Eşler Arasındaki  Çözümünde Altın Değerinde Kurallar

Nebevi Aile – Halime Yılmaz / 2019 Mayıs / 78. Sayı

Hamd, birbiriyle sükûn bulsunlar diye insanoğlunu iki farklı cinste yaratıp aralarında sevgi ve merhamet peyda eden Allah’a mahsustur.

Salat ve selâm insanoğlunun ve eşlerin en hayırlısı Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’ in üzerine olsun. 

Evlilik, dininin diğer yarısını tamamlamak demektir. Evlilik, tek başına sükûn bulması mümkün olmayan insan fıtratını sükûna eriştiren yegâne helal yoldur. Rum Suresi 21. Ayet-i Kerime’de Rabbimiz bunu şöyle ifade buyurmuştur:

“Kaynaşmanız için size kendi (cinsinizden) eşler yaratıp, aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi de O’nun delillerindendir.  Doğrusu bunda iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.”

İlahi bir mucizeyi hatırlatan bu ayet, içerisinde çok mana ihtiva eden, derin düşünceler barındıran, evlilik kurumundaki sevgi bağının hakiki kaynağına dikkat çekerek Rabbimizin varlığı ve birliğinin en bariz delillerinden birini, bir solukta gözler önüne seriyor. Nikah bağıyla birbirine bağlanan karı koca arasındaki sevgi ve merhamet bağının, Allah tarafından lütfedilmiş bir ihsan olduğuna dikkat çekiliyor. Ne büyük bir lütuf! Düşünsenize! Birbirini tanımayan ya da tanısa da daha önce bu kadar birbirine yakın olmayan iki insan arasında sadece bir nikah ile oluşan ilahi ve mucizevi bağ nasıl oluyor dersiniz? Bu kesinlikle kimsenin çalışıp çabalayarak veya yıllarca da uğraşsa elde edebileceği bir bağ değildir. Bu ancak Yüceler Yücesi Rabbimiz azze ve cellenin kudretiyle gerçekleştirebileceği bir durumdur. 

Yeni evli bile olsa bir kadın üstü başı açıldığında ya da bir sıkıntısı olduğunda yıllarca kendisini yetiştiren babasının arkasına mı sığınır, yoksa kısa süreli bir beraberliği de olsa mahremiyetini paylaştığı kocasının arkasına mı? Bu soruya herkesin cevabı aynı olacaktır: Kocasının arkasına sığınır. İşte ayeti kerimede anlatılan ilahi bağ budur. Bu Allah’ın varlığının delillerindendir. Başka açıklaması olamaz. 

Peki ne oluyor da karı-koca arasındaki bu ilahi ve mucizevi bağ, zamanla geçimsizliğe dönüşüveriyor? Eşler arasındaki problemlerin çözümünde altın kurallar nelerdir? 

Bu konudaki en önemli 7 maddeyi sıralamaya başlayalım:

1-Şükür

En önemli sorunumuz elimizdeki nimetlere şükredemememiz. Kadın olarak kocamızın bize sağladığı imkanları, çoluk çocuğumuzun yanımızda ve sağlıklı oluşunu, namusumuzun güvende olup iffetimizle insanların içerisinde rahatça dolaşmamızı unutmuşuz. Erkek olarak tüm eksiklikleriyle birlikte çoluk çocuğumuzu görüp gözeten, evimize sahip çıkan, gözümüzü harama bakmaktan koruyan bir hanımımızın olduğunu, başkalarına el açmadan bir çatı altında rahatça geceleyebildiğimizi unutmuşuz, elimizde ve eşimizde olmayan başkalarının elindeki nimetlere gözümüzü dikmişiz. Kendimizden daha aşağı durumda olan insanlara bakabilsek eğer, ne kadar nimet içerisinde olduğumuzu anlar ve halimize binlerce kez şükrederdik. Kadınlar, Pakistanlı Afiye Sıddiki’nin ve onun gibi nice Müslüman kadınların başından geçen ve hali hazırda da devam eden acı dolu yaşam hikayesini duysa yaptığı her şikâyette aynaya bakıp kendi yüzüne tüküreceğini bilirdi. Kendisi 16 yıldır hapishanede ve erkeklerin içerisindeki tek mahkûm olarak bilinen, üç çocuğunun nereye götürüldüğünden haberi olmayan, her gün çeşitli işkenceye maruz kalıp birçok erkek tarafından tecavüze uğrayan ve bu yüzden akli dengesini yitirdiği söylenen bir kadın. Bunu düşündüğümüzde ne kadar nimet içinde olduğumuzu anlıyor muyuz?

