Serbest Köşe – Hakan Sarıküçük / 2013 Ağustos / 9. Sayı
Ey Müslümanlar!.. İyilik ve hayır ayında idiniz. Gündüzünde oruç tutuyor, gecesinde namaza kalkıyordunuz. Sevap umarak ve cezadan korkarak çeşitli ibadetlerle Rabbinize yaklaşıyordunuz. O günler sanki hayal gibi geçti. Hayatımızdan geri gelmeyecek bir aşamayı daha aldı götürdü.
Mübarek ramazan ayı hayal gibi hayırları ve bereketleri ile gelip geçiyor. Bu ay içinde yaptıklarımızla bizim lehimize veya aleyhimize ömrümüzden geçti. Bizden her birimiz kendisi için muhasebe sayfası açsın. Ramazan’da ne yaptı? Ondan ne fayda elde etti? Ramazan’ın nefislerdeki etkisi nedir? Günlük yaşamdaki ürünleri nedir? Amellere, davranış ve ahlâka etkisi ne derecededir?
İbadetin devamı ve zamanın uzaması Salihler için bir nimettir ve ihsan sahiplerinin umudunun gerçekleşmesidir. Tâatın sınırlı bir zamanı ve ibadetin belirli bir süresi yoktur. Bilakis ibadet, Allah’ın kulları üzerindeki hakkıdır. Zaman içinde ibadetle kainatı imar ederler. Ramazan ayı Salihlerin icabet ettiği ve ihsan sahiplerinin yarıştığı bir alandır. Bütün benlikleriyle faziletli ameller işlemeye gayret ederler ve kendilerini aşağılık işlerden alıkoyarlar.
Şimdi ısrarla sorulması gereken soru şudur: Ramazan’dan sonra, amellerin kabulüne etki eden faktörlere tutunup salih amellere devam etmeye kesin karar verdik mi? Ya da, insanlardan birçoğunun durumu bunun tam tersi mi? Amellerinin kabul edilmemesinden korktukları için Ramazan ayı bittiğinde kalpleri ürperen ve nefislerini hüzün kaplayan Selef-i Salih’i örnek aldık mı? Onlar; bu korku nedeniyle, Ramazan’dan sonra amellerinin kabul edilmesi için çokça dua ederlerdi. Hafız İbni Hacer rahimehullah, Mualla b. Fadl’dan, Ramazan’daki amellerini kabul etmesi için altı ay Allah’a dua ettiklerini nakleder. Onlar aynı zamanda, amelin tam ve kusursuz olması için çalışır sonra da kabul olmasına özen gösterir ve reddedilmesinden korkarlardı.
Sıddıka binti Sıddık Aişe radıyallahu anha, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e, Allah Subhanehu’nun (Yapmakta oldukları işleri kalpleri çarparak yapanlar..) (23/el-Mü’minun/60) kavlini zikrederek, “Onlar; zina edenler, hırsızlık edenler ve içki içenler mi?” diye sorar. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Hayır, ey Sıddık’ın kızı. Bilakis onlar; namaz kılanlar, oruç tutanlar, sadaka verenler ve amellerinin kabul edilmemesinden korkanlardır.”
Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh şöyle der: “Amele gösterdiğinizden daha çok amelin kabulüne özen gösterin. Allah azze ve celle’nin (Allah, ancak takva sahiplerinden kabul eder) (5/el-Maide/27) kavlini işitmediniz mi?”
Fadale b.Ubeyd’den şöyle dediği rivayet edilir: “Şayet Allah’ın benden hardal tanesi ağırlığınca bir ameli kabul ettiğini bilsem, bu benim için dünya ve içindekilerden daha çok sevimlidir. Çünkü Allah (Allah, ancak takva sahiplerinden kabul eder) (5/el-Maide/27) buyurur.”
Malik b. Dinar der ki: “Allah’ın ameli kabul etmemesinden korkmak, amelden daha ağırdır.”
