Zamanın Yalan Propagandalarladolu Olduğu Bir Dönemde Doğru Sözlü Bir Ses: Ebu Ubeyde

Serbest Köşe – Orhan Abasız / 2023 Aralık / 133. Sayı

Herkesin şöhretin peşinden koştuğu bir çağda, şöhret, yüzünü dahi kimsenin bilmediği ve ünlü olmak gibi bir amacı da olmayan bu adamı buldu. Tam tersine o, kimse tarafından tanınmak istemediği için yüzünü geleneksel kefiyesi ile kapatıyor ve sadece gözleri görünüyordu. Bugün dünyada kimse onunla rekabet edemiyor. Gerçek yüzünü kimse bilmiyor ve belki de hiç bir zaman bilemeyecek. Belki zaten insanlar arasında yüzü açık bir şekilde dolaşıyor, ancak kimse onu tanıyamıyor. Adeta filmlerdeki akşamları yüzüne maske takan ve şehrin kötülerine karşı savaşan daha sonra ise normal hayatına devam eden ve diğer insanların sadece yaptığı iyi işleri gördüğü ama kendisini tanımadığı süper kahramanlar gibi…

“O, şu an Gazze’de direniş destanı yazmakta olan “Şehid İzzeddin El-Kassam Tugayları Askeri Sözcüsü, Ebu Ubeyde. Bu maskeli adamın yıldızı bir anda parladı ve onun konuşmalarını beklemek, bütün dünyada gerçekleşen bir eylem haline geldi. Ebu Ubeyde 7 Ekim 2023’te başlayan “Aksa Tufanı” operasyonuyla bağlantılı olarak devam eden savaşın ve direnişin en ünlü sembolü haline geldi.”

Mısır’da, Ebu Ubeyde için şarkılar yapıldı. Ürdün’de gençler spor salonlarında egzersiz yapmayı bırakıp onun konuşmalarını takip etti ve Filistin şehirlerinde konuşmaları cami hoparlörlerinden yayınlandı. Lübnan’da bazı okullardaki sınav sorularında adı geçti. Beyrut sokaklarında, “Ümmetin Sözcüsü” yazılı bir fotoğrafı ellerde taşındı. Cezayir’deki çocuklar, oyunlarında ve tiyatro performanslarında onun rolünü yapmak için yarışıyorlar. Türkiye’de ise Ebu Ubeyde’nin taklidi çocuklar arasında bir oyun haline geldi ve bir çok yere onun fotoğrafları asıldı. Sosyal medyada, farklı ülkelerden küçük çocukların, onun konuşmalarını takip ettikleri veya onu taklit ettikleri fotoğraflar da paylaşıldı. Hatta hastalıklarına rağmen saygı gösterir bir vaziyette onun konuşmalarını izleyen yaşlı insanların fotoğrafları dahi paylaşıldı.

Ebu Ubeyde, 2021’deki “Kudüs’ün Kılıcı” savaşından başlayarak popüler kültürde yer aldı. Ancak bugün “Aksa Tufanı” savaşıyla bağlantılı olarak sahip olduğu istisnai ve yaygın statü dikkate değer bir gelişmedir.

Ebu Ubeyde denince aklımıza ilk olarak Kudüs’ü fetheden ordunun başkomutanı olan sahabe Ebu Ubeyde Bin Cerrah radıyallahu anh  gelmektedir.

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, “Her ümmetin emini vardır. Bu ümmetin emini de Ebû Ubeyde’dir.”[1]  ifadesini sahabe arasında çok defa kullanmıştır.

Yemenliler kendilerine İslam’ı öğretecek güvenilir bir muallim talep ettiklerinde Resulüllah sallallahu aleyhi ve sellem, Ebû Ubeyde’nin elinden tutup şöyle buyurmuştu: “Gördüğünüz kişi, bu ümmetin en güvenilir şahsiyetidir.” Akabinde onlara Ebû Ubeyde’yi göndermiştir.[2]

İşte kendisine bu künyeyi seçen Ebu Ubeyde şu anda aynı güvenilirlikle hareket etmekte ve “ümmetin sözcüsü” olarak anılmaktadır.

