Kapak Dosya – Orhan Sağlam / 2025 Ekim / 155. Sayı
Hamd, kullarını yalnız bırakmayıp eşleriyle teselli eden Allah’a mahsustur. Salât ve selâm, hanımlarına karşı en yumuşak olan, evinde en mütevazı yaşayan ve ümmetine “aileyi koruyun” diye öğüt veren Muhammed Mustafa’ya olsun.
Ey mümin kardeşim! İçinde yaşadığın çağ bireyselliği putlaştırdı. İnsanlara “kendini yaşa, kendi keyfine bak” diye telkin ediyor. Böyle bir çağda evlilik sabırla, sadakatle ve merhametle korunmazsa aileler yıkılır, nesiller dağılır. Kur’ân-ı Kerîm’in buyurduğu gibi evlilik, Allah’ın kudretine işarettir:
“Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet koyması da O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.” (Rûm, 21)
İslâm talakı (boşanmayı) haram kılmamış fakat evliliğin devamını önemli görmüştür. Nitekim Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Allah katında helallerin en sevilmeyeni talaktır.”[1]
Ey mümin kardeşim! Şeytan boşanmayı sana kolay gösterir, sabrı ise zor gösterir. Ama bil ki sabırla açılan kapı, ayrılıkla açılan kapıdan daha hayırlıdır.
Hz. Ömer radıyallahu anh şöyle buyurur: “Bir kişi sırf hoşlanmadığı için eşini boşamasın. Çünkü hoşlanmadığı bir şeyde Allah birçok hayır yaratmıştır.”
Günümüzde sabır unutulmuş, tahammülsüzlük alışkanlık olmuştur. Oysa evlilik, öfke ile yıkılacak değil; sabırla korunacak bir emanettir.
Eşlerin Birbirine Merhameti
Evliliğin temel taşı merhamettir. Sevgi zamanla değişebilir ama merhamet kalırsa evlilik ayakta durur.
Ey mümin kardeşim! Allah seni ailede kavvâm kılmıştır; yani koruyup gözetici. Ama bu zulmetmek değil, merhametle idare etmektir.
Allah celle celaluhu şöyle buyurur:
“Erkekler, kadınlar üzerinde kavvâm (koruyup gözetici)dirler.” (Nisâ, 34)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de ailesine karşı en hayırlı olanınızım.”[2]
“Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlâkı en güzel olanıdır. Sizin en hayırlınız da eşlerine karşı en hayırlı olanınızdır.”[3]
O halde ey mümin kardeşim:
Eşinin rızkını temin et, ama gönlünü de ihmal etme. Rızk sağlama, sadece mal vermek değildir; zaman ayırmak, dinlemek, duygusal varlığınla destek olmaktır.
Onun hatasını büyütme; senin de hataların var. Kusurları büyütmek, kadim yarayı derinleştirir; örtmek ise evin zeminini sağlamlaştırır.
Onu incitme; sözün, bakışın, davranışın kalp kırabilir. Kalbi incinen eşin gözyaşı, Allah katında sana karşı bir delil olur.
Ailenin yükünü paylaş; ev işlerinde, çocuk bakımında destek ol.
Manevî liderlik göster; namaz, dua, Kur’an sohbetleriyle evin ruhunu canlandır. Liderlik zorbalık değil, örnek olmaktır.
Bugün nice mümin vardır ki dışarıda güler yüzlü, ama evinde asık suratlıdır. Halbuki Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem evine girerken tebessüm ederdi; o tebessüm evin iklimini değiştirirdi.
Ey hanım kardeşim! Eşine karşı sorumluluğunu unutma; sadakat ve güzel muameleyle davran.
Allah seni, eşinin huzur bulacağı bir sığınak kıldı. Kur’an’da “sükûn bulma” senin varlığınla anlatıldı.
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurur:
“Kadın, beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, iffetini korur ve kocasına itaat ederse cennetin kapılarından dilediğinden girer.” [4]
Ey mümine kardeşim!
