Çocukları Namaza Nasıl Alıştırabiliriz?

Nebevi Aile – Halime Yılmaz / 2019 Ağustos / 81. Sayı

Namazın dinimizin direği, müminin miracı, kişinin şirk ve küfre düşmesinin önündeki en büyük engel olduğunu ve namazsız bir Müslümanın düşünülemeyeceğini bilmeyen yoktur. Kişi sadece kendi namazından sorumlu değildir. Çocuk sahibi kişiler çocuklarına da bu sorumluluğu öğretmekle mükelleftir. Anne baba çocuğuna küçük yaştan itibaren gereken eğitimi verir, bu konuda gereken tüm vesilelere sarılır ama çocuk yetişkin olduktan sonra uygulamada nakıs kalırsa ebeveyn sorumlu olmaz. Yalnız bu konuda gereken her şeyi yaptığından emin olmak zorundadır. İşte bu konumuzda bu mevzu üzerinde duracağız. Çocuklarımıza namazı nasıl aşılayabiliriz? Bu konuda çocukların fıtrat ve yapılarına en uygun eğitim yolu nedir? Sorularının cevaplarını bulacağız inşallah.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: 

“Çocuklarınıza yedi yaşındayken namaz kılmalarını söyleyiniz. On yaşına bastıkları halde kılmazlarsa kendilerini cezalandırınız, yataklarını da ayırınız.”[1]

Çocuklara vurma konusunda oldukça hassas olan, henüz tıfıl olan çocuklara vurulmasına müsaade etmeyen Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, 10 yaşına kadar gereken eğitimi aldığı halde namaz kılmamakta direten çocuklara hafifçe ve belli kuralları çiğnemeden uyarı maksatlı vurulmasını emretmektedir. Burada bir hatırlatma yapma ihtiyacı hissediyorum. Çocuğun yüzüne, kafasına, mahrem yerlerine, karın bölgesine vurulması, vurulan yerde iz bırakmak, “Allah aşkına” diyen çocuğa vurmak ve vurulan aleti kullanırken eli aşırı derecede kaldırmak, 3 defadan fazla vurmak yasaklanan durumlardan bazılarıdır. Ben bu durumları yazarken siz de muhtemelen okurken “bu kadar şart varsa hiç vurma daha iyi” diyoruz. İslâm çocuk da olsa kimsenin onurunun kırılmasına izin vermez. Çocuğun dayak arsızı yapılması demek asla söz dinlememesi demektir. Dayakla çocuk yola gelmez. 10 yaşa kadar çocuğa vurmak yoktur. 10 yaşına kadar dayak yemeyen çocuğa sadece uyarı maksatlı yukarıdaki şartlar altında hafifçe vurulursa, bu ona yetecek ve çocuk hatasını zaten anlayacaktır. Ama ebeveynler 10 yaşına kadar çocuklarını dayak arsızı haline getirdikleri için o yaştan sonra hafifçe vuruş çocukta hiçbir etki bırakmayacaktır. Unutmayalım. Çocuk eğitimi anne karnında başlar ve çocuk ölene kadar devam eder. Çocuk delikanlı çağına gelene kadar eğitmemişseniz o yaştan sonra “Hadi yavrum namaz kıl” dediğinizde genç size sadece gülecek ve bu sözünüz onda hiçbir etki bırakmayacaktır. O yüzden çocuk eğitirken üşenmeyelim, ertelemeyelim, büyümesini bekleme hatasına düşmeyelim. Küçük yaştan eğitime başlayalım. 

Mezkûr hadise göre 7 yaşına geldiklerinde çocuklara namazın çoktan anlatılmış olması, 10 yaşına geldiklerinde ise beş vakit namazı aksatmadan kılıyor olmaları gerekmektedir. Ayrıca bu hadis çocuklara namazı emretme konusunda serbest olmadıklarını da göstermektedir. Bunun gerçekleşmesi için bir süreç, sabır ve anne babaların ve eğitimcilerin uymaları gereken bazı kurallar vardır:

– Çocuğa önce inanç eğitimi verilmeli. Her şey inanç ile başlar. İnanç sağlamsa amel de sağlam olacak, inanç zayıfsa amel de zayıf olacaktır. Çocuk öncelikle namaz kılmanın gerekliliğine ve önemine inanmalıdır. Amel devamında kendiliğinden gelecektir. Şirke bulaşmamış sadece Allah’ı yücelten bir tevhit bilinci vermek, anne babanın ilk vazifesidir. Bu yüzden çocuk konuşmaya başladığında ona ilk Kelime-i Tevhidin öğretilmesi emredilmiştir. “Küçük çocuk Allah’ı birlemekten ne anlar” diye düşünmeyin. Onlar fıtrat olarak doğmadan önce sadece Allah’ı Rab olarak bilme konusunda kodlanmış “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sorusuna muhatap tutularak bunun karşılığında “Evet” cevabını vermişlerdir. Onları sonradan bozan anne babanın ve çevrenin yanlış eğitimidir. Çocuk bu tabiatı gereği doğmadan önce Allah’ı tanır. Doğduktan sonra da tanıdığı Allah’ı aramaya başlar. Anne babaya düşen çocuğun tanıdığı Rabbi ona hatırlatmaktır. Çocuğa tevhit inancı verildikten sonra anne babanın en önemli sözü Lokman aleyhiselâm’ın sözü gibi olmalıdır: “Yavrucuğum, namazı kıl”[2] Çocuğa bu inanç yerleştirildikten sonra amel boyutuna geçilmelidir. 