Peki kimdir bu Ebu Ubeyde?

Pek çok kişi, Ebu Ubeyde’nin, 2006 yılında, işgalci asker Gilad Şalit’in, Kassam Tugayları tarafından yakalandığı haberini kamuoyuna duyurduğunda ilk kez ekranda göründüğünü zannediyor. Ancak aslında Ebu Ubeyde, 2005 yılında El Cezire tarafından çekilen eski bir belgeselde siyah maskeli olarak konuşma yaptı, ancak bu belgesel 2014 yılında yayınlanabildi. Belgeselde Ebu Ubeyde’nin konuşma tarzı kendini gösterdi, bundan sonra uzun yıllar boyunca ona eşlik eden ve bugün de ezici popülaritesine katkıda bulunan en önemli şey doğruluktu. Çünkü konuşmasının ilk amacı, Kassam Tugayları’ nın tüneller kullanarak gerçekleştirdiği operasyonları çok net sayı ve tarihlerle doğru bir şekilde aktarmaktı.

El Cezire muhabiri kendisine operasyonlara katılanların sayısını sorduğunda, Ebu Ubeyde bir an durakladı ve sonra “şuan sayı vermeyeyim” dedi. Gazeteci tekrar “onlarca mı yoksa yüzlerce mi?” diye sorduğunda, Ebu Ubeyde: “onlarca” diye cevap verdi ve katılımcı sayısını abartmaktansa doğruluğu tercih etti. Bu, Ebu Ubeyde’nin halkıyla iletişiminin anahtarı haline geldi, çünkü halkına saygı duyma ve mümkün olduğunca doğru ve öz bilgi sağlama konusundaki azmi, onunla halkı arasında güvenilirlik oluşturmada büyük bir etkiye sahipti.

Ebu Ubeyde’nin halk ile olan hikayesinin asıl başlangıcı, Haziran 2006’da, işgal ordusundan iki askerin öldürüldüğü, iki askerin yaralandığı ve işgalci asker Gilad Şalit’in esir edildiği operasyonu ilan etmesiyle gerçekleşti. Ebu Ubeyde’nin konuşması, işgal devletinin Beyt Lahiya bölgesindeki sahilde gerçekleştirdiği katliamın ardından, ailesinin cesetleri arasında “Baba! Baba!” diye koşan Huda isimli Filistinli çocuğun herkesi ağlatan videosunun yayınlanmasından birkaç gün sonra geldi. Bu katliamda baba “İsa” eşi “Raisa” ve beş çocuğu şehit edilmişti. Ardından, işgalin bu katliamına karşılık vermek için gerçekleştirilen operasyonun başarısını ilan eden Ebu Ubeyde’nin gür sesi geldi. Bu konuşması, tarihte kendisinden yardım talep eden esir kadının çağrısını işitince “Lebbeyk” emret diyerek ordusunu hazırlayan halife Mu’tasım’ı hatırlattı. Ebu Ubeyde bu açıklamasıyla İslam ümmetinin izzetinin hala devam ettiğini gösteriyordu.

Ebu Ubeyde hakkındaki gerçekler hakkında çok fazla kesin bilgi bilmiyoruz ve işgalciler tarafından bir numaralı hedef olan Kassam Tugayları Başkomutanı Muhammed Dayf’in aksine, Ebu Ubeyde’nin eski fotoğrafları bile yok. Çünkü Ebu Ubeyde başlangıçta ortaya çıktığında ve popülaritesi artmaya başladığında, işgalciler onu çok önemsemedi, ancak yıllar içinde işgalci televizyon programlarının bile en önemli konularından biri haline geldi ve tüm konuşmaları hızla tercüme edilerek işgalcilerin medyasında yayınlandı. Yönettiği medya ve psikolojik savaş nedeniyle suikast listelerinde en çok arananlardan biri oldu. İşgalciler, onunla ilgili bir hikaye oluşturmaya başladılar ve 2008, 2012 ve 2014 yıllarında aynen şuan olduğu gibi birçok kere adını ve görüntüsünü bildiklerini ve evini bombaladıklarını iddia ettiler.

