Kapak Dosya – A. Azzam Özel / 2025 Ağustos / 153. Sayı
21. yüzyılın sihri olan teknolojik gelişmeler, hayatımızı kolaylaştırmakla birlikte yeni fitneleri de beraberinde getirmiştir. Bu fitnelerden biri, günümüzde çok yaygın bir şekilde karşılaştığımız dijital manipülasyondur. Bilgi çağında yaşıyor olmamıza rağmen, bilgilerin hakikat değeri çoğu zaman sorgulanmamakta, insanlar dijital ortamda sunulan içeriklere büyüyle gözleri boyanmışcasına koşulsuz inanabilmektedir. Bununla beraber insanlar mahremlerini, özel hayatlarını çekinmeksizin sosyal mecralarda paylaşarak dijital manipülasyona kendi elleriyle malzeme sunmaktadırlar.
Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurât, 6). Bu ayet-i kerime, bilgiye karşı sorumluluğumuzu açıkça ortaya koymaktadır. Bu makalede dijital manipülasyonun tanımı, zararları, insanları kandırma yöntemleri ve bu tehditten korunma yollarından bahsedeceğiz.
Dijital Manipülasyon Nedir?
Dijital manipülasyon; görüntü, ses, yazı ya da video gibi dijital içeriklerin kasıtlı bir şekilde değiştirilmesi, bağlamından koparılması ya da sahte olarak üretilmesidir. Bu manipülasyonlar genellikle sosyal medya platformlarında yayılır ve çok hızlı şekilde geniş kitlelere ulaşır. Dijital manipülasyon; yalan haber, deepfake videolar, sahte ekran görüntüleri ve filtreli görseller gibi farklı biçimlerde kendini gösterir. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur: “Bir kimse yalan söylemeye ve insanları güldürmeye çalışırsa, vay haline! Vay haline!”[1] Bu hadis, hem yalanın hem de aldatma amacı taşıyan mizahın ne denli büyük bir günah olduğunu göstermektedir.
Teknoloji, insanı güldürürken düşünmekten alıkoyan, hakikati gölgede bırakan bir eğlence aracına dönüşüyor. Oysa Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, sırf güldürmek için yalan söyleyen kimseye ‘vay haline!’ diyerek, bugün ekranlarda normalleşen bu tür manipülatif mizahın ne kadar ağır bir vebal taşıdığını haber veriyor. Sosyal medya ortamının sanal olması günahlara karşı ciddiyeti hafifleştirse ve birçok hakkı unuttursa da günahların hiçbirinin ağırlığı sanal olmakla omuzlardan kalkmamaktadır.
Diğer yandan teknolojinin sunduğu renkli dünya zihinleri bulandırıp etki altına almakta, gündemleri yalancı ve gereksiz mevzularla hafifleştirilmekte, yoğunlaşmaları, öğrenmeleri, görmeleri gereken hakikatler ise bu büyülü dünyanın arkasında gizli kalmaktadır. Teknolojik gelişmeler her ne kadar son iki asrın gündemi olsa da sesi asırlar ve mekanlar arasında sıkışık kalmayan Mübin Kitap on dört asır evvelden bizleri uyarmaktadır: “Firavun kavmini küçümsedi, onları hafife aldı (akıllarını çelip ahmaklaştırdı); onlar da ona itaat ettiler. Çünkü onlar fasık bir kavimdi.” (Zuhruf, 54)
Firavun’un kavmini büyücülerle kandırıp etki altına aldığı, hatta köleleştirdiği rivayet edilir. Yani halkını gerçeğe dayanan bir tehditle değil manipülasyonla dize getirmiştir (!) Bizlerin de modern çağın firavunlarının büyücülerine karşı uyanık olmamız elzemdir. Bu yüzden teknoloji tarafından manipüle edilip hafifleştirilmemek, sadece nimet boyutundan yararlanabilmek için kandırma yollarını bilmemiz gerekir.
Dijital Manipülasyon Yoluyla İnsanları Kandırma Yolları
Dijital manipülasyon yukarıda da çokça üstünde durduğumuz gibi çoğu zaman bilinçli olarak yapılır ve toplum üzerinde yönlendirme gücüne sahiptir. Bu manipülasyonu gerçekleştirmenin ise birden fazla yolu mevcuttur. Bu yolları bilhassa dijital çağın müslümanları olarak bilmek zorundayız. Çünkü Hasan el-Basri rahimehullah’ın da dediği gibi: “Mümin, kendisiyle fitne çıkarılmasına razı olmaz.” Müslümanlar olarak “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme.”(İsrâ, 36), “emrine de bağlılığımız gereği bu yolla çıkarılmak istenen fitnelere karşı uyanık olmalıyız. Bunun ilk adımı ise oynanan oyunları bilmekten geçer. Bu yollardan bazıları ise şu şekilde sıralanabilir:
Sahte Kimlikler: Sosyal medyada oluşturulan sahte hesaplar, insanları kandırmak, dolandırmak veya provoke etmek için kullanılır.