İman kardeşleri! Ramazan’dan sonra ne yapmalı? Oruç tutanların nefislerine işleyen orucun etkilerinden ne haber? Halimize bakalım; kendi durumumuzu, toplumumuzun ve ümmetimizin durumunu düşünelim. Ramazan’ın başındaki durumumuzu Ramazan sonraki durumumuzla karşılaştıralım. Takvâ kalplerimizi doldurdu mu? Amellerimiz salih oldu mu? Ahlakımız güzelleşti mi? Davranışlarımız düzeldi mi? Söylemimiz bir oldu mu? Düşmanlarımıza karşı saflarımız birleşti mi? Hâlâ nefislerimizde kin ve düşmanlık mevcut mu? Ailelerimizde ve toplumlarımızda, haramlar ve kötülükler yok oldu mu?..
Ey Müslümanlar!.. Ey Ramazan’da Rableri’nin çağrısına katılanlar!.. Diğer günlerde de Onun çağrısına katılın. (Allah’tan geri çevrilmesi imkansız bir gün gelmezden önce, Rabbiniz’e uyun.) (42/eş-Şura/47) Kalplerimizin, Allah’ın zikrine boyun eğme zamanı gelmedi mi? Yollarımızın, sırat-ı müstakimde birleşme zamanı gelmedi mi?
Ey kardeşler!.. Şeriatın metinleri, Allah’a ibadeti ve her zaman ve her mekânda O’nun yolunda dosdoğru yürümeyi emretmiştir. İbadet ve istikamet, ömrün belirli bir aşaması ya da belli bir zaman dilimi ile sınırlı değildir. Bilakis, ölümden başka son yoktur. Hasan el-Basri rahimehullah, “Müminin ameli için ölümün ötesinde bir ecel yoktur” der ve Allah Subhânehu’nun kavlini okur: (Ve sana ölüm gelene kadar Rabbine ibadet et.) (15/el-Hicr/99)
Bişr el-Hâfi rahimehullah’a, Ramazan’da ibadet etmeye gayret eden ve Ramazan çıkınca ibadeti terk edenler sorulur. Şöyle der: “Allah’ı sadece Ramazan’da tanıyan insanlar ne kötüdür!”
Ey Müslümanlar!.. Bu ayda kazancın ve amellerin kabulünün bazı alametleri, kaybın ve amellerin reddinin bir takım belirtileri vardır. İyiliğin kabulünün bir alameti de kendisinden sonra iyilik yapılmasıdır. Kötülüğün bir alameti de kendisinden sonra gelen kötülüktür. Bu nedenle; iyilikleri iyiliklerle sürdürün ki onların kabulüne işaret olsun. Kötülüklerden sonra iyilik yapın ki onlara kefaret olsun ve onların tehlikesinden korusun. Muhakkak ki iyilikler kötülükleri giderir ve bu zikredenler için bir hatırlatmadır. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Nerede olursanız olun Allah’dan hakkıyla korkun ve kötü amelinizden sonra iyi amel işleyin ki onu silsin. İnsanlara güzel bir ahlakla muamele edin.” Bu hadisi Tirmizi rivayet eder.
İnanç kardeşleri!.. İslam Ümmeti, Allah’a yönelip çokça salih amel işledikten sonra mübarek Ramazan ayına vedâ etti diye Müslümanların da Ramazan’dan sonra salih amele vedâ etmeleri gerekmez. Bilakis orucun etkileri fert ve ümmet hayatında kendini gösteren bir simge olarak kalmalıdır. Sabır, fedakarlık, Allah’ın emrine boyun eğme, ümmetin fertleri arasında birlik ve dayanışma, sevgi ve şefkat gibi orucun verdiği dersler Müslümanlar arasında devam etmelidir. Bunların, Ramazan’dan sonra pratik hayatlarında vücut bulduğu görülmelidir. Müslümanlar ancak onları zafere ve üstünlüğe götüren en değerli unsurdan, İslam Dini’nden uzaklaştıklarında düşmanları karşısında güçsüz düşmüş ve İslam Ümmeti gerilemiştir.
