Davet Yolunda Bir Değer Olarak Müslüman Kadın

Nebevi Aile – Yusuf Yılmaz / 2014 Nisan / 17. Sayı

Bedir ehlinden ve Ensardan olan Ebû Mes’ûd Ukbe İbni Amr radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem  şöyle buyurdu:

“Bir iyiliğe öncülük eden kimseye o iyiliği yapanın ecri gibi sevap vardır.” (Müslim-Ebu Davud)

Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem  şöyle buyurdu:

“İnsanları doğru yola çağıran kimseye, kendisine uyanların sevabı gibi sevap verilir. Ona uyanların sevaplarından da hiçbir şey eksilmez. Başkalarını sapıklığa çağıran kimseye de, kendisine uyanların günahı gibi günah verilir. Ona uyanların günahlarından da hiçbir şey eksilmez.” (Müslim-Ebu Davud)

Biz bu ve buna benzer her hadis veya ayeti erkeklere okur, onlara öğütler ve amel etmeleri için teşvikte bulunuruz. Halbuki bu ayet ve hadisleri hayatlarına yazmış, iliklerine kadar bu işi benimsemiş Müslüman kadınları gözlerimiz görmez, kalplerimiz bu anlamdaki faziletlerini takdir etmez olmuştur. Çünkü bize göre davet erkeğin işidir. Eğer Müslüman kadın davet organizasyonun içinde ise bunu kocasına, babasına, abisine borçludur; haliyle ortaya çıkan teşekkür ve fazilette onlara aitmiş gibi görünür. Hatta bazı yerler Müslüman kadının davet çalışmasını bir oyalanma ve fitne unsuru dahi görmektedir Allah muhafaza.

Kim ne derse desin, mutfağında yemek yaparken, evin temizliğini görürken, çocuklarını ayaklarında sallarken ve bilmediğimiz birçok işleri yaparken akıllarının ve gönüllerinin bir köşesinde Allah’ın dinine hizmet etmenin heyecanını da taşımaktadırlar. Sokağımızda ve mahallemizde ağızlarından çıkan her hayırlı söze muhtaç kız çocuğu ve kadınlar için hidayet meşalesi olma adına zayıf bedenlerini yoran, yorgun zihinlerine yeni yükler alan kadınlarımızın öz verili çalışmalarını görmezden gelmek, “ne yapıyorsunuz” ki demek, “başarabileceğiniz meçhul” demek her halde takdir edersiniz ki hikmetsizliğin ve insafsızlığın bir ürünüdür. Çünkü bugün hali hazırda bir erkek kadar bu davayı önemsemiş ve bir o kadar bu yolda kendilerini feda etmişlerdir.

Buna şahit olmak çokta zor değil. Dün kendini en iyi manken vasfında görmek isteyen nice kız çocuklarının bugün tesettüre bürünme, Saliha bir kadın olma, ilim öğrenme, İslam davetinde bulunma, kendini dünyaya değil Allah’a adamış bir erkek ile evlenme şuuruna ermelerine sen veya ben değil de Müslüman Davetçi Kadınlar vesile olmuştur.

 Dün kendisine İslam’dan bahsedildiğinde korkan, bu Yüce Dini çağ dışılıkla itham eden, nefret edilmesi gereken birileri varsa o da yobaz Müslüman ailelerdir diye kandırılan nice kız kardeşimin bugün İslam denildiğinde canlar feda olsun diyecek bir şuura ulaşmasına vesile olan yine Müslüman Davetçi Kadınlardır.

Okudukları okullarda erkekleri ayartmanın derdine düşen, yarın zengin ve makam sahibi bir erkekle evlendim mi turnayı gözünden vurdum felsefine kapılan hatta bazısı evlenip te köle mi olayım bir gün biriyle, sıkıldım mı başka biriyle olurum safsatasına kendini ikna eden ama bugün Müslüman erkeklerin önemsediği bir eş adayı, Müslüman erkeklerin huzur ve neşe kaynağı, gelecek nesillerin öğretmeni konumuna yükselmesine vesile olan yine Müslüman Davetçi Kadınlardır.

Kimse sizi takdir edemese de, değer ve kıymetinizin, İslami çalışmaya yaptığınız katkının farkında olamasalar da unutmayın ki size değerinizden daha fazla kıymet verecek olan Allah’tır. Hem de zihin ve kalbinizde tasavvur edemeyecek bir lütuflukta. Dünyada hidayetlerine vesile olduğunuz her bir kişinin salih amellerine ortak olarak size lütufta bulunmuştur Allah. Sen, kocan ve çocuklarınla eğlenip gülüşürken gecenin üçte ikisinde, üzerine secdelerinde göz yaşı dökenlerin ecri gelirse bu sana Latif olan Allah’ın bir ikramıdır. Sen kendini ve aile halkını doyurmak için mutfakta yemek yaparken, üzerine hakkı haykıranların, davette ter dökenlerin, Allah uğrunda kan akıtanların ecri gelirse bu da sana Latif olandan bir ikramdır. Sen, günün yorgunluğunu yatağında dinlenerek geçirirken üzerine zikredenlerin, şükredenlerin, musibet anında sabredenlerin ecri gelirse bil ki “İnsanları doğru yola çağıran kimseye, kendisine uyanların sevabı gibi sevap verilir.”hadisi kabilince mükafat verenlerin en hayırlısının sana bir keremidir bu.

Hele cennette verilecek olan ikramı görmek istersen gel şu ayetlerin atmosferine bir dal;

İnanıp da iyi işler yapanlara gelince -ki hiç kimseye gücünün üstünde bir vazife yüklemeyiz- işte onlar, cennet ehlidir. Orada onlar ebedî kalacaklar.  (Cennette) onların altlarından ırmaklar akarken, kalplerinde kinden ne varsa hepsini çıkarıp atarız. Ve onlar derler ki: “Hidayetiyle bizi (bu nimete) kavuşturan Allah’a hamdolsun! Allah bizi doğru yola iletmeseydi kendiliğimizden doğru yolu bulacak değildik. Hakikaten Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişler.” Onlara: İşte size cennet; yapmış olduğunuz iyi amellere karşılık ona vâris kılındınız diye seslenilir. (Araf; 42-43)

Cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler, Onların üzerlerinde karşılıklı olarak oturup yaslanırlar. Çevrelerinde, (hizmet için) ölümsüz gençler dolaşır; Maîn çeşmesinden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle. Bu şaraptan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir. (Onlara) beğendikleri meyveler, canlarının çektiği kuş etleri…

Düzgün kiraz ağacı, meyveleri salkım salkım dizili muz ağaçları, uzamış gölgeler, çağlayarak akan sular, sayısız meyveler içindedirler; Tükenmeyen ve yasaklanmayan. Ve kabartılmış döşekler üstündedirler. (Vakıa; 15-34)

Bu ve buraya kaydedemediğimiz nice ilahi lütuf seni beklerken DAVETİN MÜBAREK OLSUN.