Montaj Videolar: Bir kişinin sözlerini ya da davranışlarını bağlamından koparıp manipüle ederek farklı anlamlar yüklemek mümkündür.
Deepfake Teknolojisi: Yapay zekâ ile bir kişinin yüzünü başka bir videoya yerleştirmek, sahte ama gerçekçi içerikler üretmekte kullanılmaktadır.
Filtreli ve Abartılı Görseller: Özellikle gençler ve çocuklar üzerinde olumsuz beden algısı oluşturan, kusursuz gibi gösterilen ama gerçek dışı fotoğraflar da manipülasyonun bir parçasıdır.
Dijital Manipülasyonun Zararları
Az önce bahsedilen manipülasyon yollarının elbette yıkıcı sonuçları olmaktadır. Bu zararları ise şu şekilde sıralayabiliriz:
1. İtibar Suikastları: Birçok kişi, kendisiyle ilgisi olmayan görsellerin ya da ses kayıtlarının paylaşılmasıyla halkın gözünde küçük düşürülmekte ve sosyal linçle karşı karşıya kalmaktadır.
2. Toplumsal Fitne: Provokatif içerikler, toplumda infial uyandırmakta, Dinsel, mezhesel, toplumsal ayrılıkları körüklemekte ya da belirli gruplara karşı nefret oluşturmaktadır. Kur’an’da şöyle buyrulur: “Fitne, öldürmekten daha kötüdür.” (Bakara, 191).
3. Psikolojik Tahribat: Özellikle çocuk ve gençler, dijital içeriklerde gördüklerini gerçek sanmakta ve kendi hayatlarını değersiz görmektedir. Bu da depresyon, anksiyete ve özgüven sorunlarına yol açmaktadır.
4. Aile Yapısına Zarar: Sosyal medya üzerinden yayılan sahte görüntüler ya da yalan mesajlar, eşler arasında güvensizlik ve boşanmalara sebep olabilmektedir.
Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Dijital manipülasyonun en savunmasız kurbanları çocuklardır. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre özellikle Covid-19 salgınından sonra çocukların internet ve sosyal medya kullanımları belirgin bir şekilde artmıştır. 2021 yılında yapılan Tüik araştırmasına göre İnternet kullanımı, 6-15 yaş grubundaki çocuklar için 2013 yılında %50,8 iken 2021 yılında %82,7 olmuştur.[2]
Gördüklerini sorgulama yeteneği henüz gelişmemiş olan çocuklar, internet ortamında sunulan sahte kimliklere ve içeriklere kolayca inanabilirler. Özellikle YouTube, TikTok, Instagram gibi platformlarda deepfake videolar, çocuklara yanlış rol modeller sunar. Bu durum çocuklarda:
Gerçeklik algısının bozulmasına, Sanal hayata bağımlılığa,
Kimlik bunalımı ve özgüven eksikliğine neden olmaktadır.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüğünüzden sorumlusunuz.”[3] Bu hadis bizlere, çocuklarımızın dijital dünyadaki güvenliğinden de sorumlu olduğumuzu hatırlatır.
Ailemizi ve Kendimizi Dijital Manipülasyondan Nasıl Koruyabiliriz?
1. Dijital Okuryazarlık: Aile bireylerine; özellikle gençlere, içeriklerin doğruluğunu sorgulama alışkanlığı kazandırılmalıdır.
2. Teyit Kültürü: Paylaşılacak her bilgi sorgulanmalıdır, çünkü her bilgi yeni bir algı, her algı bir davranış doğurur. Kandırılmamak ve manipüle edilmemek için her bilginin doğruluğu araştırılmalıdır.
Amerikalı öğretmen bir kadın bu duruma en iyi örneklerdendir. Kanser olduğunu söylerek açtığı blog sayfasında ve Facebook hesabında an ve an tedavi sürecini paylaşmış, tedavi masraflarını karşılamak için yüksek meblağlarda bağışlar toplamış ve işin sonunda kanser hastası olmadığı ortaya çıkmıştır. Kanserle mücadele eden cesur bir anne olarak başlayan hikayesi, insanları duygusal ve maddi olarak sömüren manipülatif bir dolandırıcılık olayı olarak mahkemede bitmiştir.
