Osmanlı Sonrası İslam Dünyası – Muhammed Eyüp / 2020 Eylül / 94. Sayı
Yemen, İslam aleminin mazlum ve muhtaç coğrafyalarından… Bugünlerde açlık, hastalık, yoksulluk ve savaşa terk edilen bu ülke, İslam tarihinde ilim ve hikmetin merkezlerinden biri olarak bilinmekteydi.
Yemen’de İslam’ın Tarihi
Yemen, tarihi olarak Arabistan’ın ayrılmaz bir parçası ve Arapların saygın ailelerinin kökenlerinin dayandığı bir topraktır.
Tarihin ilk yıllarından itibaren çok sayıda güçlü krallığa ve şehir devletine ev sahipliği yapmış olan Yemen’in İslam diniyle şereflenmesi ilk olarak 628-630 yıllarına, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in vefatından önceye rastlamaktadır.
Bundan önce uzun bir dönem Sasaniler ve onlara bağlı yerel liderler tarafından idare edilen Yemen’in çoğunluğu putperestlerden müteşekkildi. İslam dini ilk kez Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in gönderdiği davet mektubu ile İslam’ı seçen yerel bir vali eliyle Yemen’de yayılmıştır. İlerleyen yıllarda da Muaz bin Cebel radıyallahu anh, Ebu Musa el-Eşari radıyallahu anh gibi isimlerin vali olarak atanmasıyla, ayrıca Mekke’nin Fethi sonrası dönemde Yemen’de bazı putperest kabilelere karşı seriyyeler gönderilmesiyle, bu beldede İslamiyet hâkim hale gelmiştir.
İlerleyen süreçte Hariciler gibi taifelerin de dahil olduğu savaşlardan etkilense de Yemen, bugüne kadar İslam hakimiyetinden genel itibariyle hiç çıkmamıştır. Osmanlı idaresine kadar Yemen’de; Emeviler, Abbasiler, Ziyadiler, Yafuriler, Suleyhiler, Zeydiler, Süleymaniler, Mehdiler, Resuliler gibi çok sayıda yerel idare tesis edilmiştir. Bir dönem Şii inanca sahip idarecilerce de yönetilen Yemen, Eyyubiler tarafından ele geçirilmiş, bu dönemde daha merkezi bir otorite kurulsa da bu uzun sürmemiştir. Yemen, Osmanlı idaresine gireceği döneme kadar parçalı bir görünüm arz etmiştir. Osmanlı idaresi sırasında da Yemen’in bazı bölgelerinde yerel idarelerin sürdüğü bilinmektedir.
Yemen’de Birinci Osmanlı dönemi
Eyyubilerin ardından önce Resuliler daha sonra Tahiriler tarafından idare edilen Yemen, 1517 yılında Memlüklerce ele geçirilmiştir. Ancak Memlük Devleti’nin Osmanlı tarafından sona erdirilmesiyle Yemen’de yeniden yerel güçler otoriteyi ele almıştır. Kısa bir süre sonra gücünü Yemen yönünde genişleten Osmanlılar, Hint Okyanusu’nda güç kazanan Portekiz’e karşı stratejik bir konum elde edecekleri Yemen’i 1538 yılında tamamen hakimiyetleri altına almışlardır. Burada daha sonra Yemen Beylerbeyliği tesis edilmiştir.
Osmanlı döneminde Yemen, uzun süren bölünmüş yapısından büyük ölçüde kurtulabilmiştir. Yerel isyanlar ve güç mücadeleleri devam etse de Yemen uzun süre Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır. Aynı zamanda Şii Zeydilerin saldırıları da devam etmiş, bu da Yemen’deki istikrarsızlığı artırmıştır.
İlerleyen dönemde Yemen’deki Osmanlı idaresinde yaşanan değişiklikler beklenen sonucu vermemiş, Zeydiler birçok önemli bölgeyi kontrol altına alarak Osmanlıları zor durumda bırakmayı başarmıştır. Yemen’deki isyanlar ve Zeydilerin hareketleri, Osmanlı’yı Hint Okyanusu’nda Portekiz karşısında zayıf duruma düşürmüştür. Osmanlı’nın Portekiz karşısında Güneydoğu Asya Müslümanlarına yeterli yardımı ulaştıramamasında bu isyanların da mühim rolü olduğu bilinir.
Osmanlı idaresi Yemen topraklarında zaman içerisinde siyasi ve askeri hamlelerine rağmen tutunamamıştır. Bunun en önemli nedenleri olarak Yemen’in bulunduğu konumun merkeze olan uzaklığı, aynı zamanda Yemen’in coğrafyasının idare edilmesinin zorluğu ve bölgedeki yerel güçlerin etkisi gösterilebilir. Yemen’de dönem dönem Hollandalı, Portekizli sömürgeciler başta olmak üzere Avrupalı güçler bazı önemli merkezleri ele geçirmiştir. Nihai olarak Osmanlılar, 17’inci yüzyılın ilk çeyreğinde Yemen’de Şii Zeydilerin isyanları karşısında güçlerini koruyamamıştır. 1635 yılında bölgedeki son Osmanlı güçleri de mevkilerinden çekilmiş ve Yemen’de Şii Zeydilerin ‘Kasımiler’ olarak anılan idaresi tesis edilmiştir.
