Nebevi Aile – Halime Yılmaz / 2023 Eylül / 130. Sayı
Hamd, insanı en güzel şekilde yaratıp sonra ona yolların en güzelini gösteren Allah’a aittir. Salat ve selam, rehberlerin efendisi olan Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’ e, ailesine ve ashabına olsun. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi, hidayeti ve inayeti tüm Müslümanların üzerine olsun.
Müslümanca yaşamaya çalışmak, her şereflice duruşun çeşitli şekillerdeki darbelerle yaralandığı modern zamanda Müslümanca duruş, önüne çıkan her vakıaya Müslümanca bakış, modern zaman Müslümanının yitiklerinden biri olan çok değerli bir mücevherdir. Bu duruşu, bu bakışı, bu yaşayışı kaybetmemek adına, en değerli varlığı yani canı bile bu yola koymaya değer. Zira Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’ in ifadesiyle imanımızı, elde tutulan kor aleve benzettiği can yakıcı bir zamanda yaşıyoruz.
Kendisini her türlü haram ve günahtan korumaya çalışan Müslümanın, çocuğunu da her iman sahibine cehennem azabı gibi gelen bu buğulu atmosferden, oksijenli ve temiz bir atmosfer olan cennet bahçelerine yani iman meclislerine çekmeye çalışması hem gayet doğal hem de samimi bir Müslüman oluşunun alametlerindendir. Ama her nedense Müslüman anne babalar, çocuklarını temiz ortamlara çekmeye çalışsa da artık bu, zamane çocuklarının dikkatini pek çekmiyor gibi gözükmektedir. Rengarenk dünyalar ve şatafatlı gösterilerin tepsisinde servis edilen, asıl niyetlerin çocukların göremeyeceği karelere sığdırıldığı teknoloji tuzakları, onların dikkatini çoktan üzerlerine çekmiş durumda gözükmektedir. Öyle ki bazı çocuklar bunun bağımlısı olmuş hale gelmiştir. Bu durumdan oldukça rahatsız olan Müslüman ve bilinçli anne babalar büyük bir telaşla endişelenirken, bilinçsizce çocuklarını daha fazla bu cenderenin içine itmenin acısını çok derinden hissetmeye, en sonunda da pes etmeye başlamışlardır. Artık çocuklar, Müslüman ve örnek alması gereken büyüklerinden uzaklaşmakta, onları ve değerli sohbetlerini kıymetsiz görerek onlardan uzakta muhtelif mecralarda zaman öldürmektedirler. Bu durum, gerçekten endişe edilmesi gereken bir hal almış durumdadır. Zira bir çocuğun ya da gencin girdiği ya da maruz kaldığı ortam, zaman içinde artık onun aynası olacak ve onu yansıtacak bir durum haline gelecektir. Bu durum bizi gerçekten endişelendirmelidir. Bunun için ben birkaç öneride bulunacağım. Ancak elbette bunlar yeterli olmayacaktır. Müslümanların, takva ve ilim sahipleriyle oturup, bu durumu masaya yatırarak çözümler üretme zamanı geldi de geçmektedir. Ayrıca buna çözüm bulunurken, İslam’ın sınırlarını aşmadan, bu zamanın çocuklarının anlayacağı dilde, onların dikkatlerini celbedecek tarz ve yöntemlerle, onların kendi istekleriyle bu ortamları talep edecekleri kadar sevdirerek yapılması daha uygun ve etkileyici olacaktır. Peki, çocuklarının takva ehli ve doğrularla beraber olmasını isteyen anne babalar ve davetçiler nelere dikkat etmelidirler? Naçizane bunun çözümünün neler olacağını, maddeler halinde sıralamaya çalışayım:
1. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da anne baba ve davetçi samimi ve doğru örnek olmak zorunda olduğunu bilmelidir. Anne baba ve davetçileri bir vücuttaki ete benzetirsek, güzel örneklik onun ayrılmaz parçası tırnak gibidir. Anne baba ve davetçi beyinse, onu işe yarar hale getiren güzel örneklik sergilemesi, akıl gibidir. Yani tırnaksız işe yaramayan et ve akılsız işlevini gerçekleştiremeyen beyin gibi güzel örnek olamayan anne baba ve davetçiler de işlevsiz hale gelirler. Yönlendirdikleri yol, çocukların ve gençlerin dikkatini asla çekmez.
2. Anne babalar ve davetçiler her daim sadıklarla beraber olmalı, onlarla hemen hemen her işlerini istişare ile yapmalıdırlar. Kerim olan Rabbimiz azze ve celle “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve sadıklarla beraber olun”[1] buyurmakta ve takva için en önemli koşullardan birinin sadıklarla beraber olmak olduğunu dile getirmektedir. Allah’ a hamd olsun ki yeryüzünde hala sadıklar bulunmaktadır. Eğer kıymetlerini bilmez isek Allah, geçmişte olduğu gibi yine onları içimizden çekip alır da ortada kalırız. Hazır sadıklar az da olsa aramızdalar; öyleyse bize düşen onlarla beraber olmaktır. Biz anne babalar olarak sadıklarla beraber olursak onların gittiği aydınlık yoldan nasipleneceğimiz gibi elbette bu nasipten çocuk ve gençlerimiz de paylarını alacaklardır. O sadıklar ki meyvesi bitmeyen, derinine indikçe güzelleşen, faydalarının tamamı tam olarak keşfedilemeyen bir ağaç gibidirler. O ağacın bir ömrü vardır. O yaşadığı sürece akıllılar ondan faydalanır. Aynı zamanda çocuklarını da o ağaçtan faydalandıracak bir yol mutlaka bulurlar.
