Müslüman İsminden Başka Bir İsme İslam’dan Başka Bir Düzene Asla Razı Değiliz

Olaylar Ve Yorumlar – Nedim Bal / 2016 Mayıs / 42. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

Bu ümmetin farklı renklerini, dillerini, örflerini, kültürlerini bir arada tutacak, onları et ve tırnak gibi kaynaştıracak, onları birbiriyle kardeş ve yoldaş kılacak inanç sistemi; ne Kemalizm’dir, ne Türk IRKçılığıdır ne de Kürt IRKçılığıdır.

Malumunuz, neredeyse 10 aydan beri Doğu ve Güneydoğu bölgesinde çatışmalar devam ediyor. İnsanlar ölüyor. Analar- Babalar evlatsız, eşler dul, çocuklar yetim kalıyor. Evler, yurtlar, ocaklar yakılıyor, yıkılıyor. İnsanlar doğup büyüdükleri yerlerden gözyaşları içinde göç etmek zorunda kalıyor.

Yaşanan acılar, hüzünler ve gözyaşları toplumun tüm kesimlerini ayrı ayrı noktalara, ayrı ayrı uçlara sürüklüyor. Toplum ayrışıyor.

Oğlu veya kardeşi ya da eşi, komşusu veya arkadaşı PKK tarafından öldürülen bir Türk, hiç bitmeyecek bir kinle Kürde düşman oluyor. Aynı şekilde oğlu veya kardeşi ya da eşi, arkadaşı veya komşusu devlet güçleri tarafından öldürülen bir Kürt de, hiç bitmeyecek bir kinle Türk’e düşman oluyor.

Müslüman camiaların içinde bile “Ben IRKçı değilim amma ……….” diye başlayan ve diğer ırkı tahkir eden, aşağılayan cümleler artık uluorta konuşulur oldu. Irkçılık meselesi müslümanların en çok dikkat etmesi gereken meselelerden biridir. Irkçılık fitnesi; Çekirge sürüsünün ekin tarlasına girmesi gibidir. Çekirge sürüsü çekilip gittiğinde geriye faydalı hiçbir şey kalmaz. Müslümanların içindeki bu gidişat iyi bir gidişat değil. Hele hele böyle bir dönemde, Müslümanlar konuştuğu cümlelerin nereye varacağını çok iyi düşünmeli, bin düşünüp, bir konuşmalıdır.

Her müslüman; Allah’a, onun şerefli elçisinin önderliğine, hayat nizamı için gönderilen Kur’an’ın tüm buyruklarına, gerçek adaleti tesis eden Şeriatın üstünlüğüne iman etmekle mükelleftir. Aynı şekilde yine her Müslüman; Allah’ın gönderdiği İslam nizamı dışında kalan ve insanlığı yönetmeye talip olan alternatif tüm düzenleri, rejimleri, ideolojileri, dünya görüşlerini temelden reddetmekle mükelleftir.

Ne mevcut düzeninin ve sağcı partilerin amentüsü olan; Kemalizm, laiklik, demokrasi ve Türk ırkçılığı, ne de PKK/ BDP nin ve solcu partilerin amentüsü olan; sosyalizm, komünizm, marksizm, Apoizm ve Kürt ırkçılığı; Allah’a iman eden, peygambere iman eden, Kur’an’a iman eden, Kabe yönelip namaz kılan Müslümanların yolu olamaz.

Bu batıl, cahili, kokuşmuş ikiyüzlü düzenler, ideolojiler, rejimler; bir Müslümanın seveceği, kabul edeceği, peşinden gideceği ve uğruna öleceği yollar, inançlar olmadığı gibi  insanları bu batıl düzenlere çağıran ve bu beşeri sistemleri savunan liderler, örgütler, partiler, cemaatler de asla Müslümanların peşinden gideceği kişiler ve kurumlar olamaz.

Toplum büyük bir bunalım yaşıyor. At izi ile İt izinin, güzel ile çirkinin, hak ile batılın bu kadar karıştırıldığı bir dönem yaşanmış mıdır bilmiyoruz! Bunun en büyük sebebi de lanetlenmiş olan ırkçılık belasıdır.  Kendi ırkından olanın çamurunu görmeyip başka ırktan olana çamur atma hastalığı.. Ya da bir başka deyişle “bizden olsun çamurdan olsun” cahiliyyeti…

Müslümanların IRK meselesi üzerinden konuşacağı, halledeceği, varacağı hiçbir nokta yoktur, olamaz. Kemalist rejim kurulduğu günden beri sadece bir ırka zulmetmiş değildir. Kemalist rejimin zulmüne uğrayanların içinde; Kürdü, Türkü, Laz’ı, Çerkez’i, Gürcü’sü, Arab’ı hepsi vardır.

Kemalist rejim; laik, ulusalcı, ateist ve batıcı olup rejimi savunan Kürtlere asla zulmetmemiştir. Kemalist rejim; laik, ulusalcı, ateist ve batıcı olup rejimi savunan Türklere de asla zulmetmemiştir. Kemalist rejim; laik, ulusalcı, ateist ve batıcı olup rejimi savunan; Laz’lara, Arap’lara, Gürcü’lere, Zaza’lara, Çerkezler de asla zulmetmemiştir.

Fakat Kemalist rejim; kendi değerlerine inanmayan, devrim kanunlarını savunmayan ve yeni düzeni kabul etmeyen; MÜSLÜMAN Kürt’lere , MÜSLÜMAN Türk’lere, MÜSLÜMAN Arap’lara, MÜSLÜMAN Laz’lara, MÜSLÜMAN Zaza’lara, MÜSLÜMAN Gürcülere, Çerkezlere, Pomaklara ZULMETMİŞTİR.

