Gündem Analiz – Muhammed Eyüp / 2022 Temmuz / 116. Sayı
İçerisinde bulunduğumuz çağda Müslümanlar, maalesef birçok şeyi unutarak yahut ihmal ederek hayatlarına devam ediyorlar.
Müslümanlar olarak unuttuğumuz şeyler arasında, unutulması en üzüntü verici olanlardan birisi de şüphesiz Müslüman esirlerdir. Sadece âlemlerin Rabbi olan Allah’a iman etmeleri ve onun yolunda mücadele etmeleri sebebiyle binlerce Müslüman cezaevlerine atılmakta, buralarda akıl almaz işkenceler ve kötü muamelelerle karşı karşıya kalmaktadır.
Allah’a imanları sebebiyle hapsedilen bu Müslüman kardeşlerimizi mesele edinmek, onların derdiyle dertlenmek ve hürriyetlerine kavuşmaları için elimizden gelen her şeyi yapmak boynumuzun borcudur.
Şüphesiz, Müslüman esirler denildiğinde akla gelen ilk yerlerden biri ABD’nin işkence merkezi Guantanamo’dur.
Asrın en büyük tağutu olan Amerika’nın İslam’a karşı açtığı savaşta sembol merkezlerinden biri olan Guantanamo, Müslümanların gözünü yıldırmak ve onları dinlerine ihanete zorlamak için kurulmuş en vahşi cezaevleri arasındadır.
Temelleri 2001 yılında atılan Guantanamo’ya ilk mahkumlar 2002 yılında gönderilmiştir. Bugüne kadar toplamda 779 Müslümanın hapsedildiği Guantanamo’ya gönderilenlerden önemli bir bölümü ise, ağır işkenceler görmelerine rağmen hiçbir suçlama ile karşılaşmamış ve mahkemeye de çıkarılmamıştır. Bu, Guantanamo’nun maksadının “suçluları cezalandırmak” gibi bir gerekçeyle açıklanamayacağını açıkça ortaya koymaktadır.
İslam âleminin neredeyse her köşesinden Guantanamo’ya atılan birer Müslüman bulunmaktadır. Guantanamo’da İslam âlemi, düşmanlarına karşı tek bir saf gibi bir araya gelememiş olmanın bedelini, işkence masalarında bir araya gelerek ödemiştir. Guantanamo’da;
219 Afganistan, 134 Suudi Arabistan, 115 Yemen, 72 Pakistan, 23 Cezayir, 22 Çin, 14 Fas, 12 Tacikistan, 12 Kuveyt, 12 Tunus, 12 Sudan, 11 Suriye, 11 Libya, 9 Irak, 9 Ürdün, 9 İngiltere, 8 Rusya, 7 Fransa, 6 Bahreyn, 6 Özbekistan, 5 Filistin, 5 Mısır, 5 Türkiye, 4 Somali, 4 Bosna, 4 Kazakistan, 3 Moritanya, 3 İran, 2 Malezya, 2 Kanada, 2 Belçika, 2 Avustralya, 1 Kenya, 1 Endonezya, 1 Tanzanya, 1 Etiyopya, 1 Maldivler, 1 Uganda, 1 Türkmenistan, 1 Katar, 1 Danimarka, 1 devletsiz Arakanlı, 1 Çad, 1 İspanya, 1 İsveç, 1 Bangladeş, 1 Azerbaycan, 1 Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşı hapsedilmiştir.
Guantanamo’ya gönderilenlerin yaklaşık 60’ı buraya gönderildiğinde 18 yaşının altında olan çocuklardır. Amerika’nın işkencehanesinde aynı zamanda oldukça yaşlı Müslümanlar da tutulmuştur. Bu 779 Müslümandan 9’u Guantanamo’da -inşallah- şehadete ulaşmıştır.
Halihazırda Guantanamo’da 37 Müslüman tutulmaktadır ve bunların 21’i serbest bırakılmak üzere temize çıkarılmış durumdadır. Ancak Amerikan yönetimi, Müslümanlara karşı işkencesini sürdürmek için serbest bırakma sürecini de sürüncemede bırakmaktadır.
Esasen Guantanamo, İslam âleminin tepkilerinin ölçüldüğü, Müslümanlar üzerinde vahşi işkencelerle deneylerin yapıldığı, şeytana ve nefsine tapan tağutlar haricinde kimsenin aklına gelmeyecek işkencelerin Müslümanlara uygulandığı bir çukurdur. Burada müminler işkence odalarında, bizlerin kabuslarında bile göremeyeceği kadar karanlık işkencelere tabi tutulmuş, kafirlerle iş birliğine zorlanmış, dinlerine hakaret edilmiş, aşağılanmışlardır.