Kasımiler döneminde de Yemen’de Osmanlı etkisi sürmüştür. Osmanlılar Yemen’den çekilse dahi yerel güçler arasında savaşlar ve ayaklanmalar vuku bulmuştur.
Yemen’de İkinci Osmanlı Dönemi
Yemen’de Osmanlıların ikinci devri, İngilizlerin bölge üzerindeki emellerinin ortaya çıktığı dönemlere rastlamaktadır. 1839 yılında Yemen’in Hint Okyanusu sahilindeki Aden’i ele geçiren İngilizlere karşı Osmanlı bir kere daha Yemen’e girmiştir. 1849 yılında Yemen’in batı sahillerini kontrol altına alan Osmanlı, 1871 yılında da başkent Sana’yı ele geçirmiştir.
Bölgede askeri ve idari faaliyetlerine giren Osmanlılar, bir yandan Şii Zeydilerin isyanlarıyla mücadele ederken, diğer taraftan da İngiliz güçlerine karşı üstünlük kurmaya çalışmıştır. Yemen’in zorlu coğrafyasında isyanlarla ve İngiliz güçleriyle mücadele etmek Osmanlı güçlerini büyük ölçüde yıpratmış ve zayiata sebep olmuştur. Nihayetinde Şii Zeydilerin son isyanı da 1. Dünya Savaşı öncesinde bastırılmışancak Osmanlılar Yemen’de İngilizlere karşı üstünlük kuracak gücü yitirmiştir. Yemen’in güney kesiminden Umman’a kadar olan tüm Güney Arabistan’ı kontrol altında tutan İngilizler bu mücadeleden galip ayrılmış, Osmanlı idaresi son bulmuştur.
Osmanlı Sonrası Yemen
1918 yılında Şii Zeydilerce kurulan Mütevekkili Krallığı Yemen kuzeyine hâkim olmuş, Yemen’in güneyi ise İngilizlerin elinde kalmıştır. 1918’de Mondros Mütarekesi ile Yemen fiilen Osmanlı idaresinden çıkmıştır.
Osmanlı’nın son Yemen Valisi Mahmud Nedim Bey, 1924’te Lozan Antlaşması ile Yemen’in Osmanlı toprağı olmaktan çıkarılmasıyla Yemen’i terk etmiştir. Bu tarihten sonra Hilafetin de ilgasıyla Yemen, diğer İslam beldeleri gibi yıkıma ve gayri İslami, mütekebbir idarecilerin boyunduruğu altına sürüklenmiştir. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonrası dönemde Yemen’de ikili görünüm devam etmiştir. Güney Yemen’de İngiliz idaresi sürerken, Kuzey Yemen’de Mütevekkili Krallığı idaresi iç krizlerle mücadele etmiştir. Bu bölgede Arap milliyetçiliği tırmanmış, değişim talepleri büyümüş, askeri darbeler ve suikastlarla yeni bir dönem başlamıştır. Baas Partisi de bu dönemde ülkede faaliyet göstermiştir. 1958-1961 arası dönemde ülke kısa bir süre Mısır ve Suriye’de Cemal Abdunnasır öncülüğünde oluşturulan Birleşik Arap Cumhuriyeti’ne katılmıştır. İç karışıklıklar 1962’de Yemen’i iç savaşa sürüklerken, Kuzey Yemen olarak anılacak “Yemen Arap Cumhuriyeti” de bu süreçte kurulmuştur.
Güneyin bağımsızlığı için süren girişimler sonucu “Güney Yemen” de 1967 yılında İngilizlerden bağımsızlığını ilan etmiştir. Burada da “Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti” teşkil edilmiştir.
İki taraf 1972 ve 1979 yıllarında savaşa girmiş, ayrıca kendi içlerinde de krizler yaşamış, ülke istikrara hiçbir zaman kavuşamamıştır. Uzun süren girişimler sonucu Yemen 1990 yılında birleşse de ülkede parçalı yapı sürmüş, 1990’lı yıllarda bir iç savaş daha patlak vermiştir.
Yemen’in Bugünü
Yemen, 2000’li yılların ardından ABD’nin ve İran’ın artan etkisine şahitlik etmiştir. Bu paralelde ülkede İran’ın milis gücü olan Husiler, Ensarullah Hareketi adıyla Yemen’de İran adına faaliyet göstermiş, ülkenin başkenti de dahil önemli kesimlerini kontrol altına almıştır.
Aynı zamanda ABD de bu yıllarda Yemen’de Müslümanlara karşı büyük cürümlere imza atmış, Yemen’in yerel kukla idarecileri, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler de ABD ile bu savaşta ittifak etmiştir.
Gelinen süreçte ABD, İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır gibi birçok küresel kukla güç Yemen halkına zulmetmektedir. Yemen’de açlık, salgın hastalıklar, susuzluk tüm ülkeye hakim haldedir. Öyle ki ülkenin nüfusunu oluşturan 30 milyonu aşkın Müslümanın neredeyse tamamı, açlıktan ölümle burun buruna yaşamaktadır.
Ayrıca her gün gerek ABD gerek İran gerekse Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Yemen’in Müslüman halkını katletmekte, işkence etmekte ve onları temel haklarından mahrum bırakmaktadır. İlim ve hikmet diyarı Yemen, kukla yönetimlerin ve zalimlerin elinde can çekişmekte olan onlarca İslam beldesinden biri pozisyonundadır.