Nebevi Aile – Halime Yılmaz / 2020 Aralık / 97. Sayı
İniş ve çıkışlar ile, hüzün ve sevinç ile beraber sürüp gider hayat serüveni. İmtihanlar birbiri ardınca gelir. Tasan ve endişelerin çoğalır. Ama bir müjde vardır Rabbinden. “Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” diye.
Olaylara pozitif bak demek kolay dile. İçinde değilsen sıkıntının, anlayamazsın bu zorluğa muhatap olanın halini elbette. Sıkıntı ve imtihanlardan kurtuluş yok kimseye. Rahman verir derdi de bırakır mı kulunu tek başına zorluğun içinde?
İmtihanlarının bitmesini bekleyen, ölünceye kadar boşa bekler. Her bir bireyi ayrı bir dünya olarak yaratan Allah, herkesi özel imtihanlar ile sınar. Ama sorunlarının içinde boğulsun diye değil bütün bunlar. Bir ip ucu, bir olumlu taraf ve mutlaka güzel bir netice saklamıştır imtihanın içinde. Tabi ki bunu görebilene ve bu süreçte sabredebilene.
Bazen sebebini bilmediğin imtihanlar, ahirette kurtuluş vasıtan olabilir. Bazı zaman daha da olgunlaşasın ve kemale yakınlaşasın diye tabi tutulabilirsin sebebini anlayamadığın bir soruna. Ya da olduğun halden daha da güçlü yapar seni altından kalkmakta güçlük çektiğin zorluklar. Belki de dünyayı değiştirecek güzel kokulu çiçeklerin açışı, senin sabrına bağlıdır. Cennete girmenin tek yoludur belki de tüm yaşadıkların. Kim bilir belki de o kadar seviyordur ki Allah seni, hep ona el açman ve yalvarman için bir araç kılıyordur imtihanlarını. Bilemiyoruz değil mi imtihanların sebebini. Bilmekten çok önemli olan, yaşadığımız imtihanların olumlu yönlerine bakabilme yeteneğimizi geliştirmektir.
Ne yaşarsa yaşasın olumlu bakabilenler, her zaman ümmete daha faydalı olabilmeyi başaranlardır. Hiç pes etmeyenler ve düşmanlarına kök söktüren yiğitler, hayata daha pozitif bakmayı başaran üstün karakterli insanlar olmuşlardır.
Rehberimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e bak! Hiçbir şeyi uğursuzluğa yormamış ve ümmetine de bunu tavsiye etmiştir. Hatta uğursuzluğa inananın şirke düşmekle burun buruna olduğunu buyurmuştur. Ayrıca cennete hesapsız girecek yetmiş bin kişinin özelliklerinden birinin uğursuzluğa inanmamak olduğunu vurgulamıştır. Uzunca bir hadisin devamında, cennete hesapsız girecek kişilerin özelliklerini Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle sıralamıştır:
“Onlar büyü yapmayanlar, yaptırmayanlar, uğursuzluğa inanmayanlar ve sadece Rabblerine güvenenlerdir.”[1]
Çünkü uğursuzluğa inanan, olumsuz bakmaya alışır. Olumsuz bakan kötü görür. Kötü gören kötü düşünür. Kötü düşünenin hali ne kadar iyi olursa olsun, güzellikleri göremez hale geldiğinden hayatın çekilmez olduğunu düşünmeye başlar. Dolayısıyla bu düşünce onu dünyaya meyletmeye, küfre, isyana ve şirk gibi büyük günahlara sevk edip helakına sebep olabilir. Halbuki hiçbir şeyi uğursuzluğa yormayan olumlu bakar. Olumlu bakan, herkesçe kötü görünen imtihanlarda bile olumlu yönlerini görmeye çalışarak rahatlar. Dünyanın en büyük imtihanında da olsa Rabbine iman ve tevekkülü sayesinde onu kimse yıkamaz, pes ettiremez ve doğru bildiği yoldan alıkoyamaz.
İnsan psikolojisini en iyi bilen ve buna göre gönderdiği dini aracılığı ile yönlendiren Allah, Peygamberi aracılığı ile ziyaretine gidilen hastaya umut vermemizi emretmiştir. Bunun bir kandırmaca olduğu düşünülmemelidir. Bu, İslam’ın mükemmelliğini ve durum ne kadar kötüye gidiyor diye görünse de olumlu konuşmanın, ümidi kesmemenin ve olaylara pozitif bakmanın önemi ve etkisini gösterir.
Pozitif bakmak, mutluluk oyunu oynamak değildir. Sonucunu göremesek de her yaşadığımızda bir hayır ve hikmet olduğunu bilerek elimizin uzanamadığı yerlerde Allah’a tevekkül ederek sırtımızı tamamen ona dayamak ve böylece her daim kazananlardan olmaktır. Sebebi de sonuçla birlikte üzerine yük alan kişi, ne kadar ağırlık kaldırmanın peşinde olduğunun farkında mıdır? Halbuki sebebe sarılıp neticeye Rabbine teslim eden kişi böyle midir? O, görevini sağlam yaptıktan sonra sonucun Allah’a ait olduğunu bilir ve bu onu huzurlu kılar.
Bazıları vardır. Her durum ve şartta hazırlıklı ve o durumu lehine çevirme konusunda başarılıdır. Bu başarısı vesilesi ile hep kazanır. İşte olumlu bakan insanların özelliğidir bu.
Olumlu bakmayı denersen, olumlu konuşmaya başlarsın. Hangi sözünün dua yerine geçeceğini ve hangi duanın da ne zaman kabul olacağını bilemezsin. Bu sebeple en olumsuz görünen atmosferde bile olumlu bakmalı ve Rabbine sığınarak ona yönelmelisin. Nice olayların da göründüğü gibi olmadığını aklından çıkarmamalısın.
Tasa, keder, üzüntü ve hatta ayağına batan dikene varıncaya kadar çektiğin küçük büyük tüm zorlukların, günahlarına kefaret olduğunu da bir yere not almayı unutmamalısın. Kişinin imanı arttıkça imtihanının da artacağı gerçeğini de kafana kazımalısın.
[1]. Buhari, Tıb,1, Rikak 50, Libas 18; Müslim, İman 374.