Eşini küçük görme; çünkü Allah onun üzerinden evin düzenini kurdu. Onun onuruna riayet et; ev içindeki eleştirilerin kırıcı değil yapıcı olsun.
Onun kazancını az görme; helâlin bereketi, haramın bolluğundan hayırlıdır. Maddî yetersizlik varsa suçlama değil, teşvik ve planlı adımlar tercih et.
Ona güzel söz söyle; çünkü bir güzel söz bazen ağır yükleri hafifletir.
Ev işlerinde, çocuk terbiyesinde ortak sorumlulukları hatırlat; şefkatli uyarı ve yapıcı öneriler çatışmayı engeller.
Nice hanım kardeşlerimiz sosyal medyadaki gösterişli hayatları kıyas yapıyor, kendi eşini küçümsüyor. Bu, kalbin zehridir. Oysa saadet gösterişte değil, kanaattedir.
Ey mümin kardeşim, ey mümine kardeşim! Birbirinizi affedin. Bir gün sen hata yaparsın, diğer gün eşin hata yapar. Eğer affetmezseniz eviniz zindana döner.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.”[5]
Ailenin Toplumsal Önemi
Ey mümin kardeşim! Bil ki aile, sadece bireylerin saadeti için değil, ümmetin bekası için gereklidir. Aile bir arada durduğunda toplum da sağlam durur; aile dağıldığında toplum da dağılır.
Allahu Teâlâ, aile kurumunu sadece biyolojik bir birliktelik için değil, neslin korunması, dinin yaşatılması ve huzurun temini için kurmuştur.
“Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden sorumlusunuz. Erkek ailesinin çobanıdır; kadın da kocasının evinin çobanıdır.” [6]
Ey mümin kardeşim! Bugün boşanmaların arttığı toplumlarda şu tehlikeler görülüyor:
Çocuklar parçalanıyor, yaralı nesiller yetişiyor.
Nikâh küçümseniyor, gayrimeşru ilişkiler artıyor.
Sadakat zayıflıyor, güven kayboluyor.
Nice Batı ülkesinde evlilik oranları düşmüş, çocuklar nikâhsız doğar hale gelmiştir. Bunun sonucu olarak yalnızlık, depresyon, güven bunalımı toplumları çökertmektedir. Sen bu gidişe aldanma!
Unutma ki Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Dünya bir menfaattir. Onun en hayırlı menfaati ise saliha kadındır.” [7]
Sabır ve Fedakârlık
Ey mümin kardeşim, ey mümine kardeşim! Bilin ki evlilik sabırsızların yüklenemeyeceği bir imtihandır. Ailede sabır, tıpkı ibadette sabır gibidir.
Allah celle celaluhu buyurdu ki:
“Sabredin. Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfâl, 46)
Hz. Ali radıyallahu anh ile Hz. Fâtıma radıyallahu anha arasında da tartışmalar olmuş, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onları barıştırmıştır. Sen mi kusursuz bir hayat süreceğini zannediyorsun?
Ey mümin kardeşim! Bazen eşinin huyuna sabredeceksin. Çünkü sabırla Allah günahlarını affeder.
Ey mümine kardeşim! Bazen eşinin cimriliğine, bazen huysuzluğuna sabredeceksin. Çünkü belki o sabırla Allah seni cennete yükseltecektir.
Günümüzde ise sabır azalmış, insanlar en küçük tartışmada ayrılığı çözüm görmeye başlamıştır. Oysa boşanma çoğu zaman bir dertten kurtuluş değil, başka dertlerin başlangıcıdır.
Hevâ Çağında Aileyi Korumak
Ey mümin kardeşim! Bu çağda evliliğini korumak, imanını korumak gibidir. Çünkü medya sana sürekli “özgürleş, ayrıl, kendini yaşa” diye fısıldıyor.
Dizilerde, eşler aldatarak mutlu gösteriliyor. Sosyal medyada eşine sadık olan küçümseniyor, sadakatsiz olan övülüyor.
