Özgürlük Adı Altında Köleleşen Gençler

Kapak Dosya – Ümit Şit / 2025 Nisan / 149. Sayı

Bazen birçok siyasi eylemlerde sloganikleşen bir kavram, bazen ise gençlerin dilinden düşürmediği bir söylem, bazen de içe dönmeyi arzulayan bir ruhun, kozmopolit şehirler üzerinden savurduğu bir çığlık olan özgürlük… Bir kesime göre önündeki bütün kuralları reddetme hali. Bir kesime göre, insanların oluşturduğu kurallara riayet etmek şartı ile yapılmak istenen her şey. Bir kesime göre özgürlük, düşünme biçimi. Bir kesime göre ise özgürlük, düşündüklerini kimseyi önemsemeden söylemektir.

Özellikle gençler arasında yaygın olarak “yeterince özgür değilim”, “şu an özgürlüğüm kısıtlanıyor”, “özgürce yaşamak istiyorum artık”, “oh bee özgürlük gibisi var mı?”, “özgür olmak suç mu?”, “hakaret etmedim, ifade özgürlüğü”, “özgürlüğümü elimden alıyorsunuz” vs. gibi özgürlük kelimesi geçen cümleler sıklıkla kurulmaktadır. Ancak gerçek özgürlüğü bilmemekte, sadece kendilerine medya ve popüler kültür ile dayatılan özgürlük kavramını papağan gibi tekrarlamaktadırlar.

Özgürlük kavramının tanımı herkes tarafından başka şekilde algılanarak hayatta pratikleşiyor. Bir fakir için özgürlük zengin bir hayata sahip olmak gibi algılanırken, bir zengin için özgürlük çalışmadan, aranıp sorulmadan bir gün geçirebilmek olabiliyor. Bir yaşlı için özgürlük geçmişe dönerek kimseye muhtaç olmadan yaşamak ise bir gence göre özgürlük kimseye aldırış etmeden hazzın ve zevkin peşinden koşmak olduğu algılanmaktadır. Evet özgürlük daha çok gençler üzerinden alıcı bulan bir paravandır. Günümüzde medya ile pompalanan, popüler kültür ile yoğrulan sahte özgürlük kavramı, aslında kölelikten başka bir şey değildir. Ancak gençlerin çok az kısmı bu durumun farkındadır.

Sınırsız özgürlük, insan için köleliktir. İnsan bir robot değildir. Zaafları olan, seven, sevilen, üzülen, neşelenen, acı duyan, merhamet eden, öfkelen vs. duygusal git-gellere sahip bir varlıktır. İnsan, aidiyet ihtiyacı duyan toplumsal bir varlıktır. İnsan, yaratılışı gereği vicdan terazisine sahiptir. İnsan anlam avcısıdır. Hayvanlar ya da bitkiler gibi değildir. Anlamlandıramadığı şeyler karşısında yıkıma uğrar. İnsan yaratılışından kaynaklan merakıyla hep doğruyu, iyiyi, hakikati arayan bir hafiyedir. Ulaştığı hakikat ile özlem duyduğu huzura kavuşur. Bu huzur ise güven duygusu oluşturur. Güven duygusu ise Allah’a imanın ta kendisidir.

Ne yazık ki gençlerimizin günümüzde anlam arayışına girememesi algılarının zehirlenmesinden dolayıdır. Özgürlük, gençler için evliğin sağladığı sorumluluklardan kurtularak her yerde ve her zaman kolay şekilde fuhuş yapmak gibi dar bir kapsama hapsedilmiştir. Kız isen paralı erkeğe ulaşmak, erkek isen güzel bir kıza ulaşmak dünyada var olmanın amacı kabul edilmektedir. Paraya, zenginliğe ve güzel karşı cinslere ulaşmak için mücadele edilir. Bu mücadele sonunda iki şey gerçekleşir. Bu amaca ulaşılırsa fuhuş, uyuşturucu ve alkol tüketimi sonucuna ulaşılır. Eğer bu amaca ulaşılmazsa uyuşturucu ve alkol tüketimi sonucuna ulaşılır. Aradaki fark fuhuş yapmak ya da yapmamaktır. Bunun sonucunda kendini tüketmiş, bıkkın, hiçbir şeyden memnun olmayan, insanları sadece menfaati kadar seven, orta yaş krizi içinde olan antidepresan bağımlısı insanlar… Küçük şeyler yüzünden aniden öfke patlamaları yaşayan amaçsız insan yığınlarından herhangi biri…

Gerçek özgürlük Allah’a kul olmaktır. Hakkıyla Allah’a kul olan insan, insanlara karşı özgür olur. Hiçbir insanın dayatmasına boyun eğmez. Allah’ın otoritesinden başka bir otorite kabul etmez. Allah’a rağmen Allah’a karşı da özgür olmak isteyenler paranın, uyuşturucunun, kadının, erkeğin, patronun, makam ve mevki sahibi birinin kölesi olur. Bağımlı olduğun her kimsenin ve her şeyin sahibi değil kölesi olursun. “Hiçbir bağımlılığım yok canım ne isterse onu yapıyorum” diyorsan nefsinin kölesi olursun. Yani bu dünyada kölelikten kurtulamayacak kadar ihtiyaçları olan aciz bir varlıksın. Ya Allah’ın kölesi olarak hür olursun ya da Allah’ı inkâr ederek hayatının amacına neyi koyduysan onun esiri olursun. Bir gencin hayatının o güzel zamanlarındaki enerjisini kendisine zarardan başka fayda sağlamayacak şeyler uğrunda feda etmesi iflas ettiği anlamına gelir. Hem bu dünyada mutluluğa erişemez hem de cennetini kaybeder. Kendini hazlar ile tüketen bir genç ne evlendiği kişiyi mutlu edebilir ne de kendini. Çünkü o evleneceği kişiye vereceği saf duygularını hunharca harcamış kendini tüketmiştir. Tükenen gençlerin evlendikten birkaç sene sonra boşanma sebepleri bundandır.

Ey genç! Allah’ın sana bahşettiği bu gençlik nimetini onun yolunda harca. Harca ki sana azim, kararlılık, zorluklara karşı dirayet, üzüntülü olaylar içerisinde iken bile kalp huzuru bahşedilsin. Geçici haz ve zevkler için seni yaratanı inkâr etmen, dünyada anlam krizinden doğan tatminsizlik, ahirette ise büyük düş kırıklığı olarak geri dönecektir. Oysa Allah yolunda mücadele, ruhun tam özgürlüğü ile sonuçlanır. Bir alimimizin dediği gibi: “Düşmanlarım bana ne yapabilir ki? Benim gönül bahçem içimdedir. Esir edilirsem Allah ile beraber olurum. Sürülürsem bu diyardan benim için seyahattir. Bu yolda öldürülürsem, benim için şehadettir. Allah yolunda şehadet ise en büyük zaferdir.”