“Modern Örtü” İle “İslami Tesettür” Arasındaki Bazı Farklar

Nebevi Aile – Halime Yılmaz / 2024 Mayıs / 138. Sayı

Hamd, koyduğu hükümlerle kullarının maslahatını kollayan Allah’a mahsustur. Salat ve selam Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’ e, onun güzide ashabına olsun. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi, “İslami tesettür” kavramına ilhak olan bir tesettür anlayışıyla süslenen Müslüman kadınların üzerine olsun.

Konumuz, “İslami tesettür” ile günümüz “modern örtü” anlayışı arasındaki bariz bazı farklardır. İslam’ da erkeğin de kadının da tesettür sınırları çizilmiş, bu tesettür kurallarına uyanlara verilecek mükafatlar ve uymayanlara verilecek belli başlı cezalar belirlenmiştir. Bu yazımda erkek tesettüründen bahsetmeyeceğim; kadın tesettürü üzerinde duracağım inşallah.

Günümüz modern örtüde, tesettürün mahiyeti bozuldu. Kadın giyinik çıplak hale getirildi. Tesettürden ziyade şehveti harekete geçiren kapalılık yaygınlık kazandı. Özellikle metropollerde görülen bu rezalet, kadına, erkeğe, hatta örtüye yapılan bir zulümdür. Müslüman kadın tesettürü demek, yabancı erkeklere zinetleri göstermemek, onları tahrik edebilecek giyiniş, söz ve tavırlardan uzak durmak, İslam’ ın bu konuda çizmiş olduğu sınırlara harfiyen, şerh düşmeden ve “ama” demeden riayet etmektir. Ama günümüzde bu anlayışın içi boşaltıldı. Tesettüre girme niyeti de yapılış biçimi de bozuldu. Bilinmelidir ki erkeği daha çok cezbeden, İslami çizginin dışına çıkan bir tesettür, kadını günahtan ve cehennemden korumayan; bilakis cennetin kokusunu bile almasına engel olan kabul olmamış bir amel olarak kadının karşısına ahirette çıkacak ve belki de yüzüne çarpılarak hesabını veremeyeceği bir günah olarak nedametine sebep olacaktır. Yapmayın hanımlar! Tesettürümüz bizim her şeyimizdir. Tesettür, Müslüman kadının kimliğidir, onurudur. Tesettür, başkasını memnun etmek için yaptığın bir amelse, zaten kabul olmayacaktır. Eğer hakkını veremediğini düşünüyorsan, şeytan “o zaman hiç yapma daha iyi” cümlelerini fısıldar sana. Bu durumda yapman gereken tesettürü tamamen bırakmak değil; eksiklerini tespit edip, tesettürü Allah’ı razı edecek bir salih amel olarak amel defterinde görmek için bu konuda okumalar yapmak, varsa faydalı oturumlara katılmak, ilgili videolarla İslami tesettürün mahiyetini iyice kavrayarak tesettürün hakkını vermeye azmetmek ve bunu hayata geçirmektir. Müslüman bir kadın olarak bundan başka çaren olmadığını bil. Zira tesettür bir kadının ya cenneti ya da cehennemine vesile olabilir. Bu, Müslüman kadının ahiret hayatındaki yerini belirleyici, kritik bir yerde duran bir salih ameldir. O yüzden asla yabana atma. Bilhassa yazın insanlar çıplak dolaşırken sen, tesettürünün altında akıttığın her bir terinin -eğer Allah için yaptıysan- boşa gideceğini düşünme. Zerre amelleri unutmayan Rabbin, Allah için güneşin altında akıttığın terlere, nefret dolu gözlere ve silah gibi yüreğine dokunan acı sözlere karşı verdiğin mücadele ve direnişi hiç unutur mu? Böyle bir ameli hiç karşılıksız bırakır mı? Bu, tıpkı işkenceler ve güneşin altında “Allah birdir” diyen Bilal gibi direnmen anlamına geliyor. Bütün eziyetine, Allah düşmanlarının verdiği sözlü ve fiili rahatsızlıklara rağmen Allah için sabredip sebat edebiliyorsan, imanın güçlü ve Rabbini razı eden bir kul olma yolunda ilerliyorsun demektir. Allah yolunu açık, tesettürünü daim eylesin. Ne mutlu sana!

