Malayaniyi Terk Etmek

Nebevi Damlalar – Yener Yılmaz / 2020 Nisan / 88. Sayı

Ebû Hureyre radıyallahu anh dedi ki:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kişinin malayaniyi (kendisini ilgilendirmeyen hususları) terketmesi İslamının güzelliğindendir (güzel bir Müslüman olduğunun alametidir).”

Tirmizî, Zühd 11; İbni Mâce, Fiten 12

AÇIKLAMA

Bu hadisi şerif edep ve ahlakla alakalı en önemli hadislerden biridir, Maliki âlimlerinden Muhammed bin Zeyd şöyle der;

Güzel ahlak ve edebin özünü ifade eden dört hadisi şerif vardır, bunlar;

“Allah’a ve ahiret gününe iman eden ya hayırlı konuşsun ya da sussun” hadisi, Bana nasihat et diyen kişiye Rasûlullah’ın söylediği özlü nasihat olan “Kızma” (öfkelenme, gazaplanma) hadisi, “Gerçek mümin kendisi için istediğini, kardeşi için de ister” hadisi ve “Malayaniyi terk etmesi kişinin güzel Müslüman oluşundandır” hadisi

Evet, dört hadisi şerif, dört önemli uyarı. Bir Müslümanda bu hasletler olduğu vakit elbette insanların sevgisini kazanacak, cennete bir adım daha fazla yakınlaşacaktır.

Hadisi şerifte geçen malayani; kendisiyle hiçbir hedef gözetilmeyen, iş olsun diye, lâf olsun, vakit geçsin, ömür tükensin diye yapılan boş konuşmalar ve faydasız işlerdir.

Günümüzde Müslümanları ilgilendiren o kadar çok görev varken daha çok bizleri ilgilendirmeyen hususlarla meşgul olmamız sonucu tarihte yaşadığımız izzetli ve şerefli günleri mumla arar olduk. Yeryüzünün birçok bölgesinde öldürülen, yurtlarından sürülen, yetim, öksüz, dul bırakılan, adalete ve bir lokma ekmeğe muhtaç olan milyonlarca Müslüman varken, Avrupa ve Amerika’daki siyasi v.b. gelişmeleri, borsada inip çıkan şirketleri, kazanan ve kaybeden takımları yakından takip eden Müslüman, İslam coğrafyasındaki dert ve kederleri tam olarak kavrayamacaktır.

Ne konuştuğuna dikkat etmeyen, ağzından çıkanı kulağı duymayan, kendi gözündeki merteği görmeyip başkasının gözündeki çöpü gören Müslüman, ağzından çıkan her bir kelimeyi not eden, tüm hareketlerini takip eden, yaptıklarını deftere kaydeden “Kiramen Kâtibin” meleklerini unutmuş, bu dünyanın ötesindeki asıl hayatı göz ardı etmiş demektir.

Malayani kavramı dünya ve ahirette kişiye fayda vermeyen her türlü söz ve davranışlar olarak da tarif edilmiştir. Kişinin faydalı ve faydasız işleri birbirinden ayırt edebilmesi için Müslümanca bir değer ölçüsüne sahip olması gerekir.

Kişi gereksiz ve faydasız işleri terk ettiği vakit faydalı ve lüzumlu işleriyle daha fazla meşgul olacaktır. Çok kısa olan bu dünya hayatında ardında faydalı bir eser, önünde güzel bir değer bulmak isteyen insanların, vakitlerini çok iyi değerlendirmesi gerekir. İnsanın nefsi sürekli bir şeylerle meşgul olur. İmam Şafii’nin dediği gibi “Sen nefsini hak ile meşgul etmezsen, o seni batılla meşgul eder.” 

Müslüman kendini ilgilendiren durumlarla meşgul olduğu vakit, boş işlere zaman bulmakta zaten zorlanacaktır. Bizi ilgilendiren birkaç hususa bakacak olursak;

1- İmanını gözden geçirmek: Kişinin imanı her zaman aynı seviyede olmaz. Gün gelir iman zirvededir, gün gelir yerle bir gibidir. İmanı azaldığı vakit kişi ibadetten uzaklaşmak, hayırlı işlerden kaçmak ve salih insanlara yaklaş(a)mamak gibi belalara maruz kalır. Bu durumu hisseden kişi acil önlem almalıdır. Zaten bu durumu hissedebiliyorsa kalbi hâlâ yaşıyor, iman kendini gösteriyor demektir.

2- Helal yemek ve içmek: Günümüz Müslümanları bu konuya olabildiğince dikkat etmelidir. Dualarımızın kabul olmama sebeplerinin başında haram yemek ve içmek gelir. Ticari olarak hertürlü hilenin sıradan sayıldığı, Allah korkusunun azaldığı, para gelsin de nereden, nasıl gelirse gelsin düşüncesinin yaygın olduğu bu dönemde kişi evine haram lokma sokmamak için mücadele etmelidir. Ebu Bekir radıyallahu anh: “Haramla beslenen vücuda ancak cehennem ateşi yaraşır” buyurmuştur. Hem ailemizi hem kendimizi yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennemden korumakla mükellefiz. Bu görev basit değildir. Hele günümüzde büyük bir çaba gerektirir.

3- Namazına dikkat etmek:

%99’unun Müslüman olduğu söylenilen Türkiye’de yapılan bir ankete göre 5 vakit namaz kılanların oranı %22.

“Arada vakit namazı kıldığım da olur ama bayram ve cuma namazlarını kaçırmam” diyenlerin oranı %26.

“Arada cuma ve bayram namazlarını bazen de teravihleri kılıyorum” diyenlerin oranı %24.

