Kapak Dosya – Ümit Şit / 2025 Şubat / 147. Sayı
Birleşmiş Milletler (BM) 24 Ekim 1945’te kurulmuş olup sözde dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslararasında ekonomik, toplumsal ve kültürel iş birliği oluşturmak için kurulan uluslararası bir örgüt. Birleşmiş Milletler kendini yine sözde “adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluş” olarak tanımlamaktadır. Birleşmiş Milletlere bağlı olan güvenlik konseyi ise barışı zedeleyen eylemlerin önüne geçilmesi amacı ile kurulmuştur.
Tabiki dünyaya verilen mesaj barış, kardeşlik, insanların adalet, can, mal gibi kavramda eşit olduğudur. Ancak bu durum koskoca bir yalandan ibarettir. BM sadece Hristiyan ve Yahudilerin kendi aralarında çatışmasını önlemek ve kendi yaşam tarzlarının dışında bir amaç ile yaşayan halkların isyan etmesini engellemek amacını taşımaktadır. Özellikle sömürülen Afrika ülkelerine misyonerlerin sızmasını sağlamak amacını gütmektedir. Batı ülkelerinin ajanlarının diğer ülkelerde rahatça cirit atmasını sağlayan yine BM paravan örgüttür. Hatta biraz daha ileriye giderek Bosna’daki Sırp katliamlarında BM gözetiminde Müslüman soykırımı yaşanmıştır. Nerede barış, nerede adalet …
BM, gerçekten tarafsız bir oluşum olsaydı güvenlik konseyinde bulunan 5 ülkenin veto etme hakkı olmazdı. Bu durum, kurtlardan kuzuları koruyan başka kurtlara benzemektedir. Dünyada gerçekten haklı iseniz bu 5 daimî ülke vatandaşı olmanız ve bu ülkelerin yaşam tarzlarına iman etmiş olup bu yönde amel etmeniz gerekmektedir. Rabbimizin buyurduğu gibi;
“Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olmazlar…” (Bakara, 120)
Suriye’de katledilen Müslümanların haddi var, hesabı yok. Peki BM ya da güvenlik konseyi bu durumun önüne geçebildi mi? Tabiki hayır. Gazze’de 1,5 yıldır katliam yaşanıyor; BM ne yaptı? En fazla güvenlik konseyine havale etti. Orda da konu İsrail Siyonistleri olunca hemen ABD veto etti. Gazze için sözde özgürlüğün anavatanı olan Amerika üniversitelerinde öğrenciler çadır açıp oturma eylemi yaptı. Antisemitist hareketler diyerek öğrencileri ve öğretim üyelerini copladılar. Yani konu Siyonizm olunca özgürlük bir yere kadar oluyor. Dünya insanları gördü ki Siyonistler tarafından her kurum, her ülke işgal altında. Gelelim Rusya’ya… Rusya, Suriye’de Müslümanları katlederken katliamı durdurma çağrısını veto etti. Çin, Uygur Müslümanlarını katlederken vetoya sarılıyor. Namussuz Fransa Afrika’daki namuslara saldırırken vetoyu kullanıyor. Olan yine mazlum ve Müslüman çoğunluğa oluyor.
Ey insanlar! Görüyorsunuz ki dünyada adaleti sağlamak isteyen güçler sadece Siyonizm’e ve Siyonizm’in destekçilerine adalet veriyor. Haklı olanı değil menfaatine çalışanı koruyorlar. Gazze’de bütün dünyanın gözü önünde soykırım yaşandı. Uluslararası ceza mahkemesi bile Siyonistlere bir şey yapamadı. Niye? Kendilerinin kurduğu mahkeme çünkü. Sırf insanların kendilerini özgür hissetmeleri için. Bakın yakın zamanda çıkan haberde Uluslararası Adalet Divanı hâkimi Julia Sebutinde, İsrail yanlısı duruşuyla tanınıyor. Gazze soykırımı davasında delil yetersizliğini ve anlaşmazlığın siyasi niteliğini öne sürerek geçici tedbirlere karşı oy kullandı. Görüşü İsrail’de onay aldı ve Sebutinde 2025’ten itibaren mahkemenin başkanı olacak. Ne kadar trajikomik bir durum değil mi? Artık İsrail katliam yapsa dahi onu koruyacak bir mahkeme ve hâkim her daim var.
Yahudi ve Hristiyanlar dünyaya kan, gözyaşından başka bir şey getirmemiştir. Nerede sizin güçlünün yanında duran yasalarınız, nerede Müslüman karşısında Yahudi’yi haklı bulan Ömer’in uyguladığı yasa. Nerede sizin mazlumların mallarını yağmalayan yağmacıları koruyan yasalarınız, nerede bizim koruyamadığı Hristiyan halka cizyeyi iade eden yasamız. Nerede sizin camileri bombalayan cellatları koruyan kanunlarınız, nerede bizim kutsal mekanlara saldırmamayı öğütleyen yasalarımız. Nerede sizin kadın çocuk demeden katleden vampirlerinizi koruyan yasalarınız, nerede bizim kadın ve çocukları öldürmeyeceksiniz diyen şanlı peygamberimizin uyguladığı merhamet yasaları.
Nerede sizin şeytani kanunlarınız, nerede bizim şeriatımız. Biz asla katillerden merhamet, Siyonistlerden adalet beklemedik ve beklemiyoruz. Biz bütün insanlığa gerçek adaleti ve merhameti ulaştıracak o günü gözlüyoruz.