İbnü’l-Cevzî (rh.a.) der ki: “Şeytan, sabrı ağır, ayrılığı hafif gösterir. Halbuki ayrılığın yükü sabrın yükünden daha ağırdır.”
Ey mümin kardeşim! Sen eşine sadık kaldığında, çağın akıntısına karşı yüzüyorsun. Bu yüzden Allah katında ecirlerin büyüktür.
Boşanmaya İten Sebepler ve Kurtuluş Yolları
Ey mümin kardeşim, ey mümine kardeşim! Boşanma çoğu zaman bir anda ortaya çıkmaz. Onun da gizli sebepleri vardır. Bunları bilmek, aileyi korumak için bir tedbirdir.
1. Tahammülsüzlük ve Sabırsızlık
Bugünün insanı sabırsızdır. Küçük bir tartışma büyütülür, öfke ile “boşanma” sözleri ağıza alınır. Oysa Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuştur:
“Gerçek pehlivan, öfkesini yenen kişidir.”[8]
2. İletişim Eksikliği
Nice aile vardır ki konuşmaz, dertlerini paylaşmaz. Sessizlik büyür, sonra bir gün patlama olur. Halbuki Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hanımlarıyla konuşur, onlara değer verirdi.
3. Kıyas ve Kanaatsizlik
Ey mümine kardeşim! Başkalarının hayatını kendi eşinle kıyaslama. Çünkü kıyas, kanaati öldürür. Ey mümin kardeşim! Sen de başkasının eşine bakma. Çünkü bakış kalbi bozar, gönlü evinden uzaklaştırır.
4. Dünyevîleşme ve Lüks Sevdası
Nice boşanmanın sebebi, lüks beklentiler olmuştur. Halbuki Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ın hanımları da zaman zaman dünyalık istemiş, ama ayet nazil olmuştu:
“Ey Peygamber! Eşlerine söyle: Eğer siz dünya hayatını ve süsünü istiyorsanız, gelin size bir şey vereyim ve güzellikle sizi salıvereyim. Ama Allah’ı ve ahiret yurdunu istiyorsanız, şüphesiz Allah sizin için büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” (Ahzâb, 28-29)
5. Şeytanın Vesvesesi
Unutmayın ki şeytan aileyi yıkmak için özel çaba sarf eder. Hadiste buyruldu:
“İblîs tahtını deniz üzerine kurar. Sonra askerlerini gönderir. İnsanlar arasında fitne çıkarma konusunda en büyük fitneci ona en yakın olandır. Onlardan biri gelir: ‘Ben falanı karısıyla arasını açtım.’ der. İblis onu kucaklar ve ‘Sen ne iyi iş yaptın!’ der.” [9]
O halde ey mümin kardeşim, ey mümine kardeşim! Bilin ki boşanmaya giden yol sabırsızlık, iletişimsizlik, kanaatsizlik ve şeytanın vesvesesiyle döşenir. Çare ise sabır, merhamet, şükür ve Allah’a sığınmaktır.
Sonuç olarak;
Ey mümin kardeşim, ey mümine kardeşim! Bilin ki evlilik sadece iki kişinin değil, bir ümmetin geleceğinin emanetidir. Onu korumak iman borcudur.
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” (Tahrîm, 6)
Bugün boşanma kolay, sadakat zor görünmektedir. Ama unutmayın: kolay olan çoğu zaman şeytanın yoludur; zor olan ise cennete giden yoldur
[1]. Ebû Dâvûd, Talâk, 3
[2]. İbn Mâce, Nikâh, 50
[3]. Tirmizî, Radâ, 11
[4]. Ahmed b. Hanbel, Müsned
[5]. Buhârî, Tevhid, 2
[6]. Buhârî, Nikâh, 91
[7]. Müslim, Radâ, 64
[8]. Buhârî, Edeb, 76
[9]. Müslim, Sıfatü’l-Kıyâme, 52










