Ümmetin Hayâlı Gençlerine

Serbest Köşe – Derya Fıçıcı / 2016 Kasım / 48. Sayı

En temiz ve en yüce övgüler Allah’a aittir.  Salat ve selam onun Rasûlüne, âline ve ashabına olsun. Allah’ın selâmı, rahmeti ve  bereketi mümin kardeşlerimin üzerine olsun. Nasihatlerimin önce kendi nefsimi,  ehlimin ve tüm kardeşlerimin  nefislerini ıslah  edebilmesi duası ile…

Görünüşleri ile Allah›ı hatırlatan, konuşması ve ilmi ile bulunduğu ortama maddi manevi fayda veren, hareket ve davranışları ile daima ahireti hatırlatan mümin genç kardeşlerim… Rabbim sizlerden razı olsun.

Her biriniz yaşadığımız toplumda haramların içinde kaybolmuş, karanlıklara gömülmüş,  ruhi bunalımlar yaşayan genç topluluklara, uyuşturucu, alkol, sigara gibi gençleri tehdit eden onca haram ve pisliğe rağmen kendisini koruyan ve yalnızca Allah›a kul olan ve bunca karanlığın içinde nur misali parlayan kıymetli şahsiyetlersiniz.

Allah›ın rızasını kazanıp Firdevs cennetlerine, Adn ve Naim cennetlerine arzumuz, gayret ve mücadelemizde kopması mümkün olmayan urvetül vuska’ya (sağlam kulba) sarıldık.

Kalpler Allah›ı birledikçe, amellerimiz arttıkça şeytanın hilelerinin zayıfladığını görüyoruz. Bize karşı kurduğu tuzaklar artık büyük değil, zayıf ve cılız. Bunları birkaç örnekle anlatalım;

1. Benim genç kardeşim, iffetini korumuş, tesettürünü korumuş, gözlerini, kulaklarını, dilini her türlü haramdan sakındırmış ve güzel bir niyet içerisine girip evlenmeye karar vermiş. Hatta evlenerek daha birçok haramın yollarını tıkayacak,  Allah’ın davasına daha faydalı olmak için tevhid evini kuracak, orada muvahhid ve muvahhide bireyler yetiştirecek. Dininin diğer yarısını tamamlayacak. İşte bu güzel niyetler içerisinde girdiği yolda şeytan kirli oyunlar peşinde ‘bu güzelliğe, bu hayra nasıl şer ve kötülük bulaştırabilirim, harama nasıl meylettirebilirim’ peşindedir.

Evlilik görüşmesinin olumlu geçmesi ile bu tuzaklar baş gösterir.  Örneğin; ‘evleneceğin, hayatını paylaşacağın kişiyi bu iki saatlik zaman diliminde mi tanıyacaksın?’  diye başlayan vesveseler verir.  Ardından ‘telefonla  görüşmelisin, ölçüyü  koruyarak kafandaki soruları sormalısın’ der. Ve artık ok yaydan çıkar. Günde birkaç dakika yapılan görüşmeler saatlere, sürekli mesajlaşmaya, fotoğraf göndermeye kadar gider. Hâlbuki o konuştuğun kişi sadece evlilik için niyetlendiğin kişidir. Daha eşin olmamış, nikâhınız da olmamıştır. Oysa sen yıllardır bunun  mücadelesini veriyorsun. Haramdan uzak kalmayı, en ufağına dahi bulaşmamayı ve tertemiz bir şekilde yuvanı kurmayı beklerken şeytan temiz hayallerinin içine pislik kırıntıları atıyor. Hatırla!

Sen Peygamberinin kızı Hz. Fatıma›nın iffetini, hayâ duygusunu, “Öldüğümde beni gece defnedin ki, kimse görmesin” sözlerini okuduğunda onu kendine örnek almıştın. Dikkat et ey bacım! Fatımalara zarar gelmesin.

Ve sen ey kardeşim! Fatıma timsali, kendine eş alacağın hanıma zarar gelmesine, hele hele senin elinle hayâsının yırtılmasına, zarar görmesine izin verme.

Şöyle bir mesele de var ki, bu nişanlılık sürecinde harama düşmemek için yapılan nikâh bizi haramdan koruyabilir, ancak yaşadığımız toplum ve kültür bunu tam kabul etmediğinden İslam’a ve davete zarar gelebilir. Nişanlı olan kardeşlerimiz toplum nazarında nişanlı olarak bilindiğinde nikâhları henüz meşruluk kazanmadığından yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebilir.