İslam mensuplarından bazıları İslam’ı kötü anlayıp taate bir vakit ve günahlara bir çok vakit, hayra bir zaman ve şerre bir çok zaman ayırdıklarında; işte o zaman hayır ve rahmet fırsatları, iyilik ve bağışlanma mevsimleri bir çok insanın kalbinde gerçek görevini yapamamıştır. Onların davranışlarına ve ahlakına etki edememiştir. Allah’ın rahmet ettikleri hariç, onların sorunlarının ve problemlerinin çözümünde yararlı olamamıştır.
Ey mü’min kardeşler! Allah azze ve celle’nin nimetlerine, bizleri oruç tutmada ve teravih namazı kılmada başarılı kılmasına şükretmenin bir gereği de, Müslümanın hayatında Allah azze ve celle’ye ibadete devam etmesidir. Ramazan’da kendisi için oruç tutulan ve ibadet edilen ilah, her zamanki ilahtır. İyiliğin kabul edilmesinin bir işareti de kendisinden sonra başka bir iyiliğin gelmesidir. Nimete karşı nankörlük etmenin ve amellerin kabul edilmemesinin bir işareti de ibadetten sonra günahlara dönmektir. Ka’b şöyle der: “Ramazan orucunu tutarken, kendi kendine Ramazan çıktığında Rabbi’ne isyan edeceğini söyleyenin orucu reddedilmiştir ve başarı kapısı yüzüne kapalıdır.”
Bugün Müslümanlardan birçoğunun Ramazan’daki hayatına ve Ramazan’dan sonraki hayatına bakan bazı insanların Ramazan’dan sonra camileri ve cemaati terk ettiğini, namaz konusunda gevşek davrandığını; Kur’an okumak, zikir ve dua, sadaka ve ihsan, gibi ibadetleri bıraktığını; çeşitli günahlara yöneldiğini, haramları ve fuhşiyatı normal karşıladığını görerek oldukça üzülür. Bu ancak ey kardeşler; dini basiretin azlığından ve İslam’ın ibadetlerini yanlış anlamadan kaynaklanmaktadır.
Kim Ramazan’dan sonra tekrar günaha ve ihmale dönmeye karar vermişse bilsin ki Allah ölmeyen diridir, zamanın dönmesi ve ayların birbirini takip etmesi O’nu yok etmez! O, hangi ayda olursa olsun, kendisine itaat edenden razı olur ve hangi vakitte olursa olsun kendisine isyan edene kızar. Mutluluğun ekseni ömrün uzunluğu ve amelin güzelliğidir. Müslümanın belirli bir zamanla ya da mekanla sınırlanmaksızın ibadete devam etmesi ibadetinin kabulüne, doğru yolda oluşuna en büyük delildir.
Ey Allah’ın kulları!.. Allah’tan hakkıyla korkalım. Ramazan ayında inşa ettiğiniz salih amelleri yıkmayın. Ramazan’dan sonra günah işlemeye karar verenler! Allah’tan korkun! Ayların Rabbi tektir ve O, sizin amellerinizi gözetlemektedir. (Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.) (4/en-Nisa/1) Bilin ki ölüm ansızın gelecektir. Yılların geçmesi, gecelerin ve gündüzlerin tekrarı ömürlerin tükenişini ve Allah’a dönüşü hatırlatmaktadır.
Ey Müslümanlar! Allah’ın kendisine ibadeti sizlere her vakit için farz kıldığını unuttunuz mu? Ramazan’a veda etmekle salih amellere de veda edenler, Aziz ve Cebbar olan Allah’ı razı etmeyecek ve Kıyamet günü kendilerine fayda vermeyecek bir hal üzereyken gece ve gündüz ölümün ansızın kendilerine gelmeyeceğinden eminler mi? (İpliğini sağlamca büktükten sonra çözüp bozan kadın gibi olmayın.) (16/en-Nahl/92)
Ey İslam Ümmeti! Bizlere isabet eden zayıflık ve güçsüzlüğün kendi nefislerimizden kaynaklandığını, iyilik ve ihsan mevsimlerinden faydalanamamamızın sonucu olduğunu anlamamızın zamanı gelmedi mi?
