Bir Kıssa Bin Öğüt – Ebubekir Eren / 2013 Ocak / 2. Sayı
Fudayl b.İyaz der ki: “Hiç tanınmamayı başarabilirsen yap. Neden tanınasın ki? Neden övülesin ki? Allah katında övülen olduktan sonra insanlar tarafından yerilen olsan ne olur ki?”
Abdullah b. Mesud -radıyallahu anh- der ki: “İlim pınarları, hidayet meşaleleri, evlerinin düşkünleri, gecenin kandilleri, kalpleri yeni, elbiseleri eski kimseler olun. Göktekiler tarafından bilinen, yerdekilerden gizlenen kimseler olun.”
İslam Tarihi’nin sayfaları kendilerini Allah’a adayan, hayatlarının tümünü O’na veren, tüm gayretlerini O’na sarfeden ve hiçbir şeyi O’na ortak koşmayan ihlaslıların üstün kahramanlıkları ve örnek davranışları ile doludur.
Bunlardan biri, Hasan el-Benna’nın günlük “İhvânu’l-Müslimin” gazetesindeki bir Cuma yazısında kaleme aldığı bir olaydır. Hadise özetle şöyledir:
Müslümanlar, savaşlarının birinde, düşmanlarının son derece sağlam bir kalesi önünde dururlar. Kalenin kuşatması uzayınca, bir asker kalenin bir duvarından bir delik veya gedik açıp oradan içeri girmeyi ve kalenin kapılarını Müslüman savaşçılara açmayı düşünür. Bu Müslüman savaşçı düşündüğünü yapar ve sessiz sakin bir şekilde duvarı tek başına deler ve Müslümanları asgari bir kayıpla, bekledikleri zaferi kazanmalarına vesile olur.
Önemli olan nokta şurası ki; Müslümanların komutanı zaferin arkasındaki ‘kaleye gedik açanı’ araştırır ama hiç kimse ‘o benim’ diye öne çıkmaz. Komutan askerlerine şöyle bir konuşma yapar: “Allah aşkına bu gediği kim açtıysa veya onu açanı kim tanıyorsa bana söylesin” der. Komutan çadırındayken birisi içeri girer ve ‘kaleyi deleni öğrenmek istiyor musun? diye sorar.’ Komutan evet der. Adam, ben sana onu söyleyeceğim ama koştuğu bazı şartlar var der. Komutan, her şartını kabul ediyorum, Allah sana rahmet eylesin peki şartları nedir? Diye sorar. Adam, ona ismini sormaman, insanlara yada halifeye duyurmaman ve yaptığına karşılık mükafatlandırmaman, der. Komutan, tamam istediği olacak peki o nerede? Adam, o benim deyince komutan kalkıp sarılır. Adam şartlara sadık kalmasını tekrar ister ve komutan kabul etmekten başka bir şey yapamaz. Bu meçhul asker, o büyük kalabalık arasından kaybolup gider ve o vakitten sonra hiç kimse onu göremez.
Bu komutan Allah’a sürekli olarak,(ahirette) o askerle birlikte haşretmesi ve dinine, o ve emsali iman ve ihlâs erleri ile yardım etmesi için dua eder. “O (Allah) ki seni, yardımı ve müminlerle destekledi.”(Enfal;62)
Kıssadan anlaşılması gereken hususlar;
Müslümanların zaferi elde etmesinin temel unsurlarından birisi ihlâstır. İhlâslı olmalıyız.
Yapmış olduğumuz her ameli, Allah rızasını gözeterek yapmalıyız.
Unvan elde etmek, meşhur olmak gibi hastalıklardan sakınmalıyız.
Ne pahasına olursa olsun ahde vefa göstermeliyiz.
Sâlih kimselerle beraber olmayı Allah’tan talep etmeliyiz.
—————————-
* Kıssa Yusuf el-Karadavi’nin Niyet ve İhlas adlı kitabından alıntı yapılmıştır.