Yani yeni kurulan Kemalist rejimin devrim kanunlarına göre değil de; Allah’ın kanunlarına, Allah’ın emir ve yasaklarına göre bir hayat yaşamak isteyen tüm kesimler, ırkına bakılmaksızın KEMALİST rejimin zulmünden pay almıştır.

Bu ince nokta “ben Müslümanım” diyenlere bir şeyler anlatması lazım. Bu bir ırk savaşı, ırk mücadelesi değildir. Bu HAK ile BATIL’ın mücadelesidir.

Batıl bir rejim bile; kendi değerlerine iman edenleri, kendi değerlerini savunanları hangi ırktan olursa olsunlar aralarında hiçbir fark gözetmeksizin hepsini kendi Yoldaşı, kendi Dindaşı kabul ediyor. Öyleyse nasıl olurda; Allah’a iman eden, İslam’a iman eden, Kabe’ye yönelip namaz kılan, Allah’ın emri tesettüre bürünen, hacca giden ve ben Müslümanım diyen kimseler, toplumu; Laikliğe, Kemalizm’e, Demokrasiye, Avrupa’nın değerlerine, Türk ırkçılığına   çağıran Sağcı Partilerin ve liderlerin peşinden gidebilir, destekleyebilir, sevebilir??!! Yada; ateizmi, Marksizm’i, Sosyalizmi, Komünizmi, İslam düşmanlığını savunan Solcu Partilerin, PKK/BDP ve türevlerinin  peşinden gidebilir, destekleyebilir, sevebilir?!!

Müslüman kendi kendine sormaz mı “Benim desteklediğim, sevdiğim, savunduğum partiler, örgütler, cemaatler, gruplar ve bunların başlarındaki lider kadrolar neye inanıyor, neyi savunuyor ve nasıl bir düzen istiyor???. Bunların söyledikleri ile Allah’ın söyledikleri, bunların çağırdığı yol ile Allah’ın çağırdığı yol, bunların kanunlarıyla Allah’ın kanunları  birbirine uyuyor mu.??

Bu soruları kendi kendine sorup cevabını aramayan,  sırf aynı ırktan aynı mezhepten oldukları için körü körüne o Liderlerin, o Partilerin, o Örgütlerinin peşinden giden bu kadar basiretsiz, bu kadar şuursuz, bu kadar düşüncesiz bir Müslüman topluluğu olabilir mi.??  HAK; tuttuğunuz ve taparcasına sevdiğiniz Partilere, Örgütlere, Cemaatlere  göre mi ölçülür.?? Yoksa Allah’a göre mi.??

“Onların yüzleri (cehennem) ateşine çevrildiği gün ‘keşke Allah’a itaat etseydik ve peygambere itaat etseydik!’ derler. Yine derler ki; ‘Ey Rabbimiz! Biz liderlerimize ve ileri gelenlere uyduk. Onlarda bizi yoldan çıkardılar. Ey Rabbimiz onlara azabı iki kat ver.” (Ahzab 66-68)

“(Körü körüne o liderlere) uyanlar derler ki; ‘keşke bizim için bir kere daha (dünyaya dönüş) olsa da onların bizden uzaklaştıkları gibi bizde onlardan uzaklaşsaydık.’ İşte böylece Allah, onlara yaptıklarını pişmanlık kaynağı olarak gösterecektir. Ve onlar ateşten çıkacak kimseler değildir.” (Bakara 167-168)    

Türk yapınca güzel ama aynı şeyi Kürt yapınca kötü oluyor, ya da Kürt yapınca güzel ama aynı şeyi Türk yapınca kötü oluyor öyle mi? Yok böyle bir şey. Müslümanın böyle bir adalet terazisi olamaz. Müslümanın böyle bir kafa yapısı, böyle bir inancı, böyle bir vicdanı olamaz. Zaten bu kafa yapısına, bu inanca sahip olanlar da Müslüman olamaz.

Müslümanların peygamberi “Irkçılık /kavimcilik davası güden bizden değildir” (Müslim/imare) buyurmuyor mu?

Müslümanın tek bir milleti vardır; O da İslam milletidir.

İslam bizim çimentomuzdur, İslam bizim zorlukları aşacağımız çıkış yolumuzdur. İslam bizim dünya ve ahirette tek Kurtuluş Yolumuz dur.

Kim İslam’dan başka bir yol, bir kanun, bir düzen, bir yaşam şekli ararsa O dünya ve ahirette kaybedenlerden olacaktır. (Al-i imran 85)

Demokratlıktan, laiklikten, Türk ırkçılığından, Kürt ırkçılığından, kâfir atalarıyla öğünmekten, Kemalizm’den, Apoizm’den, Şamanizm’den, Zerdüştlükten, komünizmden, sosyalizmden Marksizm’den kısaca; Allah’ın yolu olan İslam dışındaki tüm batıl düzenlerden yine Allah’a sığınırız.

Bizim renklerimiz, dillerimiz, örf ve âdetlerimiz farklı olsa da yüce Allah’ın aynı dünya üzerinde yarattığı kullarız. Biz, milleti İbrahimiz. Biz, MUHAMMET ÜMMETİYİZ.

 MÜSLÜMANDAN başka bir isme , İSLAMDAN  başka bir düzene asla razı değiliz.

“Allah’a davet eden, Salih amel işleyen ve ‘şüphesiz ki ben MÜSLÜMANLARDANIM’ diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?” (Fussilet 33)

Esselamu Aleykum. Allah’a emanet olunuz.