Müslüman bir kadının tesettürü önce içselleştirmesi gerekir. İçselleştirmek için neden tesettüre girmesi gerektiğini bilmesi gerekir. Bunun için de önce tesettürün tanımını yapalım. Ancak Müslüman kadınlara tavsiyem; bu tanımla yetinmemeleri, tesettürü hayatlarının bir parçası haline getirip ondan utanmadan ifa edebilmeleri için bu konuda mutlaka doğru kaynak taramaları yapmalarıdır. Mehmet Alagaş, Kadının Onuru; Nasıl Örtünmeliyiz, İsmail Mukaddem ve Mehmet Göktaş, Örtünme Çağrısı” kitapları, okunabilecek kitaplardan bazılarıdır. Bu işin daha çok başında iseniz ve tereddütleriniz varsa da “Feyzullah Birışık, Bir Bayan Niçin Örtünmek İstemez?” kitabını okumanızı öneririm.

Tesettür nedir?

– Tesettür, kadını dış tehlikelere karşı koruyan bir kalkandır.

– Tesettür, Müslüman kadının onuru ve nurudur.

– Tesettür, Müslüman kadının başının üzerine aldığı bir ayettir.

– Tesettür, Müslüman kadının Rabbine karşı bir borcudur.

– Tesettür, Müslüman kadının kimliği ve Müslüman olduğunun en güzel simgesidir.

– Tesettür, Müslüman kadının evidir; orada kendini daha rahat hisseder.

– Tesettür, Müslüman kadının sergilediği bir duruştur.

– Tesettür, Müslüman kadının Rabbine sunacağı en büyük salih amellerdendir. Asla küçümsenmemelidir.

Şimdi gelelim modern örtü ile İslami tesettür arasındaki bazı farklara:

A. Modern Örtü

1. Kadının belli yerlerinin kapalı olması yeterlidir.

2. Giyinik çıplak ve dikkat çekici olma özelliği vardır.

3. Boyun, kollar, ayak bilekleri hatta bacakların açık olmasında sakınca yoktur.

4. Başında örtü olması yeterlidir.

5. Makbul olmayan ve hesabının ağır olacağı kötü bir amel olarak deftere yazılır. Böyle bir örtüye sahip kadınlar, cennetin uzaktan bile kokusunu alamayacaklardır.

Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Allah’ın Rasûlü şöyle buyurdu:

“Ateş ehlinden / cehennem halkından iki sınıf var ki henüz görmedim: Biri; yanlarında inek / sığır kuyruğuna benzeyen sopalar / coplar bulunan, onlarla insanları döven bir topluluk. Diğeri ise; giyindiği halde açık olan (teni gösteren ince elbise giyinen veya bedenlerinin bir tarafı tamamen açık olan), erkeklere olan meyillerini yansıtan / veya omuzlarını sallayarak, çalımlı (kötü kadınların yürüyüşüyle) yürüyen, başları bir tarafa meyleden develerin hörgücü gibi olan kadınlar. Bu kadınlar cennete giremez ve -kokusu şu kadar / çok uzak mesafeden alınabilen- cennetin kokusunu dahi koklayamazlar.”[1]

6. Kötü niyetli bakışları üzerine çeker ve kadının incinmesine sebep olabilir.

“Ey peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini üzerlerine bürünsünler. Bu, tanınıp rahatsız edilmemeleri için en uygun olanıdır. Allah ziyadesiyle bağışlamakta ve çok esirgemektedir.”(Ahzab, 59)

7. Kadın, ortaya saçılması gereken bir sergidir.

8. Bu örtüyle, kadın direkt tanınır ve vücut hatları bellidir.

9. Göz, harama kayar. Zinet yerleri meydandadır. Başörtüsü omuzlardan aşağıya sarkmaz. Mahrem olsun olmasın, kadının zinetlerini tüm erkekler görür. Zinetleri belli olsun diye her türlü dikkat çekme eylemi yapılır.

“Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zinetlerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından yahut babalarından yahut kocalarının babalarından yahut oğullarından yahut üvey oğullarından yahut erkek kardeşlerinden yahut erkek kardeşlerinin oğullarından yahut kız kardeşlerinin oğullarından yahut Müslüman kadınlardan yahut sahip oldukları kölelerden yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!”(Nur, 31)

10. Yaşlanınca tesettüre daha çok riayet edilir. Halbuki İslami tesettürde tam aksidir.

“Evlenmekten umudunu kesmiş yaşlı kadınların, açılıp saçılmadan giysilerini çıkarmalarında onlar için bir sakınca yoktur, bununla beraber iffetlerini korumaya özen göstermeleri kendileri için daha hayırlıdır. Allah her şeyi işitip bilmektedir.”(Nur, 60)

11. Pür tesettüre girmiş olsa da hatta yüzü, elleri bile kapalı olsa iç zinetlerini bile isteye belli eder. Mesela iç çamaşırı, göğüsler, bacak boyutu gibi. Bunlar, rüzgâr ve elde olmayan sebeplerle olursa ayrıdır. Bilmeyerek yaptıklarımızdan dolayı Allah’ tan af dileriz. Bu maddede kastettiğim, bilerek yapılanlardır.

12. Lanetlik bir iş yaptıklarının farkına varmazlar.

“Ümmetimin son dönemlerinde birtakım adamlar olacak; erkekler gibi binek eyerlerin üzerine binip cami kadınlarına ineceklerdir. Hanımları ise giyinik çıplaktırlar. Başları üzerinde sanki deve hörgücü vardır. Onlara lanet edin. Zira onlar lanet olunmuşlardır.”[2]

13. İçini ve ten rengini belli edecek kadar incedir. Ya da kadının zineti olduğu gibi açıktadır.

14. Başörtüsü, modaya uygun olmak zorundadır. Aksi halde türlü bahanelere sığınılarak o eksik örtü bile terk edilmeye yer aranır.

15. Bu zihniyete sahip olan bir kadın için başörtüsü, tarzdır.

Bu maddelerin hepsi bir kadında bir arada ise vay onun haline! Ancak bunların hepsi kendisinde yok diye Müslüman bir kadın sevinmemelidir. Çünkü olması gereken bu maddelerden hiçbirinin Müslüman kadının tesettüründe olmamasıdır. Eğer varsa o tesettür değil sadece örtüdür.

B. İslami Tesettür

1. Kapalı olmak, tesettürlü olmak değildir. Tesettür; dar, ince ve dikkat çekici niteliklerde olmamalı ve kadın dışarıya çıkarken koku sürünmeden çıkmalıdır.

2. Dışarıda dikkat çekici değildir. Bir bakanın bir daha bakası gelmeyecek derecede boldur.

3. Bu sayılan yerlerin ve el ve yüz dışında -ki bu ihtilaflı; bazı alimlere göre buralarda kapanmalı. Araştırın derim- tüm bedenin kapanması gerekir. Aksi halde bu, tesettür sayılmaz.

4. Tesettür; gizlenmek, saklanmak, örtünmek, korunmak anlamlarına gelir. Gayrısı makbul değildir.

5. Bu amel ihlasla yapılırsa cennete girme vesilesi olabilir.

6. Kadını kötü bakışlardan ve incinmekten korur.

7. Kadın, örtünmesi gereken bir avrettir.

“Kadın, örtünmesi gereken bir avrettir. Dışarı çıkınca şeytan ona gözünü diker.”[3]

8. Kadının direkt tanınmaması ve vücut hatlarının fark edilmemesi ön şartlardandır.

9 .Tesettür, gözü haramdan korumakla başlar. Kendiliğinden görünen yerler hariç zinet yerleri açıkta değildir. Başörtüsü sıkma baş yapılmaz; omuzlardan aşağı sarkıtılır. Mahrem olanlar dışındakilere gösterilmez. Ki koca dışındakilere gösterilebilecek yerler de sınırlıdır. Bu konu, ayrıca incelenmelidir. İçeride saklanmış zinetler belli olmasın diye uğraşılır.

