. Sosyal statüleri gereği ve aileleri nedeniyle hala başörtüler ama Allah’a bile inanmıyorlar.”

Maalesef

Müslüman dindar ailelerin çocuklarında da görülen bu itikadi sapma ile ilgili örnekler çoğaltılabilir. Lakin bu örneklerden bahsederken dahi insanın içi daralıyor. O yüzden bu moral bozucu örnekleri burada sonlandırırken durumun çok daha vahim olduğu gerçeğini hatırdan çıkarmamak gerekir.

“Arjantin’den Antep’e Yerleştiler”

Yetim Vakfı Eğitim Sorumlusu Hatice Naç: 

Deizm inancının yayılması noktasında iç etkenlerin yanı sıra misyonerler gibi dış etkenlerin de üzerinde duran Yetim Vakfı Eğitim Sorumlusu Hatice Naç bu konuda şunları söylüyor:

“Ateizm, deizm ve madde bağımlılığı yayan ekip müthiş profesyonel çalışıyor. Asla hedef kitlesinden vazgeçmiyor. Aileler çocuklarını ya aşırı serbest bırakıyor ya da aşırı baskılıyor. İkisi arasında savrulan genç kendince itilmiş hissediyor. Zaten ilgilenilmeyen ailelerin çocukları ise kendince savrulup duruyor. Tam o esnada bu ekipler çocuklara ulaşıyor. 

75 Arjantinli 3 ay önce işini gücünü bırakıp gelip Antep’e yerleşti. Suriyelilere yardım etmek istediklerini söylüyorlar. Aylardır Suriyelilerle çalışıyorlar. Bu çocukları örgütlemek için birçok STK, vakıf kurdular. Bunlar gelen çocukları nasıl organize edebileceklerinin denemelerini yapıyorlar. Misyonerlik, olmadı ateizm, olmadı deizm üzerine çalışıyorlar. Van’da 100 Koreli üniversite öğrencisi var. Uluorta insanları durdurup tanışıyor ve inançlarını yaymaya çalışıyorlar. Madde bağımlılığına alıştırmaya çalışanlar da bunlar. Maddeye alışan çocuk zaten daha sonra deizm, ateizme kadar gidebiliyor.”