Erkekler bugün Suriye’de, Filistin’de, Guantanamo’da hapishane köşelerinde insan aklına ve hayaline sığmayacak işkence ve eziyetlere maruz kalan kardeşlerini aklına getirse elindeki nimetlerin kadrini daha iyi anlardı. Her iki cins olarak her yaşadığımız problemi bir kenara bırakalım. En azından çocuklarımız yanımızda ve güvende. Onlara gözlerimizin önünde eziyet edildiğini ya da biz yaşıyoruz ama ellerimiz onlara uzanamıyor düşünsenize. Hiçbir anne baba yüreğinin kaldıramayacağı, hayalinin bile insanı oldukça tedirgin ettiği bir durum değil mi? Bizim hayal etmekten bile korktuğumuz şeyleri bazı kardeşlerimiz yaşıyor maalesef. Bunları düşündüğümüzde elimizdeki nimetlerin kıymetini daha iyi anlıyoruz değil mi? Ama çabuk unutuyoruz. Kendimize şükürsüzlüğümüzü hatırlatacak vesilelere ihtiyacımız var. Bu da ancak ilim, hikmet ve takva yüklü kişilerle beraberlikleri artırmaktan geçiyor.

Nuh aleyhi’s-selâm 950 senelik mücadelesinde oğlu ve karısı bile ona iman etmemesine rağmen İsra Sûresi 3. ayete göre o “çok şükreden bir kuldu.” Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz? Demek ki şükür, sadece nimet içinde yüzdüğünde yapılması gereken bir zikir değilmiş. Sınırlarını zorlayacak kadar sınansan da kendinden daha zor durumda olanlara bakıp ibret almasını bilmek gerekir. Aksi takdirde elimizdeki nimetlerden de olabilir, en kötüsü de verdiğine razı olmamaktan dolayı Rabbimizi gücendirebiliriz.

2-Sabır

Bazen yolunun karardığını hissedersin. Bu karanlık sebebiyle çileden çıkar sabredemeyeceğini düşünmeye başlarsın. Sonuçta hayatın gazına daha çok basar sabırsızlık göstererek yolunu daha da fazla şaşırırsın.

Ama eğer yoluna aydınlık istiyorsan, çıkmaz sokaklarda bir çıkar yol bulmak istiyorsan, ilerleyebilmek için bir azık istiyorsan, bu bir tek sabırda var.

Şunu bil ki, bir tek sen sınanmıyorsun. Herkes sınanıyor. Nuh aleyhi’s-selâm oğlu ile Lut aleyhi’s-selâm karısıyla, Yusuf aleyhi’s-selâm kardeşleriyle, Hz. Asiye kocası Firavunun zulmüyle sınanmışsa, aile ile sınav, kıyamete kadar herkesin kaçınılmaz sınavı olacak demektir. Kimi eşiyle, kimi çocuklarıyla, kimi eşinin ailesiyle, kimi kardeşiyle sınanacak. Peki bu sınavda kim kazanacak? Sadece sabredenler kazanacak. 

3-Fedakârlık ve Barış

Çağımız insanı olarak çoğumuz fedakarlığı muhatabından bekliyor. Hep o adım atsın, fedakârlık yapsın. O sabretsin. Ama unutulan bir şey var ki, o da ilk fedakârlık yapan her bakımdan öndedir. Fedakârlık tek taraflı da yürümez. Evlilikte uyum ve geçim karşılıklı fedakarlıkla olur. Erkekler istiyor ki hanımı hep sussun hep alttan alsın. Ama bunun için erkeğinde birtakım fedakarlıklar yapması gerekir. Kadını ev işleri ya da bedensel yorgunluk değil kocasının destek vermemesinin yorduğunu bilmeleri gerekir. Kadınlar istiyor ki hep kocası onun suyuna gitsin dediklerini yapsın. Ama bunun için de kadınların bazı fedakarlıkları göze alması gerekiyor. Bir kocayı yoran işyerinde çalıştığı saatlerin uzunluğu değil, hanımının anlayışsızlığıdır. Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimizde fedakarlığın karşılıklı yapılması gerektiğini anlıyoruz. Sulh ve anlaşma iki tarafın bazı istek ve haklarından vazgeçmesi ile gerçekleşir. Bu ise geçimsizliğin sürüp gitmesi ve ayrılıktan daha hayırlıdır. Nisa Sûresi 128. ayette şöyle buyrulmaktadır:

“…Sulh daha hayırlıdır…”

4-Dua ve Zikir 

Bazen Allah’ı anmaktan gafil olduğumuz için en yakınlarımızla sınanırız. Bir alime adamın biri çocuğunun olmamasından şikâyet eder. Alim: “İstiğfar et” der. Başka biri gelip yağmur yağmayışından şikâyet eder. Alim: “İstiğfar et” der. Başka biri, ailesiyle geçimsizliğinden şikâyet eder. Alim: “İstiğfar et” der. Kendisine neden üç ayrı soruna da aynı cevabı verdiği sorulunca Nûh Suresi 10-11-12. ayetleri okur:

“Dedim ki: Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O, çok bağışlayandır. (Dileyin ki) Üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin. Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın; size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın.”

Bu bizzat Alemlerin Rabbinden gelen bir tavsiye.  Eşimizle yaşadığımız problemlerde kolaya kaçıp onu suçlamayı seçmek yerine, Selefin yaptığı gibi Rabbine yönelip günahlarından af dilemelisin ki belki de Rabbim O’na dönmemiz için sınıyor olabilir.

5-Saygı ve Hoşgörü

Eşimiz bile olsa birbirimize saygı sınırını korumalıyız. Birçok aile birbirine ve sınırlarına saygı duymadığı için dağılmaktadır. Saygı sevgiden bile önce gelir. Karı-kocanın birbirine ve değerlerine saygılı olmaması birçok şeyi bitiriyor. Mesela davetçi ve sürekli evden uzak olan bir kocayı ele alırsak kadının kocasına sabrı ve saygı duyması, onun yaptığı hayırlara ortak olmasını ve eşlerin birbirine sevgisini artıracaktır. Kadının zaaflarına ve ailesine ya da önem gösterdiği şeylere kocanın değer vermesi ve saygıyla karşılaması da kadını kocasına daha çok bağlayacak ve onun için yapacağı fedakarlıkları isteyerek artırmasını sağlayacaktır. 

6-Güven ve Sadakat

İlişkilerin çatırdamaması için eşlerin birbirine her konuda güveni çok önemlidir. Güven ve sadakat olmadan evliliğin yürümesi zordur. Güven cam bir bardak gibidir. Kırıldığında tekrar eskisi gibi olması mümkün değildir. O yüzden iyi muhafaza edilmeli ki evliliğin temelleri sarsılmasın. Yoksa sarsılan temeli, üzerinde bina varken yeniden inşa etmek çok zor olacaktır. En iyisi baştan o temeli hep korumaya çalışmaktır.

Aile korunması gereken en değerli hazinedir. Sığınacağın en güvenli liman, başın sıkıştığında başını yaslayacağın en doğru omuzdur. Bazı şeylerin kıymetini kaybetmeden anlamıyoruz. Ama akıllı insan etrafındaki olumsuz olaylardan ibret alıp ders çıkarmasını bilen insandır. 

7-Muhabbeti Artıracak Etkenlere Sarılma

Bu bazen eşine sevdiğini söyleme ya da belli etme, ona hediyelerle sürprizler yapma ve benzeri şeylerle olur. İnsan gönlü yapmak o kadar da pahalı ve zor değil. Birazcık samimiyet yeterli. 

Hepinizi muhabbet ve sevgi dolu bir yuva dileğiyle selâmlıyorum. Rabbim hepinizin yuvasına huzur, saadet versin. Evliliğiniz ve huzurunuz cennete kadar kaim olsun. Sevgiyi yaratan Alemlerin Rabbine Hamd olsun…