Hiç namaz kılmayanların oranı ise yüzde 22.[1]

Üstelik beş vakit namaz kılanların yüzde 70’i sabah namazına kalkamıyor”[2]

Kişi imanını kurtarmak, ateşten uzaklaşmak, cennete dâhil olmak istiyorsa, ilk olarak bu eksiklliği gidermeli, huşu ve adabı ile beraber bu ibadete önem vermelidir.

Kendisi bilinçli ve şuurlu olduğu halde evladına sözü geçmeyen, namaza durduğu halde ailesi yan gelip yatan, yedi yabancıya nasihat ettiği halde ailesini görmezden gelen nice Müslümanın başka bir dert aramasına gerek yoktur. Onun derdi büyüktür. Aslında bununla ilgilenmesi gerekir. Boş işleri bırakmalı bir an önce aslî görevini yapmalıdır.

4- Müslümanların derdiyle dertlenmek“Müslümanın derdiyle dertlenmeyen bizden değildir!”[3] Bu sebepledir ki bizler nerede bir ezilen, üzülen, çiğnenen dertli görürsek onun derdiyle dertlenir, acısını, üzüntüsünü paylaşır, o acıyı dindirmek için elimizden gelen desteği verir, ilgiyi gösteririz. Bunu da ‘Müslüman’ın derdiyle dertlenme’ vasfımızın bir gereği biliriz.

Bunların dışında ilgilenmemiz gereken çok görevimiz var. Kısaca şunları da sayabiliriz:

– Belâlara sabretmek,

– Günahlardan tevbe etmek,

– Allah azze ve celle’nin rızasını kazanmak için ibâdet etmek,

– Şeytanı düşman bilmek,

– Allah azze ve celle’nin dostlarına dost, düşmanlarına düşman olmak,

– Babaya ve anaya iyilik etmek,

– Marufu emretmek ve münkeri nehyetmek,

– Akrabayı ziyaret etmek,

– Emanete hıyanet etmemek,

– Daima Allahu Teâlâ’dan korkup, ferahı (şımarıklığı ve azgınlığı) terk etmek,

– Allah’a ve Rasûlü’ne itaat etmek,

– Günahdan kaçıp, ibadetlerle meşgul olmak,

– Müslüman amirlere itaat etmek,

– Dilini, fuhşa ait kelimelerden korumak,

– Harama bakmamak,

– İlim öğrenmek,

– Kalbini, günahlardan temizlemek,

– Zinadan kaçınmak.

Tabiînin meşhurlarından olan Hasan el-Basri “Allah Teâlâ’nın kulundan yüz çevirmesinin alameti, kulunun malayani (kendini ilgilendirmeyen işler ve sözler) ile meşgul olmasıdır.” demiştir. Yaptıklarımıza bakalım, sözlerimizi tartalım acaba faydalı ve hayırlı mı yoksa şerli ve zararlı mı? Kişinin amelleri ahiretteki değerini ölçebileceği bir terazi gibidir. Ahiretteki makamını görmek isteyen dünyadaki amellerini ölçüp biçmeli.

Kişiye kabirde ya da ahirette sorulmayacak meseleleri derinlemesine araştırmak da malayani ile meşgul olma kabilindendir. “Salih aleyhisselam’ın kavmine gönderilen devenin adı nedir? İbrahim aleyhisselam’ın kestiği koçun etini kim yedi? Falanca âlimin anasının adı nedir? Yunus aleyhisselam’ı yutan balık erkek miydi? v.b. sorular bize ne kabirde sorulacak ne de hesapta karşımıza çıkacak. Biz amel etmek için soralım, boş malumatları arttırmak ve başkalarını küçük düşürmek için sorulan sorunun hiçbir faydası yoktur.

Malayani ile meşgul olmanın uhrevi cezası beklemediğimiz kadar büyük olabilir bu konuda Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in  bir kaç uyarısına bakalım;

– Uhud’da şehit olan bir gencin annesi “Oğlum sana cennet müjde olsun!” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu ki:
“Ne biliyorsun (cennetlik olduğunu) belki malayani konuşurdu.”[4]

Kab radıyallahu anh hastalanınca, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz ziyaretine gitti. Kab’ın annesi: “Oğlum Cennet sana hazırdır” dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Ey Kab’ın annesi! Ne biliyorsun, Kab belki malayani konuşurdu.”[5]

Peygamber efendimiz Ebuzer hazretlerine de buyurdu ki: “Sana bedenen hafif fakat terazide ağır (ahirette sevabı çok) olan bir amel öğreteyim! Şükür et, güzel ahlaka sahip ol ve malayaniyi terk et!”[6]

Yaptıklarımıza, sözlerimize dikkat edelim, başkalarının dünyalık işleriyle meşgul olurken kendi ahiretimizi heba etmeyelim. Şairin dediği duruma düşmekten Allah azze ve celle’ye sığınalım:

“Hidayeti verip dalaleti satın alanın aklına şaşıyorum

Bilerek dinini dünyaya satan kimsenin durumuna daha şaşıyorum

Kişinin dinini satıp başkası için dünya satın almasına diğerinden daha çok şaşıyorum”


[1].http://www.gelecekgundem.com/yasam/turkiye-de-5-vakit-namaz-kilanlarin-orani-yuzde-22-h1160.html

[2]. https://ilkha.com/kultursanat/namaz-kilanlarin-orani-gun-gectikce-azaliyor-72483

[3]. Hâkim, IV, 352; Heysemî, I, 87

[4]Tirmîzî

[5]İbn Ebiddünya 

[6]. İbn Ebiddünya