Nişanlı kimselerin yaptıkları nikâh, genelde aileler tarafından bilinir ancak henüz herkese ilan edilmemiştir. Ve zaten ilan edilse de ancak bilinçli müslümanlar bunu anlayabilir. Bunun dışında olanlar sizi nişanlı olarak görür. Nişanlı olan tesettürlü bacım ve sakallı mümin kardeşim… Dışarıda kendisine nikâhlı olan nişanlısıyla dolaştığında insanların gözünde cahillerden farkı olmayan bir nişanlılık süreci yaşadığı algısı oluşabilir. Bu da İslam’ın hudutlarının yanlış anlaşılmasına sebebiyet verebilir.

2. Gençlerin kendi aralarında sürekli evlilik mevzusundan bahsetmesi, aklını sürekli bununla meşgul etmesi ve zaaf noktalarını sürekli gündemde tutması şeytanın zayıf hilelerinden biridir.

Evlilik mevzusunda nasihat almak istiyorsanız, kendi yaşınızdaki bekârlarla değil, evli, yetişkin ve evliliğinde size örnek olacak kişilerle nasihatleşin. Diğer türlü konuşmalar sizleri harama yaklaştırır.

Evlilik arefesinde değilseniz, mahrem konular hakkında bilgi almaya, öğrenmeye çalışmayın. Gençler arasında da bu tür konuların konuşulmasına mani olun. Evlilik mevzularında aracılık yapmayın. Zira bu sizin işiniz değil, büyüklerin işidir. Ola ki tecrübesizliğiniz kardeşinize hayır yapayım derken zarar vermenize sebep olur.

Özellikle genç kızlar birbirlerine bekâr olan ağabey ve kardeşlerinden söz etmesinler. Bunun sakıncası şudur: Arkadaşınızın ümitlenmesine, hayal kurmasına sebebiyet verebilir. Allah korusun aşk hastalığına tutulmasına da sebep olabilir.

“Andolsun ki o, istekli idi. Eğer Rabbının burhanını görmemiş olsaydı; o da onu arzu etmiş gitmişti. İşte Biz, böylece ondan fenalığı ve fuhşu bertaraf ettik. Çünkü o, ihlasa erdirilmiş kullarımızdandı.” (Yusuf, 24)

İbni Kayyum (rahimehullah) “Kalbin İlacı” adlı kitabında aşk hastalığından şöyle bahsediyor:

“Bu ölümcül hastalığın tedavisi, kişinin tevhide ters düşen bu hastalığa ancak cehaleti ve kalbinin Allah’tan yana gaflette olması sebebiyle tutulduğunu bilmesiyle mümkündür. Onun ilk önce Rabbini birlemeyi, O’nun sünnetlerini (değişmez yasalarını) ve ayetlerini öğrenmesi gerekir. Sonra kalbini devamlı Rabbini düşünmekle meşgul edecek zahiri ve batıni ibadetleri yerine getirmeli, Allah’a çokça sığınmalı, bu belayı kendisinden uzaklaştırması ve kalbini tekrar O’na döndürmesi için Rabbine çokça yalvarmalıdır. Onun için ihlastan daha faydalı bir ilaç yoktur.”

3. Sosyal medyada mahrem sınırlarına dikkat edilmemesi.

Kardeşler, öyle şeyler duyuyoruz ki, sosyal paylaşımlardan etkilenip facebooktan tanıdığı kişiye evlilik teklif edenler, facebookta yazışarak birbirini tanımaya çalışanlar var. Kadınların erkeklere veya erkeklerin kadınlara davet-tebliğ amaçlı yazdıklarını dahi duyuyoruz. Bu da şeytanın bize kurduğu tuzaklardan biridir.

Ayrıca bayan veya erkeğin, herkesin gördüğü ortamlarda fotoğraflarını paylaşmaları hem kendilerini hem de başkalarını harama yaklaştırabilir. Hanım kardeşlerimin peçeleriyle fotoğraf koymaları da uygun değildir. Hanımların paylaşımlarına bir erkeğin yorum yazması veya erkeğin paylaşımlarına bir bayanın yorum yazması, mümin erkek ve kadınlara yakışmayan davranışlardır. Yabancı erkek ve kadının birbirleriyle mektuplaşmayacağı gibi sanal ortamda da yazmaları uygun değildir.

Sonuç olarak; akıllı kişi şunu bilmelidir ki, akıl ve şeriat faydalı şeylerin elde edilmesini ve artırılmasını, zararlı şeylerinde yok edilmesini gerekli kılar.

Ya Rabbi! Haramların bizi çepeçevre kuşattığı şu dönemde, Sen, İslam’a teslim olmuş gençlerin izzet ve takvalarını arttır. İzzet ve takvamızı yok etmek uğruna kurulmuş tuzaklara karşı bizlere basiretli bir bakış ve anlayış nasib et…  Allahumme Amin…

Selam ve dua ile…