İslam Ümmeti, ibadette dosdoğru yoluna devam eder ve hayır mevsimlerinde inşa ettiğini yıkmazsa; fertleri ve mensupları, şeytanın ve yardımcılarının kışkırtmasına teslim olmazsa, Ramazan’da işlediği amelleri boşa çıkarmazsa, Allah’ın izniyle barış ve güvenlik kıyılarına ulaşmak için kurtuluş ipini yakalar.
Ey İslam Ümmeti! Bizler huzur ve güvenlik içinde bayram sevincini yaşarken, bizlerle aynı inancı paylaşan kardeşlerimiz savaşlar ve trajediler içinde bayrama girmiştir. İlk kıblemiz ve Rasulullah’ın miraca çıktığı yer olan mübarek Filistin topraklarında Müslümanlar ve aynı şekilde dünyanın diğer bölgelerindeki Müslümanlar bugün hangi halde yaşıyor ve bayramı karşılıyor? Katliam ve sürgünle, mülteci kampları ve göçle birlikte bayramı nasıl yaşadıklarını hatırlayın. Yardımlarınızda ve dualarınızda onları unutmayın.
Ramazan’dan sonra günahlara dönmeye karar verenlere şefkatle ve acıyarak şöyle sesleniriz. Allah Subhanehu’dan korkun! Ömürler kısa, eceller sınırlıdır ve nefesler sayılıdır. Allah’ı güya aldatmaya çalışmanız, şeytanın yoluna kaymanız ve İslam’ın ibadetleri ile oynamanız yeter. Gaflet ve yüz çevirme ne zamana kadar sürecek?
Ey Allah’ın kulları! Bir daha günahlara ve isyana dönmeyeceğiniz samimi bir tevbeyi ilan edin. Allah’a yemin olsun ki, oruç nimetine gerçek şükür böyle olur.
Müslüman gençlere de Allah Tebarake ve Teâlâ’dan hakkıyla korkmalarını, O’na yönelmelerini, Ramazan’dan sonra vakitlerini korumalarını ve vakitlerini Allah’a ibadetle geçirmelerini tavsiye edin. Allah’a isyan etmeye tutkun insanların yaptıkları onları aldatmasın. Dinlerine ve kutsal değerlerine kötülük getiren şeylerden, nefislerindeki imanı zayıflatan, kalplerindeki ve yaşantılarındaki ahlakı öldüren şeylerden sakınsınlar. Medya organlarında görülen, işitilen ve okunan Allah azze ve celle’ye isyandan ve kötü arkadaştan da sakınsınlar.
Müslüman kadına düşen görev de Allah azze ve celle’den hakkıyla korkması, iffeti ve örtüsüyle Ramazan’dan sonra da Rabbi’ne itaate devam etmesidir. Sapıklığa ve fitneye çağıran insanlardan sakınmasıdır. Aile reislerinin de, sorumlulukları konusunda Allah’tan korkmaları gerekir. Ailelerinin gözetimi ve terbiyesi ile emanetleri korumaları ve Allah subhanehu’nun şu kavli gereği onlarla ilgilenmeleri gerekir. (Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.) (66/et-Tahrim/6)
Allah’ın kulları! Allah’tan hakkıyla korkun! Gizli ve saklı hallerinizde O’nu gözetin. Sizleri İslam’a yönelttiği, oruç tutmada ve teravih namazı kılmada başarılı kıldığı için, sizlere bağışladığı bu mübarek Ramazan Bayramı günleri için O’na şükredin. Bilin ki mutlu kimse, yeni elbiseler giyen ve ziyafetten hoşlanan değildir. Gerçek mutlu, Kıyamet Günü’nden korkan ve azaptan kurtulandır.
İslam’da bayramın birtakım hükümleri ve sırları olduğunu hatırlayın. Allah azze ve celle’ye sözlü ve fiili olarak şükretmek için ne derin anlamlar taşıdığını düşünün. Yetimleri, dulları, fakir ve yoksulları hatırlayın. İçinizdeki İslam kardeşliği duygusu harekete geçsin. Bu günlerde Rabbiniz’e itaate sarılın. Bu günleri gaflet, eğlenceye dalma ve günah işleme, mübahlarda israfa gitme günleri haline getirmeyin. Bu günler; nefis muhasebesi için, kalplerin temizlenmesi, kin ve garezden arınması için, iyilik ve akraba ziyareti için, Müslümanlar arasında sevgi kurmak için fırsat olsun.