Maalesef 1.5 milyarlık İslam âlemi ise bu Müslümanların hürriyeti için uğraşmak şöyle dursun, Müslümanlara işkence eden zalimleri razı etmek için kuyruğa girmişlerdir.
Türkiye, Pakistan, Suudi Arabistan gibi birçok ülke yüzlerce Müslümanı Guantanamo’ya gönderilmek üzere ABD’ye teslim etmiştir. ABD’ye teslim edilen bu Müslümanlar, belki bir daha asla gün yüzü göremeyecekleri karanlık hücrelere hapsedilmiş, işkence sehpalarında korkunç zulümlere maruz bırakılmıştır.
Mazlum Müslümanların uğradığı zulüm bununla da sınırlı kalmamıştır. Serbest bırakıldığı söylenen birçok mahkum, üçüncü ülkelerde zorunlu ev hapsine tabi tutulmuştur. Bu ülkelerde de işkence benzeri bir hayat yaşayan mahkumların ciddi bir kısmı, önlenebilir hastalıklarının tedavi edilmemesi neticesinde hayatlarını kaybetmişlerdir.
Yahudilerin İkinci Dünya Savaşı’nda atıldığı toplama kamplarına “ağladığını” söyleyen dünya, bugün o toplama kamplarını bahane göstererek onların zulmüne susmayı şiar edinen dünya, Guantanamo’da olanlara ise alkış tutmuştur. Konu Müslümanlar olduğunda kafirlerin ve onlara tabi olanların sözde merhametleri ortadan tamamen kalkmaktadır.
“Burçlar sahibi göğe, o vaad olunan güne, şahitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki içini tutuşturulmuş ateşle dolduran hendek sahipleri, kahrolmuştur. O vakit onlar, (o ateşin) karşısında oturmuşlardı, (ateşe attıkları) mü’minlere yaptıklarını seyrediyorlardı. Onlardan öç almalarının sebebi, sırf O tek galip, her övgüye lâyık Allah’a inandıklarındandı. Oysa ki göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Allah, her şeye şahittir. Şüphesiz mümin erkeklere ve mümin kadınlara işkencede bulunanlar, sonra (yaptıklarına) tevbe etmeyenler var ya! İşte onlar için cehennem azabı vardır, yakıcı azap da onlaradır.» (Buruc, 1-10)
Guantanamo, çağımızın Ashab-ı Uhdud’unun, çağımızın Ebu Cehillerinin, Allah’a savaş açan zalimlerin işkence merkezlerinden bir merkezdir. Bugün İslam dünyasına küfrü ve zulmü dayatan ABD, Müslümanlara gözdağı vermek, onları dininden döndürmek, dinine bağlı kalanlara neler yapacağını göstermek, Müslümanlar üzerinde psikolojik deneyler yapmak gibi nice şeytani maksatla bu merkezi kurmuştur. Ancak kafirler, dünyada bir cehennem kuramayacaklarını bilemezler. Yine o kafirler, Guantanamo’nun Müslümanlar için umduklarının tam aksine bir sonuç vereceğini de görmekten acizdiler.
Küresel küfür cephesinin zulmüne rağmen Guantanamo’dan kurtulan Müslümanların çoğu Allah’ın düşmanlarına karşı mücadele saflarına geri dönmüştür. Dünya üzerindeki gaflet halinde yaşayan Müslümanlar içinse Guantanamo benzeri işkencehaneler, gaflet uykusundan kendilerini uyandıracak bir tokat niteliği taşımaktadır. İşkenceleri görenler kimin hak ehli, kiminse şeytanın yolundan giden zalimler olduğunu anlayabilmekte, İslam’ın mutlak galebesi için mücadele içerisinde yer almayı tercih edebilmektedir.
Bugün Müslümanlar, 2 asırlık gaflet uykusundan hızla uyanmaktadır. Gecenin karanlığı halen üzerimize çökmüş de olsa, beklenen şafak, sabahın gelmesi için çalışanlar adına yakındır.
Bir değil, bin Guantanamo dahi, Allah’ın nurunun yayılmasına mani olamayacaktır.
“(Ey müşrikler!) Yeryüzünde dört ay daha (rahatça) dolaşın. Ama bilin ki siz, Allah’ı aciz bırakamazsınız ve Allah mutlaka kâfirleri rezil (ve perişan) edecektir.” (Tevbe, 2)
Guantanamo’da yaşananları hatırlamak ve hatırlatmak bu bakımdan oldukça önemlidir. Her şeyin ötesinde bu, devasa devletlerin dahi korkusundan boyun büktüğü asrın tağutu Amerika’nın tüm işkencelerine, Allah’ın dini İslam’ın zaferi için direnen Müslümanlara karşı üzerimizdeki bir borçtur.
Zindan duvarlarının yıkılacağı, İslam’ın şafağının doğacağı günlere hasretle…