10. Yaşlılıkta zinet yerlerini açmamak şartıyla dış elbiseleri çıkarmakta sakınca yoktur. Ama takvaya uygun olan, yaşlılıkta bile çıkarmamaktır.

11. Rüzgâr gibi sebeplerle zinet yerleri açılır korkusuyla dış elbisesinin altına da dikkatli giyinir.

Sahabe efendilerimizden Usame b. Zeyd radıyallahu anh’ ın naklettiğine göre; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Dihyetü’l-Kelbi’ nin kendisine hediye ettiği Mısır kumaşlarından sık dokunmuş bir elbiseyi bana giydirdi, ben de onu hanımıma giydirdim. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem daha sonra bana sordu: “Ne oldu Mısır’dan gelen elbiseyi giymiyorsun?” Dedim ki, “Ey Allah’ın Resulü! Ben onu hanımıma giydirdim.” Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Altına pijama türünden bir şey giymesini ona emreyle. Çünkü ben, o elbisenin kemiklerinin hacmini belli etmesinden korkuyorum.”[4]

12.Mübarek ve iyi bir amel işlemiş olurlar.

13.İnce olamaz ve aniden-istemsiz olanlar hariç vücut hatları ve zinet yerleri görünemez.

Hz. Aişe’den rivayete göre, bir gün Hz. Ebû Bekir’in kızı Esma ince bir elbise ile Allah Resulünün huzuruna girmişti. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu:

“Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çağına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir.” Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti.”[5]

Alkame bin Ebi Alkame annesinin şöyle dediğini rivayet eder:

“Abdurrahman’ın kızı Hafsa’ nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Aişe’nin huzuruna girdi. Hz. Aişe başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı”[6]

14. İmanı kemale ermiş Müslüman bir kadın tesettür emrini duyunca Allah’ın razı olduğu şekilde tesettüre girer. Hiç zaman kaybetmez. Zira cennete başkalarından bir adım önde girebilmek için kaybedecek bir saniyesi bile yoktur. Tesettürünün modaya uygun olup olmamasını önemsemez.

Hz. Aişe radıyallahu anha ilk başörtüsü uygulamasını şöyle anlatır:

“Allah ilk muhacir kadınlara rahmet etsin onlar; “Baş örtülerini yakalarının üstüne taksınlar…” (Nûr, 31) ayeti inince, etekliklerini kesip bunlardan başörtüsü yaptılar.”

Yine Safiye binti Şeybe şöyle anlatır: “Biz Aişe ile idik. Kureyş kadınlarından ve onların üstünlüklerinden söz ettik. Hz. Aişe dedi ki:

“Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allah’a yemin olsun ki, Allah’ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim Nûr suresinde “Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar…” ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah’ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı.”[7]

15. Tesettür, farzdır.

Müslüman kadının tesettürü, bu özelliklere sahip olmalıdır. Bunlar yeterli midir? Hayır. Müslüman kadın önce zihninde tesettürü kavramalı, sonra bunu amele doğru biçimde dökmelidir.

15 madde halinde karşılaştırmalı olarak hazırlamış olduğum yazımın son kısmını, maddeleri tek tek karşılaştırıp okumanızı tavsiye ederim. Rabbimden niyazım, Müslüman ümmetin kadınlarına istifadeli bir yazı olmasıdır.

Hamd, alemlerin Rabbi Allah’adır.


[1]. Müslim, Libas, 125

[2]. Ahmed, Müsned, nr:6786; İbn Hibban, sahih, nr:5655-7347

[3]. Tirmizi, Reda, 18

[4]. Ahmed bin Hanbel

[5]. Ebu Davud, Libâs, 31

[6]. Muvatta’, Libas:4

[7]. Buharî, Tefsîru’s Sûre, 29/12