3. Çocuk ve gençleri, sadık ve muttakilerin ortamlarına zorla değil güzellikle ve ikna ederek getirmek gerekir. Ama bunu sağlamanın yolu da eteklerin tutuşup çocuk büyüdüğünde onun gidişatının kötüye gittiğini görüp endişelendiğin zaman değildir. Bunun zamanı, bebeklikten itibaren girdiğin güzel ve örnek ortamlara çocuğunu götürmendir. Ama bu arada da cemaat adabı, toplum içinde dikkat etmesi gereken kuralları da ona öğretmelisin. Zira diğer Müslümanlara eziyet verecek davranışlar sergileyen bir çocuğu, bir tek anne babası olarak sen terbiye edip yanlışını düzeltebilirsin, Allah’ın izniyle. Bugün anne babalar, çocuklarını götürdükleri Müslümanların meclislerinde çocukların yaramazlık yaptıklarını, bu yüzden kafalarının kaldırmadığını bahane ederek çocuklarını bu ortamlardan mahrum ediyorlar. Böylece çocuk evde veya başka bir akrabasında, anne babasının şahit olduğu cennet bahçelerine değil, cehennem çukurlarına maruz kalabiliyorlar. Sonra da çocuğu ergenlik yaşına girdiğinde ah vah ederek yana yakıla Müslümanların kapısını çalıyorlar. Bu böyle olmaz. Bu iş, bebeklikten başlamalıdır. Anne baba çocuğunu hem uygun olan her ortama sokacak hem onun oradaki eziyetlerine katlanacak, çevreden gelebilecek tepkileri sindirmeye ve hoşgörülü olmaya kendini alıştıracak hem de çocuğunun, ortamdaki diğer Müslümanlara eziyet vermesine izin vermeyecek, aynı zamanda da çocuğuna da zulmetmeyecek bir yöntem bulmak zorundadır. Bununla birlikte diğer Müslümanların da çocuğunu ortama getiren, aynı zamanda diğer kardeşlerine eziyet etmemek için yollar arayan bu kardeşine biraz daha müsamahalı olması, kardeşinin çocuğunu kazanmak açısından oldukça elzemdir. Bu, çocuk ve genci her ortama götüreceğiz anlamına gelmiyor. Yeri gelir götürebiliriz, yeri gelir götürmememiz gereken ortamlar olabilir. Burada kastettiğim, götürülebilecek her ortama çocuk ve gençleri de sokmamız gerektiğidir.
4. Çocuk ve gencin sadık arkadaş ve sadık işlerini gördüğümüzde onaylamalı ve “Yaptığın işi çok beğeniyorum, falan kişiyle kurduğun arkadaşlık çok değerli, buna devam etmen beni sevindirir” gibi destekleyici sözlerle bu işi pekiştirmeli ve sadık olduğuna inanılan arkadaşlarıyla beraber vakit geçirmesi için evde misafir edilmelidir. Bu güven, çocuk üzerinde pratikte büyük etkiler bırakacaktır. Bazen anne babalar çocuğunun iyi olmasını isterken diğer yandan böyle küçük ama etkili jestleri önemsemeyebiliyorlar. Evet bu, çocuk ve gence ayrı ve özel vakit ayırmayı gerektiren biraz zahmetli bir iş olabilir. Ama emeksiz yemek olmuyor.
5. Çocuk ve gencin, sadıklarla beraberliği sağlandıktan sonra bazı anne babalarda kıskançlık veya kaygı gibi durumlardan kaynaklanan sıkıntılar olabilmektedir. Sadıklarla beraberlik yaparken çocuk veya gence sadıklar tarafından teklif edilen, daha fazla beraber olma ve iman artırma etkinliklerine katılmada anne babalar sınırlandırmalar getirebiliyor. Bu durum, çocuk veya gencin kafasını bulandıran tutarsız bir davranıştır. Anne baba her yere çocuğunu göndersin demiyorum. Ama eğer göndereceğiniz kişiler güvenilir insanlarsa bazı şeylerde kendinizi kasmayı bırakmalısınız. Çocuğunuz, her yere taşımanız gereken bir çantanız değildir. O, her yerde müdahale etmeniz gereken bir robot da değildir. O artık büyümekte ve doğru çevre edinmeye ihtiyaç duymaktadır. Size düşen, ona fark ettirmeden arkasını kollamak, ama güvendiğiniz Müslümanlara da güven vermektir. Sürekli anne babanın müdahil olduğu bir çocuk ve gençle, hiçbir davetçi tam olarak ilgilenemez ve onun önünü açacak programlar koymakta tereddüt yaşar. Tabi ki burada çocuğun veya gencin teslim edilecek kadar güvenilen sadıklarla olduğundan anne babalar emin olmalıdırlar. Ama emin olduktan sonra da tıpkı Enes radıyallahu anh’ ın annesinin onu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in dizinin dibine emanet ettiği gibi gözü arkada kalmamalı ve her şeye müdahil olmaya çalışmamalıdır. Diğer yandan böyleleriyle ilgilenen Müslüman davetçiler de bu durumu iyi değerlendirmeli, Müslümanların güvenini sarsacak hareketlerden uzak durmalıdırlar. Çünkü Müslümanlar için bir diğer büyük sorun da budur.
6. Müslümanlar, çocuk ve gençleri İslami yaşamı özendirmek adına çözümler üretmek adına mutlaka özel oturumlar düzenlemeli ve birbirine danışmalıdırlar. Eminim çok daha güzel, İslam’ın sınırlarını aşmayan farklı çözümler üretilecektir. Yeter ki samimi olunsun ve bu işin öneminin fakına varılsın.
Hatalar bizden, muvaffakiyet Allah’tandır. Hamd, Alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
[1]. Tevbe, 119