İktibas – Halid El-Hüseynan / 2024 Şubat / 135. Sayı

Değerli kardeşim! Ramazan bir fırsattır ve yoğun bir eğitim kursudur. Ben Ramazan ayını yoğun bir eğitim kursu olarak addediyorum. Oruç tutmaktaki sebep de Kur’an’da geçmektedir: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.”

O zaman oruç tutmanın hikmeti insanda takvayı meydana getirmektir. Allah’tan sakınmayı meydana getirmektir. Allah bu ibadetler ile bizi terbiye etmektedir.

Rabbimizin, üzerimize farz kıldığı bu ibadetlerdeki maksat; nefislerin arınması, kalplerin terbiye edilmesi ve insanın ahlak mertebesinin en yukarısına çıkmasıdır.

Mesela, Allah bize zekâtı farz kılmıştır. Peki, neden? Kişi cimrilikten, sürekli tutmaktan ve pintilikten temizlensin; insan vermeye, infak etmeye alışsın. Böylelikle cömert olsun, eli açık olsun; fakir ve zayıf Müslüman kardeşlerini düşünsün diye farz kılınmıştır.

Oruç da böyledir. Allah bizi oruç ile takvaya alıştırıyor. Kulun Rabbini gözetmesine ve küçük, büyük günahların hepsi hakkında Rabbinden korkmasına alıştırıyor. Bundan dolayı ramazan ayı yoğun eğitim kursu olarak addedilir. Nasıl?

İnsanlardan çoğu sana ramazan ayından önce “Ben sabah namazında mescide gitmeye güç yetiremiyorum.” der. Sabah namazında gevşeklik ve ağırlık gösterir. Ancak Ramazan ayının gelmesiyle bu kişide azimet ve isteğin oluştuğunu, bu insanın eskiden geri durduğu sabah namazını mescitte kıldığını görürsün.

Sigara içen birçok kişiye “Kardeşim, neden sigarayı bırakmıyorsun?” dersin. Sana der ki: “Ben buna alışmışım, sigarayı bırakamam.” Ancak Ramazan ayı gelince -ki ben ramazanın birçok insanı açığa vurduğuna inanıyorum- birçok insan bazı şeyleri yapamayacağına inanır ancak Ramazan ayı gelince bu insanın sabrettiğini görürsün. Neye mi sabrediyor? Hiçbir zorluk altında kalmadan kendi isteği ile sigara içmemeye sabrediyor. Aslen uzak bir yere gidip sigara içebilir. Ancak o Allah’ın kendisini gördüğünü biliyor ve Allah için sigara içmeyi terk ediyor. O zaman bu kişinin nefsine sahip çıkmaya gücü yetiyor. Ramazan ayından önce gevşeklik gösterdiği birçok ibadet ve itaatlere nefsini zorlayabiliyor.

Ramazan ayında kişinin gözünü kapattığını, sövmediğini ve dilini tuttuğunu görürsün. Kişinin birçok haramları terk ettiğini görürsün. Dersin ki: “Neden?” Sana diyecektir ki: “Vallahi biz şu an ramazan ayındayız. Vallahi biz şu an ramazan ayındayız.”

O zaman deriz ki Ramazan ayı insanı itaat ve ibadet üzerine terbiye ediyor. Senin kuvvetinin, azimetinin ve isteğinin olduğu yönde seni terbiye ediyor. Bundan dolayı bizim bu durakları değerlendirmemiz gerekir. Bu duraklar terbiye durakları olarak addediliyor. İnsan bu ayda itaatlerini çoğaltır ve nefsini ibadet üzerine terbiye eder ki ramazan ayından sonra bu kendisine kolay gelsin.

Gerçekten de değerli kardeşim! Ramazan ayı Müslümanı adet edinmediği şeylere alıştırıyor. Ramazan ayının gelmesi ile -Maşallah- kişinin gece namazları kıldığını, Kur’an okumak için gün içinde özel bir vakit ayırdığını ve birçok haramdan elini çektiğini görürsün. Ahlakının, hâlinin ve tutumlarının değiştiğini görürsün.

Peki, sebep nedir? Buradaki sır nedir?

Bu bir fırsattır. Salih amellerde devam etmen ve haramları terk etmen için bir fırsattır. Çünkü sen ramazan ayında alışmış olduğun yoğun eğitim kursundan bunları öğrenmiştin.

* Bu yazı Nebevi Hadislerden Terbiye Dersleri-2 kitabından iktibastır. Nebevi Hayat Yayınları