– Küçük yaşlardan itibaren namaz aşılanması çok önemlidir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:

“Sağını solunu ayırt etmeye başladığında çocuklara namazı emredin.[3]

– Örneklik. Çocuklar söylediklerinizden çok, yaptıklarınızı örnek alırlar. Ailenin samimiyeti çok önemlidir. Çünkü eğitim evde başlar, evde devam eder ve evde son bulur.

– Dua çok önemlidir bu süreçte. Her namaz sonrası, her ezan ve kamet arası, her an, her dakika yapılmasını tavsiye edebileceğimiz dua, İbrahim aleyhiselâm’ın duasıdır:

“Rabbim! Beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle”[4]

– Namaz eğitiminde geç kalmamak çok önemlidir. Az da olsa küçük yaştan itibaren düzenli bir terbiye, çok ama gecikmiş bir eğitimden daha değerli ve etkilidir. Ağaç yaşken eğilir.

– Namaz eğitiminde sevgi gücü çok iyi kullanılmalıdır. 10 yaşına kadar şiddet ve dayağa başvurulmamalıdır. 

– Çocukları namazı özendirecek ve sevdirecek ortamlara götürmek, namaza özen gösteren çocuğun sevdiği büyüklerle beraberliğini artırmak, küçük yaşlardan itibaren çocuğu bunaltmadan namazın önemi ile ilgili çocuğu bilinçlendirmek, yaşına uygun hikayelerle bu bilinci pekiştirmek,

– Çocuğu özellikle tarihi öneme sahip cami gezilerine götürmek, çocuklarla birlikte cemaatle namaz kılmak, imkanlar el verir vermez çocuklarla birlikte umre ziyaretinde bulunmak ve o süreçte de her vakit namazını o bölgenin mescitlerinde kılmaya önem göstermek.

– Anne ve babanın çocuğa namazın alıştırılması konusunda hemfikir olması çok önemlidir. Şayet anne baba bu konuda farklı düşünürse çocuğa namazı alıştırmak zorlaşacaktır. Bu konuda eşiyle anlaşamayan kişi öncelikle eşini güzellikle ikna etme çabası içerisine girmelidir. Ardından çocuğa namaz öğretilmelidir.

– 4-8 yaş arası çocuklara aylık namaz ağacı boyama etkinliği temin edilmeli, her gün namaz kıldıkça o günün yaprağı yeşile boyanmalı, kâğıt çocuğun görebileceği bir yere asılarak teşvik edilmeli, ayın sonunda da düzenli bir şekilde namazlarını kıldıysa yaşına uygun hediyelerle desteklenmelidir. Bunun faydasının oldukça büyük olduğu görülecektir. 9-10 yaşlarındaki çocuklara da aylık namaz çizelgesi hazırlanmalı, çocuğun her gün çizelgeye artı atması sağlanmalı, üşendiği günlerde yardımcı olunmalı, ayın sonunda da çizelgenin çoğunluğu olumlu yönde işaretlendi ise çocuk yaşına uygun hediyelerle ödüllendirilmelidir. Namaz ağacı ve namaz çizelgeleri evde çizilebileceği gibi internetten de bu konudaki sitelerden rahatlıkla bulunup temin edilebilir.

– En önemlisi de peyderpey çocuğun namaza nasıl alıştırılacağıdır. 6 yaşına kadar arada bir bizimle namaza katılması için teşvik edilmelidir. 6 yaşına gelince her yıl bir namaz kılma zorunluluğu getirilir. Mesela 6 yaşındayken her gün kılması gereken namaz, akşam namazı olarak belirlenebilir. Rekât sayısı az ve çocukların kılmaya iştiyaklı olabileceği bir vakittir. Ama herkes kendi aile ortamına uygun başka bir vakit de seçebilir. Bir yıl boyunca bu vakitteki namazı her gün aksatmadan kılmaya alışan çocuk, artık kılmakta zorlanmayacaktır. Ardından her yıl bir namaz vakti eklenerek 10 yaşına geldiğinde bütün vakitleri bıkmadan oturtarak içselleştirerek kılması sağlanmış olacaktır.

– Anne babayla çocuğun iletişimi de çok mühimdir. Eğer çocuğun sizinle arası iyi değilse siz ondan namaz kılmasını istediğinizde sizin inadınıza kılmak istemeyebilir. Bu durumda ona namaz kılmayı öğretmeden evvel aradaki buzları eritmek, bozuk ilişkiyi düzeltmek gerekmektedir.

– Disiplin ve kararlılık da şart. Ama bu süreçte ebeveynin çocuğuna karşı kullandığı dili çok önem arz etmektedir. “Namaz kıl” demek yerine “Haydi beraber namaz kılalım” demek, “Ben hatırlatmasam senin namaz kılacağın yok” demek yerine “Bakalım namazı ilk hangimiz kılacak” demek, oyundan ayrılmak istemeyen çocuğa “Oyun namazda daha mı önemli?” demek yerine “Oyunu aklında tut, namazdan sonra devam et. Hatırlayamazsan sana yardımcı olacağım” sözlerini kullanmayı tercih etmek çocuk üzerinde daha etkili olacaktır.

Ve’l-hamdu lillahi Rabbi’l-Alemin…


[1]Ebu Davud, Salat, 26.

[2]Lokman, 17.

[3]. Ebu Davud, Salat, 1/ 335.

[4]İbrahim, 40.