Batı dünyasında yaygınlaşmış olan İslamafobi propagandası da çarpıcı örneklerden biridir. “Eğer dikkat etmezseniz medya; mazlumlardan nefret etmenize ve zalimleri sevmenize sebep olur.”[4]
3. Zaman ve Erişim Kontrolü: Çocukların dijital medya ile geçirdiği süre sınırlandırılmalı, filtre programları kullanılmalıdır.
4. Ahlaki Eğitim: Genç nesillere dürüstlük, sorumluluk ve güvenilirlik değerleri öğretilmeli, İslam ahlakıyla terbiye edilmelidir.
5. Rol Model Olmak: Anne-babalar dijital davranışlarında çocuklarına örnek olmalıdır. Paylaştıkları içeriklerde doğruluk ve ahlaki ölçülere riayet etmelidir
6. Sosyal Medyada Dikkatli Olmak: Ailemizle ve çocuklarımızla ilgili fotoğraf, video ya da ses kayıtlarını sosyal medyada paylaşmadan önce iki kere düşünmeliyiz. Bu tür içerikler kötü niyetli kişiler tarafından izinsiz olarak manipüle edilip farklı mecralarda kullanılabilir. Özellikle çocukların görselleri, deepfake uygulamalarıyla uygunsuz sahnelere yerleştirilebilir ya da sahte kimlik oluşturmak için kullanılabilir.
Buna somut örnekler verecek olursak; çocuklarının her anını dijital ortamda paylaşan sosyal medya fenomeni bir annenin küçük kızının plajda çekilmiş fotoğraflarının pedofili sitelerine düştüğü görülmüştür. Aynı şekilde bir başka örnek de 11 yaşındaki kız çocuğuna sosyal medya hesabı açan bir aile, çocuklarının sosyal medya hesabını incelediklerinde Pedofil şahıslar tarafından arandığını, +18 içerikli videolar gönderdiklerini fark etmişlerdir. Bu örnekler ne ilk ne de son olacaktır.
7. Kişisel Bilgileri Sınırlandırmak: Paylaşımlarımızda doğum tarihi, okul adı, ev adresi gibi özel bilgilere yer vermemeliyiz. Bu tür bilgiler dijital dolandırıcılıklarda veya kimlik hırsızlıklarında kullanılabilir.
8. Gizlilik Ayarlarını Kontrol Etmek: Sosyal medya hesaplarımızın gizlilik ayarlarını düzenleyerek paylaşımlarımızı yalnızca tanıdığımız kişilerle sınırlamalı, herkese açık hâle getirmekten kaçınmalıyız.
9. Kurban Olmamak İçin Şüpheyle Yaklaşmak: Dijital ortamda karşımıza çıkan her içerik gerçeği yansıtmayabilir. Bize ait olduğu iddia edilen bir içerik yayılsa dahi, bunun manipüle edilmiş olabileceğini göz önünde bulundurmalı ve hemen panik olmadan doğruluğunu araştırmalıyız.
10. Yardım ve Hukuki Destek Almak: Dijital manipülasyona uğradığımızda susmak yerine gerekli mercilere başvurmalı, gerekirse hukuki süreç başlatmalı ve uzmanlardan yardım almalıyız.
Sonuç
Dijital manipülasyon; hakikat ile yalanın birbirine karıştığı bir çağda en tehlikeli virüslerden biridir. İslam, dürüstlüğü ve emanete sadakati önceleyen bir dindir. Bu sebeple her Müslüman, dijital dünyada da ‘emin’ bir şahsiyet olmalı, gördüğü her şeye inanmamalı, her bilgiyi paylaşmamalı, bilhassa günlük yaşantısında mahremiyetini koruduğu gibi dijital mecralarda da muhafaza etmeye özen göstermeli ve özellikle ailesini bu konuda bilinçlendirmelidir.
Teknolojiyi hayra kullanmak elimizdedir. Dijital fitnelerden korunmak için sahih bilgiye sarılmalı, Aile ve özel hayatı ifşa etme aracı haline getirilmemeli, Kur’an ve Sünnet ışığında bu esasları hayatımızın şiarı kılacak bir bilinç inşa etmeliyiz.
[1]. Ebû Dâvûd
[2]. Tüik verisi; https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Cocuklarda-Bilisim-Teknolojileri-Kullanim-Arastirmasi-2021-41132
[3]. Buhârî, Müslim
[4]. Malcolm X