İşgalcilerin anlattığı hikâyeye göre Ebu Ubeyde’nin ailesi aslen İsrail’in 1948’de işgal ettiği Ni’ilya köyündendi ve Nekbe’den sonra ailesi Gazze’nin kuzeydoğusundaki Cebaliye bölgesine göç etti. İşgalcilerin basını Ebu Ubeyde’nin 2014 yılında Kassam Tugayları’ndaki çalışmalarına ek olarak, Gazze Üniversitesi’nde akademik çalışmalarını tamamladığını, İslam Üniversitesi Din Esasları Fakültesi’ndeki yüksek lisans tezini ise “Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam Arasındaki Kutsal Topraklar” başlığı altında yazdığını bildirdi. Ancak tüm bu ayrıntılar herhangi bir güvenilir Filistinli kaynak ve taraftan doğrulanmamıştır ve işgalci medyanın ellerinde kanıt olmadan kimliğini bildiklerine dair oluşturdukları algı girişiminin bir parçası olabilir.

Güvenilirlik Karizmadan Daha Önemlidir

Dünyanın her yerinden halklar Ebu Ubeyde’yi işgale karşı koyan direnişçilerin haberini verirken bulduklarında, şahsını doğrudan tanımadıkları halde onu bir direniş sembolü olarak gördüler ve onun sevgi ve onurunu direnişçiler için sevgi ve onur olarak kabul ettiler.

Ebu Ubeyde, medya düzeyinde Kassam’ın mesajlarını iletmenin ötesine geçen aktif bir rol oynayabildi. İşgalcilerin Gazze’de işledikleri katliamlar ve savaş suçları ilgili kötü haberlere karşılık, sosyal medyadaki birçok kişi Ebu Ubeyde’yi “sakinleştirici” olarak tanımlıyor. Çünkü sahte veya uydurma haberler iddia etmeden endişeyi giderebiliyor ve insanlara umut aşılayabiliyor.

Tüm dünya ve özellikle de İslam dünyası uzun zamandır liderlerinin gerçeklerle desteklenmeyen ve sadece propagandadan ibaret olan uzun konuşmalarına alışkındır. Ebu Ubeyde’ye gelince, izleyicisine hitap etmenin başka bir yolu var, konuşmasında oldukça gerçekçi ve abartma eğiliminde değil. Konuşmaları on dakikayı geçmez.

İşgalci güce karşı psikolojik savaşın mızrak ucu olarak nitelendirilen Ebu Ubeyde’nin konuşmaları genellikle savaşın gidişatı hakkında nesnel, çeşitli taraflara dikkatlice ifade edilmiş belagatlı mesajlar içerir ve sözlerinde yer yer hicive de yer katar.

Bunlardan en ünlüsü Arap ve İslam Dünyası liderlerine seslenerek şöyle dediği zamandır: “Sizlere ekranlardan ayrıntılarını izlediğiniz savaşın kalbinden söylüyoruz, sizden ordularınızı ve tanklarınızı hareket ettirerek Gazze’deki çocukları savunmanızı ve peygamberinize küfredenlere karşı savaşmanızı beklemiyoruz, Allah göstermesin! Bu görevi biz kendi omuzlarımıza aldık. Ancak sizler insani yardımları Gazze’ye ulaştırmaktan bile mi acizsiniz?”

Son olarak ve en önemlisi, analistler, Ebu Ubeyde’nin alışkın olunanın aksine liderlerin konuşmalarında olduğu gibi vatandaşlara yalan söylemediğini belirtiyorlar. Aksa Tufanı’ndan önce de Kassam adına konuşan Ebu Ubeyde, kariyeri boyunca doğruluğu olmayan bilgilerden neredeyse hiç bahsetmedi. Bu nedenle sosyal medyadaki bazı İsrailli yorumcular Ebu Ubeyde’nin konuşmalarına ordularının açıklamalarından daha fazla güvendiklerini belirttiler. Böylece “mülessem” lakabıyla anılan (kefiye ile yüzünü kapatan) Ebu Ubeyde, Gazze’deki direnişin durumunu ve savaşın gidişatını öğrenmek için dünyanın arabulucusu oldu…


[1]. Buhârî

[2]. İbn Sa‘d, et-Tabakât, 3/381