Allah’ın Kabul Edeceği Tek Dileğiniz Olsaydı Ne Dilerdiniz?

Serbest Köşe – Orhan Sağlam / 2024 Ağustos / 141. Sayı

Zeyd bin Eslem’in, babasından naklettiğine göre; Hazret-i Ömer radıyallahu anh bir gün dostları ile otururken aralarında şöyle bir konuşma geçmişti.

Hazret-i Ömer radıyallahu anh yanındaki dostlarına:

“-Allah’ın kabul edeceği tek bir dileğiniz olsa, ne isterdiniz?” diye bir soru sormuştu.

Oradakilerden biri:

“-Ben, şu oda dolusu gümüşüm olsun da onu Allah yolunda harcamak isterdim!” dedi.

Bir başkası:

“-Şu oda dolusu altınım olsun da onu Allah yolunda harcayayım isterim!” dedi.

Bir diğeri:

“-Bu oda dolusu mücevherim olsa da Allah yolunda harcasam…” dedi.

Herkes dileğini söyledikten sonra oradakiler:

“-Ey Ömer, peki sen ne isterdin?” diye sordular.

Hazret-i Ömer radıyallahu anh:

“-Ben de Ebû Ubeyde bin Cerrah, Muâz bin Cebel ve Huzeyfetü’l-Yemânî gibi bir oda dolusu adam isterim ki, onları, Allah yolunda görevlendireyim.” diyerek herkesi duygulandıran arzusunu ifade etmişti.

Değerli kardeşlerim, eğer bize tek dileğiniz olsa, ne diliyorsunuz diye sorulacak olsaydı hepimizin farklı farklı dilekleri olurdu. Belki de bu dileklerin hepsi de hayırlı dileklerde olabilirdi ancak bu kıssada Hz. Ömer radıyallahu anh’ın dileği çok manidar ve çok değerli bir dilek olmuştur. Hz. Ömer’in dileği sadece bir keresine mahsus bir hayır dileği değil de birçok hayrın kapısını açacak, birçok hayra vesile olacak dilek olmuştur; o da öncü adamları talep etmesiydi. Çünkü bu mübarek insanların vesilesiyle birçok kişi iman etmiş, birçok beldeler fethedilip İslam dini ile şereflenmiş, kendileri şehit olup rablerine kavuşmuş olsalarda açmış oldukları hayır kapıları kıyamete kadar devam edecek şekilde olmuştur.

Günümüzde de bu mübarek insanları takip eden mübarek insanlar da vardır. Çünkü bu davanın sahibi Allah celle celaluhu olduğundan dolayı davasını yükleneceği yiğitleri de var olmaya devam edecektir. Ancak bu yiğitlerin sayısı azaldıkça zulümler artar, zaferler gecikir. Bize düşen talep ve arzularımızı gözden geçirmemizdir. Bizim talep ve dileklerimiz nelerdir?  Kıssada da bize Hz. Ömer radıyallahu anh’ın vermiş olduğu ders; en büyük nimet olan hayra vesile olan, rablerine bağlı, görevlendirdiğinde arkasına bakmayan, birçok kitleyi idare edebilen, kendisinden emin, işine adapte olup çevresinden etkilenmeyen bireylerin olduğudur.

Bugün de eğer bir beldede, bir grupta, bir cemiyette bir başarı söz konusu ise bunun altında yatan en büyük nokta  rablerine bağlı idareci bireylerin çokluğudur. Malum küfür milleti bunu çok iyi bildiği için direkt bu tarz kafa adamlarını hedef alırlar. Ancak eğer kafa adamların çokluğu söz konusu olursa küfrün çırpınışı en nihayetinde boşa çıkar tam tersine Müslümanları güçlendirir. Örneğin Taliban’daki kafa adamlarıyla batı çok uğraştı ama Allah’a hamd olsun ki rablerine ve şehadete yakın olan kafa adamların çokluğu küfrün bu çabasında onlara pes ettirmiştir. Bunun en bariz örneği hali hazırda günümüzde Gazze’deki kardeşlerimizdir. Gazze, Yemen, Mısır, Suriye vb. birçok beldede emsalleri mevcuttur, olmaya da devam edecektir ve sayılarıda her geçen gün artacaktır. Çünkü Rabbimiz vaad ediyor ve Rabbimiz vaadinden dönmez. Rabbimizin vadi “Kafirler ve müşrikler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır” ilkesidir. Rabbimizin nurunu tamamlaması bu tarz yiğitlerin elleriyle gerçekleşeceği muhakkaktır. O halde bizlerinde talebi Allah’ın nurunu tamamlayacağı bireylerden olabilmektir. Olamazsak da neslimizin onlardan olmasını sağlamaktır. Çünkü bugün Müslüman cemiyetlerin önlerini açacak önder insanlara ihtiyaçları vardır. Çünkü kalpleri rableri için atan binlerce fertlerin sadece yönlendirmelerine ihtiyaçları vardır ve eğer onları doğru yönlendirecek idarecilerin sayıları artacak olursa o zaman ciddi işlerin olacağı kaçınılmazdır. Bugün dünyada Müslümanların elde ettiği başarılar, kitlelere hitap eden ve insanları doğru yönlendiren idarecilerin varlığından kaynaklanmaktadır. Coğrafyamıza gelecek olursak, üzülerek ifade etmemiz gerekir ki bu tarz idarecilerin sayıları pek azdır. Rabbimizden temennimiz ve duamız bizden önceki önderlerimizin yaptıkları şu duadır “Rabbimiz bizi takva sahiplerine önder kıl.”  Rabbimiz bizleri takva sahiplerinden eyleyip takva sahiplerine önder kılsın, ayaklarımızı sabit kılıp razı olduğu kullarından eylesin. Allahumme Âmin.