Vuheyb b. el-Verdi rahimehullah, bayram günlerinde eğlenip oynayan insanlara rastlar. Onlara şöyle der: “Sizlere hayret! Şayet Allah; oruçlarınızı kabul etmişse, bu yaptığınız şükredenlerin yapması gereken davranışlardan değildir. Şayet Allah oruçlarınızı kabul etmemişse, bu yaptığınız korkan insanların yapması gereken insanların davranışlarından da değildir.”
Bilin ki, Rasulünüz sallallahu aleyhi ve sellem, sizleri Şevval ayından altı gün oruç tutmaya teşvik etmiştir. İmam Müslim Sahihi’nde, Ebu Eyyub radıyallahu anh kanalıyla, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Kim Ramazan orucunu tutar ve Şevval’den altı günü de ona eklerse bu, bütün bir yılı oruç tutmuş gibidir.”
Bu yüce fazileti kaçırmayın. Çünkü bizler bir daha Ramazan’a kavuşup kavuşamayacağımızı bilmiyoruz. Hepimiz, nafile oruçlarla Ramazan orucundaki kusurlarımızı gidermeye muhtacız. Şevval ayından altı gün oruç tutmak isteyenin bunları peşpeşe veya aralıklarla tutması caizdir. Allah’a hamdolsun bunda bir darlık yoktur.
Ramazan ayında tuttuğunuz oruçtan sonra nefislerinizi hesaba çekin. Nasıl ticaret erbabı ticaret mevsiminden sonra kazançlarına bakarlarsa, Allah ile alışveriş yapanların da kazançlarına bakması uygun olacaktır. Ramazan’da kendiniz için ne takdim ettiniz bir bakın! Ramazan’dan sonra da ona devam edin ve kat kat artırın. Çeşitli ibadetlerle Allah’a yaklaşın. Allah’a yemin olsun ki, ahiret çarşılarındaki kazançlı alışveriş işte budur. (Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin. İşlerinizi boşa çıkarmayın.) (47/Muhammed/33)
Allah azze ve celle’den güzel isimleri ve yüce sıfatları ile bizleri topluca sırat-ı müstekımde kılmasını ve dinde sabit kılmasını dileriz. Yine; Allah azze ve celle’den, Ramazan’dan sonra da bizlere salih amellere devamı nasip etmesini, bizlere kabul ve başarı bağışlamasını dileriz. Şüphesiz O, kendisinden istenenlerin en hayırlısı ve kendisinden ümit edilenlerin en cömerdidir.
Ey Müslümanlar! Ramazan mevsimi bitse de diğer aylarda da tutulacak oruçlar vardır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Pazartesi ve Perşembe günü oruç tutmayı sünnet olarak belirlemiş ve şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki ameller o günlerde Allah’a sunulur ve ben, amellerimin oruçluyken sunulmasını isterim.” Nebimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Ebu Hureyre radıyallahu anh’a her aydan üç gün oruç tutmayı öğütlemiş ve “Her aydan üç gün oruç tutmak bütün seneyi oruç tutmak gibidir” buyurmuştur. Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet eder. Ramazan orucunun ardından Şevval’den altı gün oruç tutun. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Kim Ramazan’da oruç tutar ve sonra ona Şevval’den altı gün eklerse bütün sene oruç tutmuş gibi olur.” Bu hadisi Müslim rivayet eder.
Ramazan’da kılınan gece namazı Teravih bitse de bütün yılın her gecesi gece namazı kılmak meşrudur. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’den sabit olduğu gibi; Allah azze ve celle, her gece gecenin son üçte biri kaldığında dünya semasına iner ve şöyle buyurur: “Kim bana dua eder, duasına karşılık vereyim. Kim benden ister, ona vereyim. Kim benden bağışlanma diler, onu bağışlayayım.” Amellerin Allah’a en sevimlisi az da olsa devamlı olanlarıdır. Allah’a itaattan yüz çeviren aldanmış, Allah’ın rahmetinden mahrum edilen gerçekten mahrum olmuştur.
Allah’ın kulları!.. Bazı gençler oruç ayında şehvetlere dalarken ve günahlar arasında dolaşırken bazı gençlerin hayır yoluna koyulduğunu görürsün. Kalıcı salih amellerden fazlaca işlemek için çaba gösterirler. Allah’ın evlerinde itikafa girerler. Yaratıcı ile bağ kurmak için yaratılmışlarla ilişkiyi keserler. Allah’ın rızasını heva ve heveslerinden üstün tutarlar. O’na ibadeti kendi isteklerinden üstün tutarlar. Onları rüku eder, secde eder ve ağlar görürsün. Rableri’nin Kitabı’nı okurlar ve Yaratıcılarını çokça anarlar. İşte onlarla övünülür ve onlar gibilerle babalar gurur duyar. Onlar, ümmete umudu ve ümmet mensuplarına doğruluğu yeniden döndürürler.
Doğruluk ve arınmada onların yolundan gidilmelidir. Onlarla babaların gözü aydın olsun. (De ki: Allah’ın lütfu ve rahmetiyle ve yalnız bunlarla sevinsinler. Bu onların topladıklarından daha hayırlıdır.) (10/Yunus/58)
Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım: (Erkek olsun kadın olsun, kim mü’min olduğu halde salih amel işlerse Biz şüphesiz ona çok güzel bir hayat yaşatırız. Ve bunları elbette işlediklerinin en güzeliyle mükafatlandıracağız.) (16/en-Nahl/97)
Allah beni ve sizleri yüce Kur’ân’la mübarek kılsın.
İhsanı için Allah’a hamdolsun. Başarılı kılması ve lütfu dolayısıyla O’na şükürler olsun. Şehadet ederim ki, Allah’dan başka ilah yoktur. O, tektir ve ortağı yoktur. Şânı yücedir. Ve şehadet ederim ki; efendimiz ve nebimiz Muhammed, O’nun kulu ve rasulüdür. Allah O’na, ailesine ve sahabilerine çokça salât ve Selâm eylesin!..
Ey Müslümanlar!.. Allah’tan hakkıyla korkun! Çünkü Allah’tan hakkıyla korkmak her işin başıdır. O’na itaat edin ki rızasını kazanın. Haramlarından sakının ki azabından ve gazabından kurtulun! Yeniden O’na isyana dalmayın! Çünkü günahlara dalmak O’nun azabını gerektirir. Salih amellerde Rabbiniz ile alış-veriş yaptığınız mevsimlerden yüce ve mübarek bir mevsimi geride bıraktınız. Allah onu bu kıble ehline rahmeti ve rızası ile nimet olarak verdi. Günahların esir ettiği kimseler bu ayda bağışlandı, mutluluğa erişti ve bedbahtlıktan kurtuldu. Rabbinin ödülünü kazanana kazancı kutlu olsun.
Ümidi boşa çıkan ve pişman olana ise ne yazık! Amellerinizin tükendiğini ve dünyanın geçip gittiğini düşünün. Böylece, karşınıza çıkacak korkutucu durumlara karşı salih amellerle hazırlanın. Her şeyin hükümdarı Allah önünde durmak üzere göç vakti gelmiştir. Nefesleriniz sayılı ve ölüm meleği peşinizdedir. Amellerinizin arkasını keser ve evlerinizi harap eder. Kendine bakan ve bu günden yarını için bir şeyler hazırlayan kula Allah rahmet etsin. Seni sapıklığa ve helaka götüren yerlerden doğruluk ve olgunluğa götüren yerlere taşın! Dünyanın süsüne kanıp helak olanların çokluğu sakın seni aldatmasın! Hak yola koyulanların azlığı da seni haktan uzaklaştırmasın.
Sonra bilin ki Allah sizlere, Nebisi Muhammed’e salât ve Selâmda bulunmayı emretmiştir…










